Bu hafta yazımda bir Estonya masalını anlatarak başlayacağım. Hikayede bir yetimin ineğinin kaçmasına izin verdiği için korkudan eve gidememesi anlatılıyor.
“…Bu durum onu umutsuzluğa düşürür. Bu duygularla derin bir uykuya dalar. Rüyasında beyaz sakallı, ufak tefek yaşlı bir adamın ayakta durduğunu, elindeki süt şişesinin tıpasını değiştirdiğini görür. Çocuk, kendisine içecek vermesi için yalvarır. Yaşlı adam ‘Bugünlük yeterince içtin’ diye karşılık verir; ‘Yolumuz kesişmeseydi, bu senin son uykun olurdu çünkü seni bulduğumda yarı ölüydün.’
Yaşlı adam çocuğa kim olduğunu ve nereye gitmek istediğini sorar. Çocuk da ona hatırladığı kadarı ile önceki gece dayak yiyişine kadar başına gelenleri anlatır. ‘Yavrucuğum’ der adam, ‘sen kol kanat gerenleri ve sevenleri toprağın altında mezarlarında yatan diğer çocuklardan daha zengin ya da yoksul değilsin. Artık geri dönemezsin. Evden kaçtığın için dünyada kendine yeni bir talih aramalısın. Benim ne bir evim, ne yuvam, ne karım, ne de çocuğum olduğu için sana bakamam ancak sana bedavadan çok yararlı öğütler verebilirim.”
Çocuk aşırı stresli olduğu için bedenen ihtiyacı olan yiyeceği düşünmemişti. Mutlaka fiziksel ihtiyacını düşünmek zorundaydı. Yol alması ve başının çaresine bakabilmesi için yemek yemesi gerekiyordu. Gücünü toparlayarak geleceği ile ilgili yapması gerekenleri düşünmesi için yemek yemeliydi. Çocuğun bunu yapabilmesi için kimsenin yardım edemeyeceğini, rüyadaki bilgenin sana bakamam cümlesinden anlayabiliriz. Tamamen kendine güvenmek zorundadır. Artık geri dönmemesi gerektiğinin mesajını da “yeni bir talih aramalısın.” cümlesinden bulabiliriz. Yaşlı bilge çocuğun sorunuyla yüzleşmesini sağlamıştır. Çocuğun kendini zayıf hissettiği bir dönemde rüyasında bilgenin ona yol göstermesi tesadüf değildir. Yaşlı adam rüyanın devamında yararlı öğütlerine devam etmiştir. Çocuğa yüce dağa varana kadar yedi yıl boyunca sürekli doğuya doğru gitmesini öğütler. Dağın büyüklüğü ve uzunluğu hepsi semboldür ve çocuğun yetişkinlikteki yaşayacağı deneyimlere işaret eder.
Hepimizin masalı, bilgesi ve bilgenin öğütleri farklı olsa da kendi sembollerimizi anladığımızda hayatı ve kendimizi kolaylıkla ve sağlıkla anlarız. Her zaman söylediğim gibi kimsenin elinde sihirli bir değnek bulunmadığı için yaşlı adamın söylediklerinde de sihir aramayalım onun sorularının bizi düşündürtmek için olduğunu, cümlelerin ise sembolik olduğunu hatırlayalım. Farkındalıkla, sağlıkla kalın.
Rüya yorumları ve analizleri için nefesin_sesi Instagram sayfamdan takip edebilir, iletişime geçebilirsiniz.