Sadece bir olasılığımız yok; milyon tane olasılık var hepimiz için

Her tohum, ağaç olamaz ya da her ağaç meyve veremez!

Kedi, köpeğe benzeyemez.

Gül de papatya gibi davranamaz.

Bu ne demek biliyor musunuz?

Parmak izimiz gibi yollarımız, kaderlerimiz ve yaptıklarımız hep farklı olacak.

Farklı olması sizin özgün farklığınızın bir eseri…

Ve bu kesinlikle şahane!

Yaşamın doğasının en güzel örneği.. Neden bunu yok etmek isteyelim?

Genelde yoga derslerinde senelerdir gördüğüm; herkesin her pozu sosyal medyada ya da sınıfta gördüğü bedenlere benzetmek için zorlaması oluyor.

Yapamadıkları pozları yapmaya çalışıyor, yüzleri kızarıyor, nefesleri kesiliyor ama yapmaya çalışmaya devam ediyorlar.

Yoga matındaki tavırlarımız aslında hayatımızın bir yansıması oluyor.

Herkes çok çalışırsa her pozu yapamaz! Kendi bedenin izin verdiği şekilde kesinlikle yapar, evet!

Ego için kötü haber!

Pratik, niyet çok önemli ama kemik yapısı diye de bir gerçek var! Yani birileri gibi her pozu istesen de yapamayabilirsin.

Oranı buranı sıkıştırarak yaptığını zanneder ama yine de yapamazsın.

Pozu çalışarak pozu yapamazsın, sadece sakatlanırsın!

Mat, ayna diyoruz, çünkü günlük hayatta neyi, neleri kabul etmeyip direniyosak mata çıkınca aynı eğilimleri gösteririz. 

Pozu akmayan bir yerden yapmaya çalışıyorsak (nefesi tutmak, elleri pençelemek, bedeni sıkıştırmak) muhtemelen asla olmayacak.

Çünkü ne yoga pozunu ne de hayatın kendisini akıtmaya ya da oldurmaya çalışarak istediğimiz şekle sokamayız.

Yoga pozu düşündüğünüz gibi görünsün ya da görünmesin aslında süptil beden onu öğreniyor. Vakti gelirse belki fiziksel bedende de görünecek ya da hiç görünmeyecek.

Yapabildiğimizi kabul edebilir miyiz?

Bugün tam şu an yapabildiğim kadarını kabul edebilir miyim? Matın üstünde ya da hayatın farklı hallerinin içinde olanı, yapabildiğimi kendimi suçlamadan, açık kalple kucaklayabilir miyim?

Bence en önemli soru tam da budur!

Hayatın içindeki tüm hallerde de aynı değil mi? Geriye dönüp baktığınızda aslında tam o an o kadar yapabildiğinizi fark ettiniz mi?

Olan, hep yeterli… Olanın kenarlarını çekiştiremiyoruz. Sadece olabilenle gönüllü olduğumuzda olabilenler genişliyor.

Ve bir haberim var: Sadece bir olasılığımız yok! Sadece o poz, o yer olmak zorunda değil!  Hayat çok büyük! Şükür ki, milyon tane olasılık var hepimiz için. 

Kendi eşsiz varoluşumuzla sıkışmadan var olmak gibi bir olasılığımız her nefeste doğuyor.

Yeter ki kendi gerçeğimizin değerini başka yerlerde aramayalım…

İlginizi çekebilir: Gerçek öğrenme, ancak kendinden bir şeyler ekleyerek gerçekleşebilir

Özde Çolakoğlu Yoga Eğitmeni
Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ... Devam