X

Sadece yalnız başına vakit geçirmekten hoşlananların anlayabileceği 22 şey

Tek başınıza vakit geçirmekten hoşlanıyor musunuz? Durmadan birileriyle buluşmak, sürekli dışarı çıkmak pek size göre değil mi? O zaman siz de bir “mutlu yalnız”sınız ve bu listedekiler size çok tanıdık gelecek.

1. Hiçbir planınızın, hiçbir sorumluluğunuzun olmadığı;herhangi bir yerde bulunmak zorunda olmadığınız bir hafta sonu sizin için “gelmiş geçmiş en iyi hafta sonları” listesinde üst sıralarda yer alır.

2. İnsanlar tek başlarına restoranda yemek yiyemediklerini söylediklerinde siz “Nasıl yani?” dersiniz. Bu hayattaki en basit zevklerden biridir. Yemek? Güzel. Bir kitap? Güzel. Kimseyle diyalog kurmamak? Harika.

3. İyi bir albüm, kitap ya da televizyon programı, herhangi bir parti, kulüp ya da bar kalabağından çok daha fazla dikkatinizi çeker.

4. Ağaçların arasında uzak bir kulübede, sadece belli bir süre var olmak, düşünebileceğiniz en harika tatil planıdır.

5. Uzun, tek başınıza bir yolculuk planlamaktan daha heyecan verici bir şey yoktur; çünkü böylelikle düşüncelerinizle baş başa kalabilir, müziğinizi dinleyebilir, saatlerce sesli kitaplarınız kulağınızda çalarken hayallere dalabilirsiniz. Bundan daha güzel ne olabilir?

6. Bazen arkadaşlarınız sizinle bir plan yapmak ister ve sizin reddetmek için hiçbir mazeretiniz yoktur; o gün boyunca yalnız kalmak istediğiniz gerçeği dışında tabii (Sizin planınız hiçbir planınızın olmaması, insanlar bunu anlamalılar değil mi?)

7. Potansiyel bir sevgilinin en kötü özelliği “bağlı” olmasıdır. Siz kendi alanınıza, nefes almaya duyduğunuz kadar ihtiyaç duyarsınız. Sürekli etrafınızda olan bir sevgili mi? Anlaşmayı bozar.

8. Bağlanmış olsanız bile, aklınızı koruyabilmek (ve ilişkinizi sağlıklı ve mutlu yürütebilmek) için kendinize yalnız geçirebileceğiniz saatler ayarlarsınız.

9. Eninde sonunda evlenmeyi düşüneceğiniz biri olursa, bu insan da yalnız zaman geçirmeyi seven biri olur; aksi halde bu ilişki uzun sürmez.

10. Tanıyan biri sizi tanımlasa, sizle empati kurarak kullanacağı sözcüklerden biri mutlaka “bağımsız” olur.

11. Sezgileriniz yerindedir; çünkü aşırı derecede çok yalnız zaman geçiriyorsunuz ve sezgileriniz gelişiyor.

12. Çevrenizdeki insanlar bekar olmaktan nefret ederken siz bekarlığın, yalnızlığınızın tadını çıkarmak anlamına geldiğini düşünüyorsunuz. Özellikle de yalnız yaşıyorsanız bekarlığı seviyorsunuz çünkü etrafta kimse yokken, yapmayı sevdiğiniz küçük şeyleri yapabilmek için daha çok zamanınız oluyor.

13. Her zaman bir proje üzerinde çalışırsınız –özellikle de sanatsal bir proje- ve eğer son birkaç gündür projenizle ilgili bir şey yapmadıysanız tedirgin olmaya başlarsınız.

14. İnsanlarla takıldığınız zamanlarda, hepsini tek tek ya da küçük gruplar içinde görmeyi tercih ediyorsunuz. Sohbet ne kadar samimi ve derinse sizin için o kadar iyi.

15. Gözlemcisiniz: insan davranışlarını izliyor ve inceliyorsunuz; ve ilginç biçimde, epeyce sevilen birisiniz ki aslında bu durum, kendi başınıza ne kadar zaman geçirmek istediğinizi düşününce bir sorun olabilir.

16. Hiçbir şey, kendinizle geçirdiğiniz bir tam günden daha çok size kendinizi  “siz” olarak hissettiremez.

17. Soğuk ve yağışlı havaları sevmeye eğilimlisiniz; çünkü bu havalar size evinizde kalmak, okumak, ateşin başında oturmak, düşünmek, istediğiniz yerde kıvrılıp yatmak ve günlüğünüzü yazmak için harika bir bahane sunuyor.

18. Eğer hayatınızdaki büyük sorularla ilgili düşünmüyorsanız muhtemelen öldünüz.

19. Zamanınızı yalnız geçirmeye öncelik verdiğiniz için başka insanlarla birlikteyken varlığınız daha çok hissediliyor ve daha dikkatli davranıyorsunuz çünkü kendi başınızayken bir şey kaçırdığınıza inanmıyorsunuz.

20. Tek başınızayken gezintiye çıkmayı ya da sahilde yürüyüş yapmayı  daha çok seviyorsunuz. Bu tabii ki başka insanlar varken yapmayı sevmediğiniz anlamına gelmiyor, ancak yalnızken bu gezintiler sizin için daha çekici hale geliyor.

21. “Mükemmel zaman” anlayışınızı, bilmediğiniz bir yere (bu yer 15 kilometre uzaklıkta bile olsa) tek başınıza seyahat etmek olarak tanımlayabilirsiniz. Her zaman tek başınıza geçireceğiniz bir macerayı planlıyor, yaşıyor ya da bu maceradan dönüyorsunuz. Dünyayı, başkalarının fikirlerine başvurmadan kendi gözlerinizle deneyimlemek sizin için yalnızca bir tutku değil, aynı zamanda temel bir ihtiyaç.

22. Hiçbir şey, birinin sizle ilgili planı son anda iptal etmesi ve bir anda sürpriz biçimde kendi başınıza kalmanızın yarattığı hisle kıyaslanamaz. “Ne güzel, kendimle geçireceğim daha çok zaman!” diye düşünürsünüz ve o an gerçekten de erişilmez bir mutluluk hissiyle dolarsınız.

Her ne kadar toplumsal bazı normlar bize yalnızlığın kaçınılması gereken bir durum olduğunu söyleseler de, kendinizle geçireceğiniz kaliteli zamanın sizi herhangi bir yerde, kendinizi zorlayarak “sosyalleşmek”ten daha mutlu etmesi gayet olağan bir durumdur. Yalnızlığın keyfini çıkarın.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale