X

Sabır aslında ne demek: Hayatlarımızda ne için sabrediyoruz?

Sabır, hepimizin hayatının büyük parçası. Sabır demek inanç demek, sabır demek güven demek, sabır demek teslimiyet demek. 

Hocam Ezgi Sorman‘ın bu konuyla ilgili sözleri ise şöyle: “Sabır, pasif gözükse de aktiftir aslında çünkü içinde umut vardır. Sabır aslında kendini sürece bırakabilmenin adıdır. Biliş halidir. Zihnin değil, ruhun bilmesidir. Aslında ruh biliyor ve sabret diyor. Bahsedilen sabır otur ve bekle anlamında değildir. Biz sınırlı zihinlerimizle göremesek de anlamasak da sınırsız ruhumuz her şeyi biliyor ve bildiğim bir şey var; her şey senin için en güzeli olacak bekle diyor. Sabır aslında olgun bir biliş halidir.”

Bu bilgi bana çok iyi gelmişti ilk duyduğumda. Ara ara unutsam da bugün yine kendim için hatırlamak istedim galiba ve yazıya dökme sebebim de bu yüzdendir. Ben kendime tekrar hatırlatırken belki size de yeni bir pencere açar bu kelimeler, belki siz de bugün benim gibi tekrar hatırlatırsınız kendinize…

Bazen ne zor değil mi sabretmek bizler için? O sabır bazen hastane kapısında, bazen sevgili ayrılığında, bazen iş görüşmesinde, bazen de bir resimde. Her yerde aslında, hayatımızın her noktasında. 

Aceleciyiz. Çok aceleciyiz hepimiz. Her istediğimiz hemen olsun bitsin istiyoruz. Doyumsuzuz. Elde ettikten sonra da şükredip biraz oranın tadını çıkartmak yerine hooop hemen bambaşka istekler baş gösteriyor. Anlamıyoruz bile. Vermiyoruz hakkını ne sabretmenin, ne elde etmenin. 

Şimdi sesli düşünüyorum da; sabır aslında fiziksel anlamda olmasa da “durmak” demek biraz. Sorunu budur dünya düzeninin de belki de; durmayı bilmiyoruz. Sürekli bir hareket, aksiyon halindeyiz. Düşmüşüz egolarımızın peşine. Ego “durursan ölürsün” dedikçe daha da hızlanıyoruz. Daha da kendimize boşluk yaratmamak adına her şeyi yapıyoruz. Bilmiyoruz, o boşlukta ne yapılır, nasıl yönetilir o boşluk hiç bir fikrimiz yok. Korkutuyor durmak. Hep bir şey yapmamız gerek gibi hissediyoruz. Çoğumuz farkında olmasak da aslında bazen hiçbir şey yapmamak çok şey yapmakla eş değer oluyor. Bir bilsek azıcık durmayı, kim bilir neler getirecek hayatımıza o boşluk… Meditasyonun da bana en büyük öğretilerinden bir tanesidir “durmak”. Bu dünya düzeninde bunu yapabildiğim için; çok şükür…

İlginizi çekebilir: Anda kalalım, tamam ama neden ve nasıl?

Sabrın kaynağı ne?

Bu arada bu sabah sabrı başka bir yerden gördü gözüm. Sabredelim tamam ama peki ne için sabrediyoruz? O sabrın bazı ne kaynaklı? Korku mu yoksa sevgi mi? Kaybetme korkusuyla mı sabrediyoruz yoksa gerçekten inandığımızdan mı? Ben daha evvel fark etmemişim işin bu boyutunu. Düşünmemişim. Kendi hayatımdan baktım da bir… Doğrusu, yanlışı yok. Hiç oralara girmeyeceğim. Korkuyu, sevgiyi de seçmek sadece kendimizle alakalı. Herkesin hayattaki seçimleri sadece kendisini ilgilendirir. Şu an yapmak istediğim şey bir ışık yakmak galiba. Sadece belki minik bir soru işareti oluşturmak kafalarda. Farkındalıklara bir adım daha atmak. Görmek, göstermek; tabii kendimce. 

Sanırım sabır gösterdiğimiz konulara oturup bir bakmak lazım bu yönden. Korku bazlı bir sabırsa eğer gösterilen, onun bizi büyütmeyeceği, genişletmeyeceği aşikar. İsteklerin için değil korkuların yüzünden sabrediyorsun demek oluyor bu. E peki bu ne demek? Aslında kendin olmamak değil mi? Gerçeğini yaşamamak değil mi? 

Korku bizleri küçültüyor bu hayatta. Biz gücümüzü ona verip o büyüdükçe, daha da çıkıyor kafamıza. Sonunda bir bakmışız bir ömür geçmiş o korkularla. İşte ondan sonra çıkıyor 80 yaşındaki teyzelerden, amcalardan hayat dersleri, keşkeler, şöyle böyle yapardım tavsiyeleri. Korku yolunda kaç milyar hayat harcandı belki de bugüne kadar. Eğer biz şimdiden bu noktaları görüp fark edip sorgulayabiliyorsak şanslıyız! Görürsek, anlarsak değiştirebiliriz de. Daha “kendiniz” olduğunuz bir hayat geçirmek istemez misiniz siz de?

Ben istiyorum. Ben yoruldum korkularıma verdiğim güçten. O güç bana lazım. Enerjimizi neye harcadığımız önemli ya hayatta; ben korkuya harcamak istemiyorum daha fazla. Çok yaptım. Ben o enerjiyi cesaretime, farkındalıklarıma, sevgiye, ışık olup ışık yaymaya, kendim olmaya kanalize etmek istiyorum. 

Şu andan itibaren her sabır gösterdiğim durumun köküne inmeye çalışacağım. O sabır beni büyütmek için mi orada yoksa korkularla haşır neşir beni ufaltma amacına mı hizmet ediyor. Onu da ben seçiyorum. Her şey ama her şey bizim sorumluluğumuzda. İyi görmek lazım. Uyanık olmak lazım. 

O zaman çıkaralım şapkalarımızı önümüze, “dürüstçe” şöyle bir bakalım nerelerdeyiz, ne yapıyoruz, nedenlerimiz ne diye… Sonra artık hangi yolda görmek istiyorsak kendimizi, buyuralım o zaman bari. Her yol bizim!

Çok çok ve bol bol sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Amacımız hep mutlu olmak mı bu hayatta; öyle bir gerçeklik var mı?Amacımız hep mutlu olmak mı bu hayatta; 

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale