X

Son zamanların en popüler akımı: Sabah 5’te uyanmak, herkes için ideal bir rutin mi?

Son zamanlarda hem TikTok’ta hem de Instagram’da trend haline gelen bir akım var; 9-5 iş rutinine başlamadan önce sabah 5-9 rutini. Bu akıma katılan sosyal medya kullanıcıları, sabah 5’te uyanıp, iş saatlerine kadar neler yaptığını paylaşıyor. Elbette ki hemen hemen tüm paylaşımlar, sabah üretkenliği ile ilgili… Yani, kişisel bakım, bir şeyler okuma, meditasyon, spor, şükran günlüğü, doyurucu bir kahvaltı, yoga ve benzeri iyi yaşam pratiklerinden oluşan rutinlerini bu akımın altında paylaşıyorlar. “Erken kalkan yol alır.” sözünü doğrular nitelikte olan bu paylaşımlar, ilk bakışta oldukça verimli ve özendirici görünse de her zaman, daha doğrusu herkes için uygun olmayabilir. Çünkü, birçok uzman bu konuda, yani sabah 5’te güne başlamak konusunda dikkat edilmesi gereken bazı hususlar olduğuna, dolayısıyla herkesin benimsemesi gereken bir akım olmadığına dikkat çekiyor.

Sabah 5 kulübü, yeterli uyku alamayanlara göre değil

Dünyaca ünlü ve başarılı pek çok ismin, sabahları erken uyandıklarını ve güne daha sabahın ilk ışıkları dünyaya ulaşmadan başladıklarını biliyoruz. Kimisi işlerine bir an önce başlamak, kimisi ise işlerine başlamadan önce kendine zaman ayırmak için erkenden uyanıyor. Hepsinin ortak noktası ise; üretkenlik. Çünkü, sabah rutinleri ile üretkenlik arasında oldukça güçlü bir ilişki var. Öyle ki, liderlik uzmanı Robin Sharma’nın bu konuda yazdığı kitabı da şu sıralar oldukça popüler: The 5 am Club. Üstelik TikTok’ta #5amclub etiketi milyonlarca izlenme sayısına sahip.

Güne kişisel ilgi alanlarıyla, bedene-zihne iyi gelen pratiklerle başlamak sağlıklı gibi görünse de, özellikle küçük çocukları olanlar veya uzun saatler çalışanlar için bir şeylere fazladan zaman ayırmak hiç kolay değil -söz konusu kendileri olsa bile-. Düşünsenize zaten tüm gece bebeğini emzirmek için sürekli uyanmış bir anne, sabah 5’te nasıl kalkıp kendisine verimli bir sabah rutini inşa edebilir? Uykusuz geçen bir gecenin ardından tek ihtiyacı, biraz daha uyuyabilmek iken…

Robin Sharma, kendisine bu tür kısıtlamalarla ilgili soru yöneltildiğinde bir podcastte şunları söylemiş: “Birinci kaliteye giden yol zordur. Acı çekmenin kötü bir üne sahip olduğunu düşünüyorum. #TeamNoSleep (uykusuzlar takımı) etiketi ile gönderilerini paylaşan sosyal medya kullanıcıları da benimle aynı fikirde.” Yani, ünlü yazar, zor da olsa, bu süreçte acı da çekilse, bunun başarıya, daha iyi bir yaşama giden yolda mübah olduğunu söylüyor da diyebiliriz. Peki, gerçekten öyle mi? Yoksa bazıları için bu tür bir yaşam tarzı, yani her sabah 5’te uyanma çabası, bir tür eziyete dönüşebilir mi? Ne kadar acı, ‘çok’ acı olur? Bunun bir sınırı var mı?

Uyku uzmanları ve psikologlar bu trende -yani sabah 5’te uyananlar kulübüne- katılmadan önce bireysel durumumuzu değerlendirmemiz gerektiğini öneriyor. Ve özellikle yeterli uyku alamayanların, bu akıma katılmaması gerektiğinin altını çiziyorlar. Zorluklara göğüs germek, bedene-zihne meydan okumak, iyi pek çok etkiye sahip olabilir, ancak halihazırda hem bedene hem de zihne zarar veriyor, yıpratıyorsa o zaman bu meydan okuma, faydadan çok zarar sağlayabilir.

Örgütsel psikoloji uzmanı ve The Burnout Challenge kitabının ortak yazarı Michael Leiter, bir kişinin tipik gününün iş, boş zaman aktiviteleri ve uyku arasında bölündüğünü söylüyor. “Bu basit bir küçük denklem değil. Gerçekten sevdiğiniz şeyleri yapmak veya gerçekten sevdiğiniz insanlarla birlikte olmak için uykunuzdan feragat ediyorsanız, bir şeyler kazanıyor olabilirsiniz ama derin uyuduğunuzda elde edeceğiniz fiziksel ve psikolojik iyileşmeyi kaybediyorsunuz.”

Bu hususta, uyku borcu konusunu hatırlamak iyi olabilir. Yani, yeterince dinlemeden ve ortalama bir insanın ihtiyaç duyduğu kaliteli uykuyu almadan, kendinizi toplamanız pek mümkün olmayacaktır. Ve eğer, bu akıma katılmak için uyku borcunuz katlanarak büyüyorsa, kendinizi kısa zamanda tükenmiş hissedebilirsiniz. Michael Leiter’e göre dahası depresyona girebilir, bir zamanlar keyif aldığınız aktivitelerden, sevdiğiniz insanlardan uzaklaşabilirsiniz. Kısacası, yeterli uyku alamayanlar için sabah 5 kulübüne katılmak, pek akıllıca olmayacaktır.

Kimler sabah 5’te uyanabilir?

Evet, yeterince uyku uyumayanlar, kaliteli bir gece uykusundan mahrum kalanlar, sabah 5’te kalkıp güne başlamak için kendilerine eziyet etmemeli. Ama bu kulübe katılmak isteyenlerin de dikkat etmesi gereken bazı noktalar var. Uyku uzmanı James Maas, sabah 5 kulübüne katılmak istiyorsanız en az 7 saat dinlenmenizi ve her gün aynı programa bağlı kalmanızı öneriyor. Yani eğer saat 22:00’de yatacaksanız ve hafta içi sabah 5’te uyanacaksanız, bunu hafta sonları da yapmanız gerekecek.

Maas, “Tek bir biyolojik sirkadiyen ritminiz var. Hafta sonları hayatınızı farklı yaşadığınız için değişemez.” diyor ve sürekliliğin altını çiziyor. Yaşam tarzı, genetik, yaş ve genel sağlık gibi faktörlere bağlı olarak bazı insanlar yedi veya sekiz saatten fazla uykuya ihtiyaç duyabilir. Her gece yeterince uyuyabildiğiniz sürece sabah 5 kulübüne katılmak için iyi bir konumda olacaksınız. Bunu da sizden daha iyi kimse bilemez.

Peki, eğer yeteri kadar uyku alıyorsak ve sabah 5’te uyanmak için hazır ve motive isek, o zaman bunu nasıl en iyi şekilde gerçekleştirebiliriz? Uzmanların bu konuda da önerileri var.

Sabah 5’te uyanmayı daha verimli hale getirmenin yolları

Eğer, sabah rutinlerinizi 5’te uyanarak şekillendirmeye hazır olduğunuzu düşünüyorsanız, o zaman bu erken saatte uyandığınız zamanları daha verimli hale getirebilirsiniz. Şöyle ki, bedeninizi ve zihninizi hazırlamak ve daha az ‘şok edici’ olması için uyanma saatlerinizi yavaş yavaş 5’e çekerek başlayabilirsiniz. Eğer daha geç uyanıyorsanız önce 8’e, sonra 7’ye, daha sonra 6’ya çekerek, 5’te uyanmak için hem bedeninizi hem zihninizi hazırlayabilirsiniz. Kendinizi halsiz hissettiğiniz günlerde ise uyku rutininizi bozabilecek kafeine yönelmeden önce kafein içermeyen, enerjik kalmanın doğal yollarını deneyebilirsiniz. Kahve içmeden de uyanık hissetmenin ve enerjiyi artırmanın yolları yazımıza da göz atabilirsiniz. Sabahları 5’te uyandıktan sonra da dikkat etmeniz gereken bir şey var; o da doğru beslenme.

Diyetisyen ve kondisyon uzmanı olan Alex Oskian’a göre karbonhidrat, protein ve yağ dengesini içeren bir kahvaltı, güne başlamak için harika bir seçenek, çünkü günün tüm gidişatını etkileyebilir. Böylesi bir kahvaltıdan sonra Oskian, her 3-5 saatte bir yemek yemeyi, bol su içmeyi ve aktif kalmayı öneriyor. Ve ekliyor: “Öğle yemeği vaktinde yürüyüşe çıkmak, masanızda çalışırken ayakta durmak ve hatta ev işlerini yapmak bile vücudunuzu aktif tutabilir. Dolayısıyla kendinizi enerjik hissetmenize yardımcı olabilir.”

Bir başka konu ise aslında 5’te uyanmak zorunda olmadığınız! Evet, “The 5 am Miracle kitabının yazarı Jeff Sanders’a göre sabah 5 kulübünün faydaları günün diğer saatlerinde de bulunabilir. Ona göre günün ilerleyen diğer saatlerinde de bilinçli bir şekilde üretken olabilirsiniz. Sanders, yaşamın karmaşık olduğunu, bu nedenle esnek bir yaklaşım benimsemenin önemli olduğunu söylüyor ve şöyle diyor: “Kendinize şu soruyu sorun: ‘Yarından ne elde etmek istiyorum?’ Daha sonra bunu takviminizde en anlamlı zamana planlayın.”

Amacınız meditasyon yapmaksa sabah, en sessiz zaman olduğu için ideal olabilir. Ancak, günlük yazmak istiyorsanız, günün sonu daha iyi olabilir. Sonuçta saatin kaç olduğu tek önemli kriter değil. Günün belirli bir saatinde daha üretken olmak için uyku gibi sağlıklı alışkanlıklardan vazgeçiyorsanız, buna değmeyebilir. Gerçekten önemli olan “zaman kullanımınızın amacıdır.”

İlginizi çekebilir: Sabah 5 Kulübü’ne davetlisiniz!Sabah 5 Kulübü’

Kaynak: huffpost

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale