Sağlıklı karar verme sürecinin 6 adımı
Hepimizin kafasının içinde hayatımızı yönlendiren bir ses vardır. Bu ses bize ne yapacağımızı, nasıl olacağımızı ve nasıl hissedeceğimizi söyler. Bu ses hayatımız üzerinde güçlü bir etkiye sahip olsa da her zaman iyi değildir. Bu sesle ilgili sorun, genellikle korkularımıza ve güvensizliklerimize dayanmasıdır. Güvende hissetme arzumuzu doyurmak için bu sesi dinliyor ve söylediklerine göre davranabiliyoruz; çünkü hata yapmaktan veya zor durumların içinde kalmaktan korkuyoruz. Peki bu ses her zaman doğru mu söylüyor dersiniz? Gerçekten güvenilir mi?
Çözüm basit: Aklınızla birlikte kalbinizi de dinlemeyi öğrenin. Bunu yaptığınızda, kendinizi daha iyi kararlar alırken bulacaksınız ve sizi neyin mutlu ettiği hakkında daha fazla bilgi sahibi olacaksınız.
Bu söylediğim size fazla romantik gelmiş olabilir fakat aslında bizi kalbimize yönlendiren şey bilimsel olarak yapılan araştırmaların sonucunda, insanın bedenlerindeki mikro değişimleri hissedebileceğini gösteren, bilişsel-duyuşsal sürecin bir sonucu. Araştırmalar, bedensel sinyallerin, duygusal tetikleyici olduğunu ve bu duyguların karar verme konusunda rehberlik sağladığını gösteriyor. Özetle, kalp ve akıl birlikte çalışıyor. Peki, sağlıklı karar verme sürecinin 6 adımı nedir?
1. Sorunu veya fırsatı belirleme veya tanımlama
Sorun ne? Karar vermen konu nedir? Bu konu senin yetki alanında mı?
2. Engelleri belirleme
Bu kararı vermeni veya bu konu hakkında karar vermeni engelleyen unsurlar nedir? İlerlemene engel koşulları tespit et.
3. Alternatif geliştirme
Bazen tek bir karar yeterli gelmeyebilir. Bir kaç alternatif ve yol belirlemeni öneririm. Her zaman bir seçenek olmalı.
4. Alternatiflerden birisini seçme
En olasılıklı olanı seç. Aklına ve kalbine en çok yatan hangisi?
5. Kararın uygulanması
Kararını uygula.
6. Kararın değerlendirilmesi
Doğru bir karar verdin mi? Evet ise harika. Hayır ise endişelenme. Diğer seçeneklerin hala seninle.
Peki, neden 6 adım? Çünkü, insanı ve doğasını en çok zorlayan şeylerden biri kısıtlanmaktır. Sığ ve esnek olmayan bakış açısı, ruhsal değişimlerin ana sebeplerinden biridir. Bu duygusal ve bilişsel katılığa alternatif bir olgu mevcut sistemde öğretilmiyor ne yazık ki. O yüzden herkes bu hayatta bir çok konuda tek atış hakkı varmış gibi hissediyor. Ve bu his hem çok kısıtlayıcı hem de çok yaralayıcı olabilir. Zihnin ve kalbin sana verilmiş en mükemmel yol arkadaşlarıdır. Ve doğru dili kullanırsan her zaman bir çıkışları vardır.
Sevgiler,
İlginizi çekebilir: Duygusal şiddet türleri ve istismardan korunma yolları