X

Rüyalar size sizi hatırlatırlar: Bilinçaltınızın anlattıklarını dinlemeyi ihmal etmeyin

“Rüyaların yapıldığı maddeden yapılmayız biz ve uykuyla çevrilidir küçücük hayatımız.”
William Shakespeare

Rüyalarla aranız nasıl? Tekrar eden rüyalarınız var mı? Rüyalarınızın size ne anlatmaya çalıştığını merak ediyor musunuz? Rüyalar yüzlerce senedir insanların ilgisini çekmiş ve gizemini hala koruyan konulardan biridir. Her ne kadar bazı insanlar rüya görmediğini zannetseler de aslında herkes rüya görür. Rüya görmediğini düşünen insanlar sadece rüyalarını hatırlamıyorlardır.

Uyku kabaca iki dönemden oluşur. Yüzeysel uykudan derin uykuya geçtiğimiz “Non-REM” dönemi ve rüyaların büyük çoğunluğunu gördüğümüz “REM” (Rapid Eye Movement) dönemi. Non-REM uykusu uykuda rüya görülmeyen evre olup, uyku bu evrede derindir. Non-REM uykusu kendi içinde üç evreye ayrılır. Adını İngilizce “Rapid Eye Movement” (hızlı göz hareketleri) kelimesinin baş harflerinden alan REM döneminde hızlı göz hareketleri izlenir, göz ve solunum kasları dışında vücut felç olmuş gibidir. Ortalama olarak insanlar gece başına dört ila altı kez rüya görürler. Bununla birlikte REM aşaması, vücudun bilgiyi işlediği ve serotonin gibi önemli kimyasalları ürettiği bir zaman dilimidir (Cipolli vd., 2005). Rüyaların uykunun bu döneminde ortaya çıkması bilim insanlarını rüyaların faydacı bir işlevi olabileceği düşüncesine götürmüştür (Franklin ve Zyphur, 2005).

Niye rüya gördüğümüz ve rüyaların işlevinin tam olarak ne olduğuna dair sorular uzun süredir psikoloji biliminin ilgi alanına girmiştir. Şüphesiz psikoloji ve rüya kelimeleri yan yana geldiğinde ilk akla gelen isim tabii ki Freud’dur. Rüyaları bilinçaltına giden kraliyet yolu olarak gören Freud kariyeri boyunca rüyalarla, rüyaların içerdiği sembollerle yakından ilgilenmiş ve bu konu hakkında döneminin en devrimsel kitaplarından sayılan “Rüyaların Yorumu” kitabını yazmıştır. Psikanalitik Kuramla paralel olarak Freud’un “Rüya Teorisi” rüyaları, bilinçdışı arzuların, düşüncelerin ve motivasyonların yansıması olarak görür. Freud’a göre rüya, uyanıkken ifade edemediğimiz ya da gerçekleştiremediğimiz bir amaç ya da ihtiyacın sembolik anlatımı olabilir.

Bununla birlikte, ceza veya travmatik olayları içeren bazı rüya türleri, psikolojik bir sorunun ipuçlarını verebilir (Yılmaz, 2018). Freud rüyaların suçluluk veya travmayla baş etmeye hizmet ettiğine inanır (Akot, 2010). Freud, çağdaşı ve aynı zamanda mentorluk yaptığı Jung ile psikoloji hakkında birçok konuda olduğu gibi, rüyalar konusunda da çatışıyordu. Freud, rüyalarda anlamların gizlendiğine inanmasına karşılık Jung, rüyaların zihnin doğrudan ifadeleri olduğuna inanır. Rüyaları bir sembol ve metafor dili olarak gören Jung anlaşılması zor olan bu dilin tüm insanlık bilincine ilişkin evrensel arketiplerden (ya da imgelerden) oluştuğunu iddia eder (Yılmaz, 2018). Jung’a göre rüyaların iki işlevi vardır: Bunlardan ilki, insanların ruhsal dünyamızdaki dengesizlikleri telafi etmesi ve ikincisi bireye geleceğe dönük imgeler sağlamasıdır (Winborn, 2016).

Jung’un yarı otobiyografik kitabı “Memories, Dreams, Reflections”ta da anlattığı üzere Jung ve Freud bir dönem sık sık buluşuyorlardı. Bu buluşmaların konularından biri de rüyalardı. Jung’un iddiasına göre, Jung çekinmeden rüyalarını Freud’a analiz ettiriyordu. Bir gün Jung da Freud’un rüyasını analiz etmek istediğinde beklemediği bir cevap alacaktı. Freud otoritesini sarsacağı düşüncesiyle rüyasını analiz ettirmek istemiyordu. Freud gizemli ve otoriter pozisyonunu korumak isteyen biri olarak rüyalarını anlatıp karakterinin gizli yanlarını tüm çıplaklığıyla ortaya sermekten kaçınıyordu. Jung ise “Gölge” arketipinden ilk bahseden bir bilim insanı olarak kendimizden bile gizlediğimiz yanlarımızla yüzleşmek, dahası onlarla barışmaktan yanaydı. Bu sebepten ötürü rüyalarını Freud’a analiz ettirmek onu rahatsız etmiyordu. Sonuçta psikolojinin bu iki dev isminin arkadaşlığını bitiren konulardan biri rüyalar oldu.

Rüyalar sahibine aittir. Rüyalardaki sembollerin yorumu rüyayı gören kişinin iç dünyasına göre değişir. Hamile kalmakla ilgili sorunlar yaşayan bir kadının rüyasında çocuk görmesiyle, çocukları olan bir kadının rüyasında çocuk görmesi haliyle farklı anlamlar içermektedir. Rüyalarımızın içeriği günlük yaşantılarımızdan etkilenir. Rüyanın yakın zamanda esinlendiği olaylara “Günün Tortusu” denir. Yani son birkaç günde yaşadığınız olaylar, çağrışımlar, fikirler, duygular rüyada görülebilir. Rüyalar kişinin kendini geliştirebilmesi, kendini daha iyi tanıyabilmesi için bir kılavuz olarak kullanılabilir. Moffit, Kramer ve Hoffman (1993)’a göre, rüyalar uyanık yaşamla bağlantılıdır ve bir sonraki gün rüya görenin duygusal endişeleri ve ruh hali rüyalar aracılığıyla tahmin edilebilir. Greenberg ve Pearlman (1992) ise, rüyalarla ilgili yaptıkları araştırmaların ardından, rüya görenin rüyalarında anlamlı problemler ve sorunlarla uğraşıp üstesinden geldiğini ve bunların da rüyaların açık içeriğinde temsil edildiğini önermektedir (Akt. Genç 2011).

Evet, rüyalar hakkında farklı psikoloji ekolleri, farklı teoriler öne sürmektedir. Teknoloji ne kadar ilerlese de rüyalar gizemini hala korumaya devam etmektedir. Eğer rüyalarınızın gizem perdesini bir nebze olsun aralamak istiyorsanız size bugünden itibaren bir “Rüya Günlüğü” tutmanızı öneririm. Kırtasiyeden sevdiğiniz bir defter satın alın. Bu sizin “Rüya Günlüğünüz” olacak. Uyanır uyanmaz ilk iş gördüğünüz rüyaları defterinize kaydedeceksiniz. Günlüğünüzü tutmaya başladıktan belli bir zaman sonra rüyalarınızı inceleyin. Kendini tekrar eden temalar var mı, ya da sık sık gördüğünüz bir rüya? Dilerseniz rüyalarınız üzerinde bir psikologla birlikte de çalışabilirsiniz. Unutmayın rüyalarınız sizi size anlatırlar. Onları dinleyin. Bu arada size bir eğitim haberim var. WhatsApp ya da FaceTime üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık Öz Sevgi eğitimimle ilgileniyorsanızbilgi için rsolaker@gmail.com adresine yazabilirsiniz. Psikoloji ile ilgili egzersizler paylaştığım Instagram hesabım ise @ranakutvanrsolaker@gmail.com .

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Akot, B. (2010). Dream İnterpretation of Freud’s Method. Dinbilimleri. Akademik Araştırma Dergisi Cilt 10, Sayı 1, ss. 213-235.
Cipolli,. C., Fagioli, I., Mazzetti, M. & Tuozzi, G. (2005). Consolidation effect of the processing of declarative knowledge during human sleep: evidence from long-term retention of interrelated contents of mental sleep experiences. Brain Research Bulletin, 65, 97-104.
Franklin, M.S., Zyphur, M.J. (2005). The Role of Dreams in the Evolution of the Human Mind. Evolutionary Psychology, Volume: 3 issue: 1: 59-78. DOI: https://doi.org/10.1177/147470490500300106
Genç, A. (2011). Rüya Temaları Ölçeğı̇ (Rtö) Gelı̇ştı̇rı̇lmesı̇: Geçerlı̇k Ve Güvenı̇rlı̇k Çalışması. Yüksek Lisans Tezi.
Greenberg R., Katz H., Schwartz, W. & Pearlman C. (1992). A research based reconsideration of the psychoanalytic theory of dreaming, Journal of the American Psychoanalytic Association, 40: 531-550
Moffit A., Kramer M., & Hoffman R. (1993). The function of dreams, Albany: State of New York University
Winborn, M. (2016) Analytical Psychology and Science: Adversaries or Allies? Psychological Perspectives, 59:4, 490-508, DOI: 10.1080/00332925.2016.1240536
Yılmaz, H. 2018. Rüya Motı̇flerı̇ Ölçeğı̇nı̇n Türkçeye Uyarlanması Ve Psı̇kolojı̇k Semptomlarla İlı̇şkı̇sı̇nı̇n Sınanması. Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi. 

İlginizi çekebilir: İnançlarımızla geleceği nasıl şekillendiriyoruz: Kendini gerçekleştiren kehanet

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale