X

Sağlık uzmanlarının çelişen tavsiyeleri ve gıda endüstrisi: Sağlıksız olduğu söylenen gıdalar gerçekten sağlıksız mı?

Sağlık uzmanlarının çelişen tavsiyeleri

Her gün sağlıklı beslenmenin ne olduğuna ve nasıl olması gerektiğine dair farklı tavsiyelerle karşılaşıyoruz. “Yağı azaltın, az yağlı ürünlerden şaşmayın.” “Tuzu hayatınızdan çıkarın, çünkü tuz su tutar.” “Kırmızı et ve yumurta çok zararlı. Kolesterol yapıyor.” Siz iyisi mi vegan beslenin..” bu kadar bilginin arasında neye inanacağımızı şaşırıyoruz.

Doymuş yağ yemek size zarar verir mi? Çok fazla yumurta ve kırmızı et zararlı mı? Tereyağı gibi doymuş yağları çoklu doymamış yağlarla değiştirmemizi söyleyen uzmanlar yanılmış olabilir mi?

Geçtiğimiz hafta İngiliz Kalp Federasyonu’ndan Jeremy Pearson bu konuda bir açıklama yaptı: 600,000den fazla katılımcının yer aldığı 72 akademik çalışma, doymuş yağ tüketiminin koroner rahatsızlıklarla bir ilgisi olmadığını gösteriyor. Doymuş yağların kalp rahatsızlıklarına sebep olduğuna yönelik ikna edici bir bulgu yok. Araştırma ekibi aynı şekilde çoklu doymamış yağların kalbi koruduğuna dair bir kanıt da bulamadı.

Araştırmanın başındaki Dr. Rajiv Chowdhury araştırmanın sonuçlarını ‘mevcut beslenme tavsiyelerinin yeniden gözden geçirilmesini gerektirecek derecede şaşırtıcı sonuçlar’ biçiminde yorumladı.

Kafanız karıştı mı? Birbiriyle çelişen beslenme tavsiyeleri karşısında sabrınız tükeniyor mu? Sonuçlara netlik getirmek için Pearson şunları söyledi:

“Beslenme üzerine mutlak tavsiyeler vermek için elimizde yeterli kanıt yok. Ama sonuçlar aşırı miktarda yağ yemenin sağlık için zararlı olduğu gerçeğini de değiştirmiyor.”  

Çok da uzak olmayan bir geçmişte bize kolesterol içerdiği için haftada ikiden fazla yumurta yemememiz gerektiğini söylediler. Ama bu tavsiye, araştırmalar yumurtadaki kolesterolün kandaki kolesterolü etkilemediğini ortaya koyduğunda kayıplara karıştı. Yumurta sınırlamasının sonucu şu oldu: Yumurta üreticileri zarara uğradı ve insanlar bu besleyici, doğal yiyeceği yemeyi bırakıp kahvaltı sofralarını endüstriyel olarak işlenmiş, karton kutularda satılan mısır gevrekleriyle ve pirinç patlaklarıyla doldurmaya başladı.

Ama bu zarar bize doymuş yağları ileri derecede işlenmiş, hidrojenize bitkisel yağlarla değiştirmemiz gerektiğini öğütleyenlerin verdiği zarara kıyasla küçük bile sayılır. Üreticiler şimdi bitkisel yağlarını daha sağlıklı olduğunu iddia ettikleri kimyasal işlemlerle rafine ediyorlar. Ama 20. Yüzyıl boyunca satılan ve tüketilen -sözde kalp sağlığını koruyan- bütün hidrojenize bitkisel yağlar kalbimize ciddi anlamda zarar veriyordu.

Peki, bütün bu yumurta ve trans yağ konusundan almamız gereken ders ne? Her söyleneni koşulsuz olarak kabul etmek yerine sağduyulu olmak olabilir.

Kalori konusundan devam edelim. Bize yıllarca kalorileri saymanın kilo kontrolü için en önemli unsur olduğu aktarıldı. Ama şimdi beslenme araştırmacıları, yiyeceğin kalorisinden çok sağladığı doygunluğun ve besleyiciliğinin daha önemli olduğunu vurguluyor. Belirli ürünlerin besin değeri yüksek ve bizi gerçekten besleyip doyuyor.

Yağlar günah keçisi ilan edilmişken aşırı miktarda şekerin bütün zararları sinsice hayatımıza girdi. Üreticiler “az yağlı” etiketi altında insanlara sağlıksız ürünlerini satabilir oldular. Düşük yağlı bu ürünlerin satılabilmesi için de lezzet eksiğini çok miktarda şeker katarak gidermeye çalıştılar. “Az yağlı” dogması üreticilere insanlığı yüzyıllarca beslemiş olan gerçek, doğal besinleri karalamak ve kendi ileri düzeyde işlenmiş, kimyasallarla dolu ürünlerini pazarlamak için mükemmel bir bahane sunmuş oldu.

Hayvansal yağların zararlı olduğu tavsiyesiyle birlikte, bize kırmızı eti azaltmamız gerektiğini de öğütlediler. Ama serbestçe dolaşıp otlanan kuzu ve dana etlerinin kanser, obezite ve diyabeti azaltan birleşik linoelik asidin (conjugated linoleic acid) en güçlü kaynaklarından olduğunu söyleme zahmetine girmediler. ‘Kırmızı etten kaçının’ tavsiyesini verirken işlenmemiş sağlıklı etlerle, koruyucularla bezenmiş fabrikasyon etler arasındaki ayrımı yapmadılar.

Beslenme ve diyet uzmanları uzun zamandır tuzu azaltmayı teşvik ediyor. Ama bu çabada da göz ardı edilen bir şey var: Fazla tuz, işlenmiş yiyeceklerin bir sonucudur.  Tuz ve çeşitli kimyasallar katılmadan piyasaya sürülse paketlenmiş ürünlerin hiçbir yenilebilirliği kalmayacak. Kimse bunları satın almak istemeyecek, çünkü bütün insanlar bu ürünleri sağlığa hiçbir faydası ve hiçbir besin değeri olmayan gereksiz yığınlar olarak görmeye başlayacak.  Ama evde pişirilmiş bir yemeğin üzerine çeşni için katılan bir miktar tuzun sağlık riskleri olduğuna yönelik kanıt nerede? Şeker için de aynısı geçerli. Evde sıfırdan hazırlanmış yiyeceklerle endüstriyel ürünler arasındaki ayrımı yapabilmek ve işlenmiş ürünleri kullanmama bilincini oluşturmak, aşırı tuz ve aşırı şekerden kaçınmanın belki de en pratik yolu.

Özet: Hangisi iyi hangisi kötü?

Yumurta
Bize zamanında haftada iki yumurtayı aşmamamız gerektiği söylense de, bugün yumurtanın doğanın en zengin ve besleyici yiyeceklerinden biri olduğu biliniyor. Sınırlamaya gerek yok.

Tereyağı
Erken jenerasyon hidrojenize bitkisel yağların kalbe ciddi zararlar verdiği gerçeği, margarin üreticilerinin söylediklerine inanmamızı artık zorlaştırıyor. Eski usul tereyağı ile daha güvendesiniz.

Kırmızı et
Katkı maddeleriyle doldurulmuş, fabrikasyon kırmızı etlerden kaçınılmalı. Bununla birlikte serbest dolaşan ve otlayan hayvanların etleri birleşik linoleik asitin en zengin kaynaklarındandır.

Tuz

İşlenmiş yiyecekler lezzetli olsun diye bol miktarda tuz ve kimyasal ihtiva eder. Ama evimizde pişirdiğimiz ürünlere kattığımız makul miktarlardaki tuzun zararlarına yönelik bir kanıt yok.

Şeker
Şekerler ve tatlandırıcılar hangi formda olursa olsun mümkün olduğunca azaltılmalı. Damak tadınızı daha az tatlıya alıştırmaya çalışın.

 

Kaynak: The Guardian

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale