X

Bilimin ışığında sağlıklı cinsel ilişki haftada kaç kez olmalı?

Pek çok insan mevcut cinsel ilişki sıklığının normal olup olmadığını veya bu konudaki idealin ne olması gerektiğini merak ediyor. Acaba ilişkilerde seks ne kadar önemli? Aslında cinsel tatmin istatistiklerine atıfta bulunmak riskli. Bunun sebebi, araştırmalarda elde edilen verilerin çoğunlukla kişilerin kendi bildirdiği bilgilerden oluşması. Dolayısıyla sonuçların doğruluğundan %100 emin olmak mümkün değil.

Bununla birlikte, insanlar “Sağlıklı cinsel ilişki haftada kaç kez olmalı” gibi bir soruyu sorgularken; aslında ilişkilerinin sağlıklı olup olmadığını bilmek istiyor olabilirler. Yani aslında merak ettikleri şey muhtemelen partnerleri için yeterli olup olmadıkları veya partnerlerinin onlar için yeterli olup olmadığı. Eğer siz de ilişkinizde “fazla” mı yoksa “az” mı seks olup olmadığını merak ediyorsanız kafanızdaki sorulara yanıt bulmak için yazımızı okumaya devam edin. Aşağıda “Cinsel ilişki sıklığı ne olmalı” sorusunu derinlemesine ele alıyor olacağız.

Cinsel ilişki kaç günde bir olmalı?

Daha önce de belirttiğimiz gibi, aslında ne sıklıkta seks yapmanız gerektiğine dair tek bir cevap yok. Archives of Sexual Behavior’da yayınlanan 2017 tarihli bir araştırma, 1989- 2014 yılları arasında, 26.000’den fazla kişinin cinsel davranışlarını inceledi. Sonuçta bir yetişkinin yılda ortalama 54 kez veya haftada bir kez seks yaptığını ortaya koydu.

Ayrıca, evli çiftler için de bu sayı neredeyse aynıydı (yılda 51 kez). Bununla birlikte, cinsel ilişki sıklığı yaşa bağlı olarak değişiklik gösteriyordu: Katılımcılar 20’li yaşlarda yılda yaklaşık 80 kez seks yaptıklarını bildirirken, bu sayı 60’lı yaşlarda 20’ye kadar düşüyordu.

Dolayısıyla bu vb. araştırmalara bakılarak “Yaşa göre cinsel ilişki kaç günde bir olmalı”, “Sağlıklı cinsel ilişki haftada kaç kez olmalı” gibi sorulara yanıt bulunabilir. Ancak bu, tüm ilişkiler için ideal cinsel ilişki sıklığının ne olduğunu belirleyemez. Seks terapistleri, hafta bir kez seks yapmanın çok fazla olduğunu veya bunun yetersiz kaldığını söyleyen birçok insanla karşılaştıklarını belirtiyor. Yani çiftler, kendileri için doğru olan cinsel ilişki sıklığını yine kendileri belirleyebilir ve ilişkileri devam ettikçe bu sayı değişebilir. “Çok fazla” veya “çok az” cinsel ilişki tamamen özneldir ve söz konusu çifte bağlıdır. Bazı insanlar aylarca cinsel ilişkide bulunmasalar bile ilişkinin içerisinde tatmin hissedebilirler. Bu yüzden uzmanlar cinsel ilişki sıklığına dair bir kural aramak yerine, cinsel ilişkiye ve bunun iki kişi için ne anlama geldiğine odaklanmayı öneriyor.

Evlilikte cinsel ilişki kaç günde bir olmalı?

Gelelim bir diğer merak edilen soruya… 2013 yılında AARP, sosyologlar tarafından yürütülen 50 yaşın üzerindeki 8000’den fazla kişiyle yapılan bir çalışmada şu sonuçları buldu:

  • Evli çiftlerin %31’i haftada birkaç kez
  • Çiftlerin %28’i ayda birkaç kez
  • Çiftlerin %8’i ayda bir kez
  • Çiftlerin %33’ü ise nadiren seks yapıyor ya da hiç yapmıyor.

Tıpkı yukarıda açıkladığımız gibi, söz konusu evli çiftler olduğunda da cinsel ilişki sıklığı konusunda ideal bir sayı yok. Her çiftin ihtiyaç duyduğu veya istediği şey, kendi kişisel tercihlerine göre değişebilir.

Bununla birlikte Howard, Social Psychological and Personality Science dergisinde yayınlanan 2015 tarihli bir çalışma, çiftlerin haftada bir kez seks yapmalarının en mutlu senaryo olduğunu belirtiyor. Çiftler bundan daha az seks yaptıklarında ilişkiden duydukları mutluluk azalıyor, ancak bundan daha sık seks yaptıklarında artmıyor.

İlginizi çekebilir: Herkesin aklındaki o soru: Ya seks monotonlaşırsa?

Cinsel isteksizlik nedenleri

Genelleyecek olursak; araştırmalar cinsel ilişki sıklığı konusunda hafta birin ideal olduğunu ortaya koysa da, çiftlerden biri ya da ikisi, mevcut sıklığın ihtiyaçlarını karşılamadığını düşünüyor olabilir. Eğer böyle bir düşünceniz varsa öncelikle ilişkinizi yatak odasının dışında değerlendirin. Bu alanın dışında da yakınlık kuruyor musunuz? Partnerinizle bağlantınız için fiziksel, zihinsel ve duygusal yakınlık olmazsa olmaz. İster kaliteli zaman, hediyeler, fiziksel temas, hizmet eylemleri veya onay sözlerinin bir bileşimi olsun, sevgi diliniz hangisiyse, onu beslemelisiniz. Tek sevgi dilinizin seks olduğunu fark ederseniz, partnerinizle sevgiyi anlama, verme ve alma yollarını genişletmeyi deneyebilirsiniz. Bu konuda sorun yaşıyor ve başa çıkamadığınızı düşünüyorsanız bir seks terapistinden yardım almayı da düşünebilirsiniz.

Ayrıca aşağıdaki nedenlerin de cinsel isteksizliğe yol açabileceğini göz ardı etmeyin:

  • Yaş alma
  • Aile yükümlülükleri/çocuklar
  • Hormonlar
  • Tıbbi hastalıklar
  • İlaçlar
  • Fiziksel çekicilik
  • Fizyolojik problemler veya beden imajı sorunları
  • Psikolojik sorunlar
  • İlişki sorunları
  • Cinsel inançlar ve tutumlar
  • Durumsal kaygılar

Önemli olanın cinsel ilişki sayısı değil, mevcut sorunun anlamı olduğunu unutmayın. İlişkilerde cinsel ilişki sıklığı yıllar içinde dalgalanabilir ve ilişkinin genel kalitesi, yatak odasının ötesine geçen yollarla ölçülür. Bazen cinsel arzudaki değişiklikler, ilişkide çiftlerin desteğiyle veya seks terapisiyle çözülebilecek sorunların bir göstergesi olabilir; bunun da dikkate alınması önemlidir.

İlginizi çekebilir: Uzun süreli ilişkilerde cinsel isteksizlik problemiyle baş etmenin yolları

Cinsel yaşamınızı nasıl iyileştirebilirsiniz?

Cinsel ilişki stres yaratan bir şey olmamalı. Neyse ki bu noktada, sizin ve partnerinizin cinsel yaşam kalitesini iyileştirebilecek bazı uzman tavsiyeleri var. İşte cinsel yaşamınızı daha iyi kılmanın bazı yolları.

1. Stresi azaltın

Stres, iki kişi için de mutlu bir cinsel yaşamı engelleyebilir. Stres yaşayan herkes, libidosunda bir azalma gözlemleyebilir. Dolayısıyla kendinizin veya partnerinizin stresli olduğunu fark ederseniz bunun hakkında konuşun ve üzerinizdeki stresi atmanın yollarını arayın.

2. Cinsel benliğinizi keşfedin

Uzmanlar bedeninize daha aşina olmak için iç gözlem, merak, cinselliği ve cinsel arzuları keşfetmeyi öneriyor. Cinsel keşif, beden imajı sorunlarının üstesinden gelmek veya sizi neyin memnun ettiğini bulmak anlamlarına gelebilir. Kendinizi rahat hissediyorsanız fiziksel olarak ve mastürbasyon yoluyla size neyin iyi hissettirdiğini öğrenin. Kendiniz ve sizi tatmin eden şeyler konusunda daha rahat hale geldikçe, cinsel arzularınızı bir partnere ifade etmeniz de daha kolay olabilir.

3. Yeni şeyler deneyin

Partnerinizle uzun süredir birlikteyseniz, onun cinsel ilişkideki tercihleri ​​hakkında her şeyi bildiğinizi varsayabilirsiniz. Bunun yerine ona “en iyi cinsel deneyiminin ne olduğu, tatmin olmadığı bir zaman ya da her zaman yapmak istediği bir şey” gibi sorular sorun. Yeni pozisyonlar, fanteziler veya oyuncaklar denemek de cinsel yaşamınızı canlandırabilir.

4. Ön sevişmeye zaman ayırın

Ön sevişme, fiziksel temastan veya cinsel eylemlerden çok daha fazlasıdır. Harika sekse giden yol, yatak odasına girmeden çok önce başlar. Partneriniz için güvenli bir alan yaratmak ve ona nezaket, şefkat ve saygıyla davranmak, seks sırasında derin ve anlamlı bir bağlantı için bir sıçrama noktası sağlayabilir.

İlginizi çekebilir: Cinsel ilişkinizi farklı bir boyuta taşıyacak 10 yaratıcı öneri

5. Birbirinizle iletişim kurun

Yeni şeyler denemek veya cinsel yaşamınızı hareketlendirmek istiyorsanız açık ve dürüst iletişime de gönüllüsünüz demektir. Partnerinizle seks hakkında konuşurken merakı, şefkati ve savunmasızlığı aklınızın bir köşesinde tutmalısınız. Partnerinizin yargılanmadan duyulduğunu hissettiğinden ve hem cinsel ihtiyaçlarını hem de sınırlarını paylaşırken rahat olduğundan emin olun.

6. Cinsel dürtülerinizi senkronize etmeye çalışın

Cinsel dürtüler kişiden kişiye değişir, bu da çiftlerin doğru dengeyi bulmasını zorlaştırabilir. Bu nedenle seks terapistleri, seksi planlamayı ve cinsel rutine öncelik vermeyi öneriyor. Bu, partnerlerden birinin ara sıra, tercih ettiğinden biraz daha fazla veya daha az seks yapması anlamına gelebilir, ancak burada da birbirlerinin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmaları oldukça önemlidir.

Son olarak; söz konusu cinsel ilişki olduğunda her zaman rızanın gerekli olduğunu unutmamak gerektiğini belirtelim. Dolayısıyla kişi seks yapmak istemiyorsa, yapmamalıdır. Hiçbir partner, diğerini tamamen rahat olmadığı sürece seks yapmaya zorlamamalıdır.

Sonuçta; ortalama bir yetişkinin cinsel ilişki sıklığının haftada bir olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu kesinlikle herkesin bu sayıya bağlı kalması gerektiği anlamına gelmez. Bir partnerle ne sıklıkta fiziksel olarak yakın olmayı seçerseniz seçin, bu, yaşadığınız deneyimin kalitesinden çok daha az önemlidir. Daha sık cinsel ilişki, ilişkinin başarılı olacağını garanti etmez. Bunun yerine, deneyimin kalitesine odaklanılmalıdır…

Kaynaklar: insider, mindbodygreen, verywellmind

İlginizi çekebilir: Cinsel ilişki için günün en uygun saati ne zaman?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale