X

Sadece kendimiz için yaptığımız hobilere ne oldu?

“Hobilerin neler?” sorusu çocukluğumuzdaki anketlerde kaldı artık. Hatta eskiden özensiz bir detay gibi puzzle yapmayı, kitap okumayı, dans etmeyi yazıyorduk cv’lerimizin altına. Keyif aldığımız ve düzenli yaptığımız aktivitelere hobi derken şimdi kendimizi kanıtlamaya çalıştığımız ve başarılı hissettiğimiz alanları hobi olarak nitelendiriyoruz sanki. Özellikle Instagram hayatımızın bir parçası olduğundan beri hem kendi dünyamızı paylaşıyor hem başkalarının dünyalarına tanıklık ediyoruz. Hesapların ve hayatların farklılaştığı alanlar kişisel ilgilerimiz ve hobilerimiz olunca da hepimiz yaptığımız her şeyde bir ilerleme kaydetmek istiyor gibiyiz.

Mesela bir zamanlar sadece hoşumuza gittiği için sahilde koşarken zamanla kaç km koştuğumuzu, hangi hızla koştuğumuzu paylaşır olduk. Hatta başkalarının performansları bizi tatlı bir rekabete bile itti. Kondisyonumuz arttıkça bu hobiyi daha verimli kullanmayı arzuladık. Sonra bir bakmışız ki maratonlara hazırlanıyoruz. Çalışıyor, çabalıyor, kendimizi stres altında hissediyoruz. Başka örnekler de oluyor çevremizde; kendine ait zamanlarda resim yapmaya başlayan arkadaşımız şimdi kişisel sergisi için uğraşıyor, kendi partilerini düzenlemeyi sevenler artık organizasyon şirketleri kuruyorlar.

Tabii ki bu güzel bir şey; sadece dönüşümü fark etmek gerek, tercihlerimizin farkına varmak. Sanırım hepimizin paylaştığı hayallerden biri; sevdiğimiz şeyleri yaparak para kazanmak. Bunun için emek vermek, bir arayışta olmak çok doğal. Sadece bu amaç için hobilerimizi feda ettiğimizi görmek ürkütüyor beni. Yani ilk başta bu aktiviteye neden başladığını hatırlıyor musun? Acaba sadece bir aroma mı katmak istiyordun hayatına? Boş zamanlarında yaratıcılığını yansıttığın, sana sükunet, mutluluk ve canlılık veren hobinle yakın arkadaş olmak mı istiyordun acaba? Bu hafiflikte başlayan yolların, başarıya ulaşmaya çalıştığımız alternatif kariyer yollarına dönüştüğünü hissediyorum bazen. Hatta bu rekabet dolu ortam, “zaten yapamam” hissimizi tetikleyip bizi denemekten bile vazgeçirebiliyor. Başarı kaygısı duymaya başladığımızda risk alıp hobilerle ilgilenmek yerine Instagram’da gezinmeyi, Netflix’teki son dizileri izlemeyi daha çekici bulmaya başlıyoruz. Sonra bu döngü dönüp duruyor.

Oysa yemek yapmak, ahşapla uğraşmak, yüzmek ve daha birçokları gibi hiçbir hobi, bize iyi gelmek için “en iyisi” olmamızı beklemiyor. Hatta sanatla ve sporla kendimizi ifade etmenin; endişeden depresyona, demanstan kansere birçok rahatsızlık üzerinde hafifletici etkisi olduğunu kanıtlayan birçok araştırma var. Keyif alarak odaklandığımız bu hobiler yaşımız kaç olursa olsun hafıza, gözlem, motor ve problem çözme becerilerimizi geliştirmemize yardımcı oluyor. O yüzden kendimizi kanıtlamak yerine yaptığımız şeyin sonucundan bağımsız sürecinden keyif almayı hatırlamaya ne dersiniz?

Kendimize alternatif kariyerler yaratmak, geç fark ettiğimiz bir yeteneğimizi parlatmak hobiden farklılaşıyor bence. O hafif gönüllü, hata yapmayı seven, mükemmel olmayan yanlarımızla barışma hissi beni sıklıkla ziyaret ediyor bugünlerde. Sen de sadece deneyen, denemekten hoşlanan tarafını tekrar hayatına katmayı ister misin? Belki sana özel kalır, belki kusurlarla yaptıklarını paylaşır, ilham olursun başkalarına. Sence de elimizi attığımız kimi şeylerde sıradan olmak ve yine bundan keyif almak çok özgürleştirici değil mi?

İlginizi çekebilir: Her şeyin bir zamanı var: Tomurcuklar hazır olduğunda çiçek açar

Seza Aslanbaş: ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 7 yıl kurumsal şirketlerde satış planlama ve pazarlama departmanlarında çalıştım. 2013 yılında dışarıdan her şey güzel görünürken sıkışmış hissettiğim ve hayatıma anlam aradığım zamanlarda meditasyonla tanıştım. Bireysel dönüşümüme katkısını gördükten sonra bu bilgileri daha çok öğrenmek, aktarmak ve paylaşmak için Türkiye ve Hindistan’da farklı hocalarla çalıştım ve hala çalışmaya devam ediyorum. 2016'dan beri zihnen bildiklerimizi kalpten hatırlamak niyetiyle meditasyon temelli bireysel seanslar, atölyeler ve grup çalışmaları yapıyorum. Aldığım farklı eğitimlerle kendi yolculuğumda bana iyi gelenleri birleştirerek bazen paylaşımlarla bazen hareketle bazen de sessizlikle farkındalığımızı destekleyecek alanlar sunuyorum. Online ve yüzyüze yaptığım çalışmalar hakkında bilgi almak ya da sadece tanışalım istersen bana seza.aslanbas instagram hesabımdan veya sezaaslanbas@gmail.com'dan bir merhaba diyebilirsin. Çokça sevgiler.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale