“Rüyaların yapıldığı maddeden yapılmayız biz ve uykuyla çevrilidir küçücük hayatımız.”
William Shakespeare
Rüyalarla aranız nasıl? Tekrar eden rüyalarınız var mı? Rüyalarınızın size ne anlatmaya çalıştığını merak ediyor musunuz? Rüyalar yüzlerce senedir insanların ilgisini çekmiş ve gizemini hala koruyan konulardan biridir. Her ne kadar bazı insanlar rüya görmediğini zannetseler de aslında herkes rüya görür. Rüya görmediğini düşünen insanlar sadece rüyalarını hatırlamıyorlardır.
Uyku kabaca iki dönemden oluşur. Yüzeysel uykudan derin uykuya geçtiğimiz “Non-REM” dönemi ve rüyaların büyük çoğunluğunu gördüğümüz “REM” (Rapid Eye Movement) dönemi. Non-REM uykusu uykuda rüya görülmeyen evre olup, uyku bu evrede derindir. Non-REM uykusu kendi içinde üç evreye ayrılır. Adını İngilizce “Rapid Eye Movement” (hızlı göz hareketleri) kelimesinin baş harflerinden alan REM döneminde hızlı göz hareketleri izlenir, göz ve solunum kasları dışında vücut felç olmuş gibidir. Ortalama olarak insanlar gece başına dört ila altı kez rüya görürler. Bununla birlikte REM aşaması, vücudun bilgiyi işlediği ve serotonin gibi önemli kimyasalları ürettiği bir zaman dilimidir (Cipolli vd., 2005). Rüyaların uykunun bu döneminde ortaya çıkması bilim insanlarını rüyaların faydacı bir işlevi olabileceği düşüncesine götürmüştür (Franklin ve Zyphur, 2005).
Niye rüya gördüğümüz ve rüyaların işlevinin tam olarak ne olduğuna dair sorular uzun süredir psikoloji biliminin ilgi alanına girmiştir. Şüphesiz psikoloji ve rüya kelimeleri yan yana geldiğinde ilk akla gelen isim tabii ki Freud’dur. Rüyaları bilinçaltına giden kraliyet yolu olarak gören Freud kariyeri boyunca rüyalarla, rüyaların içerdiği sembollerle yakından ilgilenmiş ve bu konu hakkında döneminin en devrimsel kitaplarından sayılan “Rüyaların Yorumu” kitabını yazmıştır. Psikanalitik Kuramla paralel olarak Freud’un “Rüya Teorisi” rüyaları, bilinçdışı arzuların, düşüncelerin ve motivasyonların yansıması olarak görür. Freud’a göre rüya, uyanıkken ifade edemediğimiz ya da gerçekleştiremediğimiz bir amaç ya da ihtiyacın sembolik anlatımı olabilir.
Bununla birlikte, ceza veya travmatik olayları içeren bazı rüya türleri, psikolojik bir sorunun ipuçlarını verebilir (Yılmaz, 2018). Freud rüyaların suçluluk veya travmayla baş etmeye hizmet ettiğine inanır (Akot, 2010). Freud, çağdaşı ve aynı zamanda mentorluk yaptığı Jung ile psikoloji hakkında birçok konuda olduğu gibi, rüyalar konusunda da çatışıyordu. Freud, rüyalarda anlamların gizlendiğine inanmasına karşılık Jung, rüyaların zihnin doğrudan ifadeleri olduğuna inanır. Rüyaları bir sembol ve metafor dili olarak gören Jung anlaşılması zor olan bu dilin tüm insanlık bilincine ilişkin evrensel arketiplerden (ya da imgelerden) oluştuğunu iddia eder (Yılmaz, 2018). Jung’a göre rüyaların iki işlevi vardır: Bunlardan ilki, insanların ruhsal dünyamızdaki dengesizlikleri telafi etmesi ve ikincisi bireye geleceğe dönük imgeler sağlamasıdır (Winborn, 2016).
Jung’un yarı otobiyografik kitabı “Memories, Dreams, Reflections”ta da anlattığı üzere Jung ve Freud bir dönem sık sık buluşuyorlardı. Bu buluşmaların konularından biri de rüyalardı. Jung’un iddiasına göre, Jung çekinmeden rüyalarını Freud’a analiz ettiriyordu. Bir gün Jung da Freud’un rüyasını analiz etmek istediğinde beklemediği bir cevap alacaktı. Freud otoritesini sarsacağı düşüncesiyle rüyasını analiz ettirmek istemiyordu. Freud gizemli ve otoriter pozisyonunu korumak isteyen biri olarak rüyalarını anlatıp karakterinin gizli yanlarını tüm çıplaklığıyla ortaya sermekten kaçınıyordu. Jung ise “Gölge” arketipinden ilk bahseden bir bilim insanı olarak kendimizden bile gizlediğimiz yanlarımızla yüzleşmek, dahası onlarla barışmaktan yanaydı. Bu sebepten ötürü rüyalarını Freud’a analiz ettirmek onu rahatsız etmiyordu. Sonuçta psikolojinin bu iki dev isminin arkadaşlığını bitiren konulardan biri rüyalar oldu.
Rüyalar sahibine aittir. Rüyalardaki sembollerin yorumu rüyayı gören kişinin iç dünyasına göre değişir. Hamile kalmakla ilgili sorunlar yaşayan bir kadının rüyasında çocuk görmesiyle, çocukları olan bir kadının rüyasında çocuk görmesi haliyle farklı anlamlar içermektedir. Rüyalarımızın içeriği günlük yaşantılarımızdan etkilenir. Rüyanın yakın zamanda esinlendiği olaylara “Günün Tortusu” denir. Yani son birkaç günde yaşadığınız olaylar, çağrışımlar, fikirler, duygular rüyada görülebilir. Rüyalar kişinin kendini geliştirebilmesi, kendini daha iyi tanıyabilmesi için bir kılavuz olarak kullanılabilir. Moffit, Kramer ve Hoffman (1993)’a göre, rüyalar uyanık yaşamla bağlantılıdır ve bir sonraki gün rüya görenin duygusal endişeleri ve ruh hali rüyalar aracılığıyla tahmin edilebilir. Greenberg ve Pearlman (1992) ise, rüyalarla ilgili yaptıkları araştırmaların ardından, rüya görenin rüyalarında anlamlı problemler ve sorunlarla uğraşıp üstesinden geldiğini ve bunların da rüyaların açık içeriğinde temsil edildiğini önermektedir (Akt. Genç 2011).
Evet, rüyalar hakkında farklı psikoloji ekolleri, farklı teoriler öne sürmektedir. Teknoloji ne kadar ilerlese de rüyalar gizemini hala korumaya devam etmektedir. Eğer rüyalarınızın gizem perdesini bir nebze olsun aralamak istiyorsanız size bugünden itibaren bir “Rüya Günlüğü” tutmanızı öneririm. Kırtasiyeden sevdiğiniz bir defter satın alın. Bu sizin “Rüya Günlüğünüz” olacak. Uyanır uyanmaz ilk iş gördüğünüz rüyaları defterinize kaydedeceksiniz. Günlüğünüzü tutmaya başladıktan belli bir zaman sonra rüyalarınızı inceleyin. Kendini tekrar eden temalar var mı, ya da sık sık gördüğünüz bir rüya? Dilerseniz rüyalarınız üzerinde bir psikologla birlikte de çalışabilirsiniz. Unutmayın rüyalarınız sizi size anlatırlar. Onları dinleyin. Bu arada size bir eğitim haberim var. WhatsApp ya da FaceTime üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık Öz Sevgi eğitimimle ilgileniyorsanızbilgi için rsolaker@gmail.com adresine yazabilirsiniz. Psikoloji ile ilgili egzersizler paylaştığım Instagram hesabım ise @ranakutvanrsolaker@gmail.com .
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
Kaynaklar:
Akot, B. (2010). Dream İnterpretation of Freud’s Method. Dinbilimleri. Akademik Araştırma Dergisi Cilt 10, Sayı 1, ss. 213-235.
Cipolli,. C., Fagioli, I., Mazzetti, M. & Tuozzi, G. (2005). Consolidation effect of the processing of declarative knowledge during human sleep: evidence from long-term retention of interrelated contents of mental sleep experiences. Brain Research Bulletin, 65, 97-104.
Franklin, M.S., Zyphur, M.J. (2005). The Role of Dreams in the Evolution of the Human Mind. Evolutionary Psychology, Volume: 3 issue: 1: 59-78. DOI: https://doi.org/10.1177/147470490500300106
Genç, A. (2011). Rüya Temaları Ölçeğı̇ (Rtö) Gelı̇ştı̇rı̇lmesı̇: Geçerlı̇k Ve Güvenı̇rlı̇k Çalışması. Yüksek Lisans Tezi.
Greenberg R., Katz H., Schwartz, W. & Pearlman C. (1992). A research based reconsideration of the psychoanalytic theory of dreaming, Journal of the American Psychoanalytic Association, 40: 531-550
Moffit A., Kramer M., & Hoffman R. (1993). The function of dreams, Albany: State of New York University
Winborn, M. (2016) Analytical Psychology and Science: Adversaries or Allies? Psychological Perspectives, 59:4, 490-508, DOI: 10.1080/00332925.2016.1240536
Yılmaz, H. 2018. Rüya Motı̇flerı̇ Ölçeğı̇nı̇n Türkçeye Uyarlanması Ve Psı̇kolojı̇k Semptomlarla İlı̇şkı̇sı̇nı̇n Sınanması. Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi.
İlginizi çekebilir: İnançlarımızla geleceği nasıl şekillendiriyoruz: Kendini gerçekleştiren kehanet