X

Rutininden çıkmak isteyenlerin denemesi gereken 10 zorlu görev

Her birimizin hayatı yaşama şekli ve rutini farklı. Rutine giren şeyler konfor alanlarımızı oluşturuyor. Aile yaşantımız, yıllardır devam eden arkadaşlıklarımız, yeme alışkanlıklarımız ve yıllardır çalıştığımız iş yeri gibi şeyler hayatımızın rutinini oluşturuyor.

İlgili yazı: Güne daha mutlu başlamak için günlük rutininizde gerçekleştirebileceğiniz pratik değişimler

Hayat sorunsuz bir şekilde akarken “Her şey yolunda ama hayatım çok rutin” cümlesi eminim aklınıza düşmüştür. “Nasılsın?” Sorusuna verdiğimiz cevabı bir düşünsenize. Eğer hayatınızda rutinin dışında yaptığınız bir şey yok ise cevap genellikle “Bildiğin gibi, aynı. İşten eve, evden işe” şeklinde olmuyor mu? Oluyorsa, olmasın! Gelin, o konfor alanınızdan çıkmak için kendinizi zorlayın ve daha önce yapmadığınız şeyleri hayatınıza sokarak rutininizin dışarı çıkın.

Siz rutininizin dışına çıkıp, yeni şeyler yaptıkça beyninizi sürekli çalıştırarak zekanızın gelişmesini sağlayacaksınız. Çünkü beynimizdeki sinir hücreleri öğrenmeyi ve hayatın devamını sağlıyor ve beynimizin çalışma sistemi bu sinir hücreleri arasındaki iletişime dayanıyor. Sinir hücreleri arasındaki iletişim ağı ne kadar kuvvetliyse bilgileri öğrenme işlemi de o kadar güçlü oluyor.

1. Bir şeyler yaratın

Hata yapmaktan asla korkmadan bir şey yaratmayı deneyin.

Bir süreliğine de olsa okumayı bırakın ve bir şeyler yaratmayı deneyin. Daha önce hiç yapmadığınız şeylere odaklanın. Mesela hiç seramik boyadınız mı? Peki, hiç cama üfleyip şekil verdiniz mi? Ya da daha önce hiç çömlek yaptınız mı? Eğer bir şeyler bulmakta zorlanıyorsanız kendin yap projelerine bir göz atın. Aklınıza hiçbir şey gelmiyorsa mood board tasarlayın. Yeter ki bir şey yaratmayı deneyin.

Harekete geç: Sizden kimse şaheser yaratmanızı beklemiyor. Hata yapmaktan korkmayın ve yaratıcılığınızı harekete geçirin.

2. Sizi yönlendirecek bir mentor bulun

Tek başına yeni bir şeylere kalkışmak kolay değil, kabul ediyorum. Bu yüzden bu süreçte sizi zorlayacak ama aynı zamanda ilham aldığınız birinden yardım isteyin. Yakın çevrenizde böyle biri yoksa, o zaman interneti kullanın. Zira internette birçok mentor sitesi var.

Harekete geç: Utanmak, sıkılmak yok! Diyelim ki spor yapmak istiyorsunuz. O zaman bu alanda kendini geliştirmiş kişilere yazın, yardım isteyin. Sizi geri çevirmeyeceğinden eminim! Fakat buradaki en önemli nokta mentorun dediklerini uygulamanız. Aksi takdirde zaman herkes için çok değerli.

3. Sosyal medyanın dışına çıkın

Yakın çevrenizdeki arkadaşlarınızla vakit geçirmek için çaba harcayın.

Sosyal medyaya hiç karşı değilim. Hatta benden kilometrelerce uzakta yaşayan arkadaşlarımla iletişimde olmamı sağladığı için minnettarım. O yüzden hayatınızdan sosyal medyayı çıkarın ya da azaltın gibi bir fikirlerle gelmeyeceğim. Sadece arkadaşlarınızın hayatını sosyal medyadan takip etmek yerine onlarla buluşmayı da deneyin. Bu benim de üzerinde çalıştığım bir konu.

Harekete geç: Yıllardır görüşmediğin lise arkadaşınızı arayıp kahve içelim mi demenizi beklemiyorum. Sadece yakın çevrenizde olup, sosyal medyadan takip ettiğiniz ve hayatındaki tüm gelişmeleri zaten bildiğiniz arkadaşınızı arayıp görüşelim mi demeye ne dersiniz?

4. İnandığınız şeyleri bir sorgulayın

Çocukluğumuzdan bu yana yaşadığımız deneyimlere göre kendimize çeşitli inançlar yarattık. Bu inançların bir kısmının sebebini bile hatırlamıyoruz. Kimi inançların sebebi ise dün gibi hatrımızda. İnançlarımızı sorgulamak ve eski inançları yenileri ile değiştirmek zorlu bir egzersiz. Fakat şu yaşınıza kadar inandığınız ama hiç sorgulamadığınız kaç tane inanca sahip olduğunuzu hiç düşündünüz mü?

Sorgulayın! Sorgulayın, çünkü inandığınız şeylere artık inanmıyor olabilirsiniz. Sorgulayın, çünkü yanlış inanışlar insanı kısıtlar.

Harekete geç: Mesela şuandan itibaren 2 haftanızı bu egzersize ayırın. Bir defter alın ve inandığınız şeyleri listeleyin. Sonra kendinize neden böyle bir inanışa sahip olduğunuzu sorun. Bu egzersiz sonrasında eski inanışlarınızın kaçını hafızanızdan sildiğinize bir bakın ve hafifleyin.

5. Kötü alışkanlıklarınızdan kurtulmayı deneyin

Bir alışkanlığı bırakmak da bir alışkanlık edinmek de çok zor, biliyorum. Fakat hiçbir şey imkansız değil, bunu da biliyorum. Bu yüzden sahip olmaktan dolayı sizi mutsuz ve huzursuz eden alışkanlıklarınızı bir düşünün. Önce hangisinden kurtulmak istediğinize karar verin. Sigarayı mı bırakmak istiyorsunuz, beslenme alışkanlığınızı mı değiştirmek istiyorsunuz? Karar verin. Beyniniz bu kötü alışkanlıktan kurtulmaya odaklanırken hayatınız bir rutin olmaktan çıkacak.

Harekete geç: Kurtulmak istediğiniz bir alışkanlığı seçip 30 gün boyunca onu bırakmayı deneyin. Çabalayın, emek verin ve kendinize inanın.

6. Karalayın ve çizin!

Bir şeyler karalamak için resim yapma yeteneğine sahip olmak zorunda değilsiniz. Bir şeyler karalamak aynı zamanda beyni boşaltmanın en kolay yolu.

Harekete geç: Çantanıza, arabanıza veya cebinize bir kağıt, bir de kalem atın. Gününüzün 10-15 dakikasını bu egzersize ayırın. 30 gün boyunca her gün bir şeyler karalayın. Bu seansları bir meditasyon aracı olarak bile kullanabilirsiniz.

7. Belgesel izleyin!

Dünya televizyon izlerken siz belgesel izleyin, olmaz mı? Hiç bilmediğiniz bir şey hakkında izleyeceğiniz bir belgesel hem ufkunuzu açacak hem de beyin yeni bir şey öğreneceği için sinir hücreleri arası iletişim devreye girecektir. Üstelik belgesel izlemek bedava!

Harekete geç: Belgesel deyince aklınıza hemen National Geographic geliyorsa size harika bir site öneriyorum: documentaryheaven.com.

8. Her gün 1 saatinizi kendinize ayırın!

Her gün ama her gün sadece 1 saatinizi hayal kurmaya, meditasyon yapmaya ya da sevdiğiniz bir şeyi yapmaya ayırın. O 1 saat sadece sizin için aksın, akan her dakika sizi mutlu etsin ya da huzurlu, fakat eşinizi, sevgilinizi, çocuğunuzu, annenizi, babanızı, telefonunuzu, işinizi, yemeğinizi kısaca her şeyi bir kenara bırakın ve o büyülü 1 saatin içine girin.

Harekete geç: Sadece kendinize ayırdığınız bu 1 saatten sonra nasıl hissettiğinizi bir düşünün.

9. Her gün sizi korkutan bir şey yapın!

Konfor alanınızdan dışarı çıkın. Hayatta korktuğunuz şeylerin bir listesini yapın: Topluluk önünde konuşmak, yüksekten aşağı bakmak, ayaklarınızın yere basmadığı yerde denize girmek… Korktuğunuz şeylerin listesini yapmak zor geliyorsa korkmadığınız şeyleri düşünün ve tam tersini hayal edin. Korkularınızla yüzleşin, neden korktuğunuzu kendinize sorun.

Harekete geç: Konfor alanınızdan çıkın. Çünkü başarı, mutluluk, huzur adına ne derseniz deyin o rahatlık konfor alanınız ile gerçek yaşam arasında.

10. Yürüyüş yapın!

Daha sağlıklı bir beyin, daha hafif ve daha aktif bir hayat için yürüyüş yapın.

Daha sağlıklı bir beyin için, daha hafif ve daha aktif bir yaşam için yürüyün. Canınız bir şeye mi sıkıldı, yürüyün. Patronunuzla mı tartıştınız, yürüyün. Kendinizi bitmiş, tükenmiş ve yorgun mu hissediyorsunuz, yürüyün. Bir proje üzerinde çalışıyorsunuz ve tıkandınız mı, yürüyün. Çünkü yürümek en kolay meditasyon yöntemi ve yaratıcılığı en kolay tetikleyen egzersizlerden biri.

Harekete geç: Kulaklığınızı takın ve yürüyüşe çıkın. Bunu haftada en az 3 kere yapın.

Öznur Demirhan: Bu hayatta en çok heyecan duyarak yaptığım şey seyahat etmek, beni en çok motive eden şey yeni yerler görmek, olmaktan en mutluluk duyduğum yerler hava alanları, tren garları, otobüs durakları… Tek isteğim hikayemi tutkuyla ve heyecanla yaşamak, hatırımdan gitmesin diye yazmak. Ben hikayemde dünyayı keşfediyorum. Senin hikayen ne?

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale