X

Ruhun özgürlüğü: İçsel farkındalıkla psişik özgürlüğümüzü bulabiliriz

Bir zamanlar “Ruh”un tanrıçası olan PSYKHE (Psyche) adında bir prenses yaşarmış. Kral Miletos’un en güzel kızı olan bu prensesin çekiciliği Afrodit’in canını epeyce sıkmış ve sırf bu nedenle Afrodit onu, dünyanın en çirkin erkeği olarak nitelendirilen Eros ile evlenmeye mahkum etmiş. Ruh için bir rehber olan Psykhe, değerini kanıtlamak için zorlu ve ölümcül denemelerin üstesinden gelirken aslında beklenmedik bir kahramana dönüşerek ismi modern dünyaya kadar uzanmış.

Efsanesi çok fazla bilinmese de Psykhe’nin adı bugün hala yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu onun aşk hikayesinin popülaritesinden değil, ruhun tanrıçası olarak var ettiği benliğinden gelir. Ancak unutmamak gerekir ki aşk teması aslında psişe ile oldukça bağlantılıdır. Eros’un büyülü oklarının ürettiği derin aşk sonsuza kadar ruhun bir parçası olarak kalır ve onu paylaşan insanları ebediyen birbirine bağlar.

Modern dünyada “psişe”den (ruh/zihin) çıkardığımız anlam, eski zamanların “ruh” fikrinden biraz farklıdır. Örneğin, eski Yunanlılar için ruh, yaşayan herhangi bir şeyin ölümsüz bir parçasıydı. İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler farklı türlerde ruhlara sahipti ve her canlının ruhu ölümden sonra da varlığını sürdürürdü.

Sokrates de ruhun ölümden sonra “bilgeliği” daha iyi öğrenebileceğini öne sürmüştü çünkü ona göre artık ruh ölümlü beden tarafından engellenemezdi.

Modern psikolojide psişe, insanın duygusal ve zihinsel durumunun tamamını ifade eder. Bunlar kişinin düşüncelerini, kişiliğini ve davranışını belirler. Psyche’nin adını içeren bir kelime olan “psikoloji” aslında bu temaların incelenmesidir. Psikologlar insan ruhunun nasıl işlediğini, geliştiğini ve değiştiğini anlamaya çalışır.

Bugün bilişsel bilimciler basitçe “zihin” kelimesini kullanmayı tercih ediyorlar, ancak psikoloji çalışmaları yıllar boyunca psişe üzerine sayısız teori, inceleme ve araştırma üretmiştir.

Jung şöyle yazar: “Psişe, bilinç kadar bilinç dışını da kapsar. Tüm süreçlerimizin bütünlüğünü anlıyorum ben bu kavramdan.” İşte bu nedenle de psişeye zihin yerine ruh der Jung. Psişenin aynen bedenimiz gibi kendi kendini düzenleyen bir sistem olduğunu ileri sürmüştür.

Psişe, karşıt nitelikler arasında bir denge sağlamaya çalışırken, aynı zamanda aktif olarak kendi gelişimini ya da Jung’un da dediği gibi “bireyleşmeyi” arar. Jung’a göre psişe, doğası gereği, yalnızca dürtüler ve süreçler olarak değil, eksiksiz ikincil benlikler olarak da kişileştirilir. Komplekslerimiz ve arketipsel içeriklerimiz bu bütünlüğün içeriğini oluşturur. Psişe, kişiliğin arkasındaki düzenleyici dehadır ve hayatın her aşamasında, koşulların izin verdiği en iyi uyumu sağlamamamızı sağlar. Freudyen teoride ego çıkış noktasıyken, Jung ‘benliği’ esas almıştır. Ego, diğer yapılarla birlikte, yaşamın başlangıcından itibaren var olan Benlikten gelişir. Benliğin kökleri; hem biyolojiyi hem de kültürel ve manevi sistemlerin tüm zenginliğini ve tüm insanların sahip olduğu derinlikleri de kapsayarak sonsuz derecede geniş bir deneyim yelpazesine erişim sağlar.

İnsan olmanın yollarını açan, kendimizi gerçekleştirmemizi sağlayacak olan psişe ya özgür değilse?

Psişik (ruhsal) özgürlük, çocuklukta başlayan yaşam deneyimlerimizden kaynaklanabilecek olumsuz zihniyetlerden ve duygulardan özgürleşmektir. Ruhun özgürlüğü, ebeveynlerimiz, akranlarımız, üzerimizde etki sahibi olanlar, doğal afetler, siyasi çatışmalar, yoksulluk ve zehirli yanları olan popüler kültür tarafından ihmal, istismar, travma, karşılanmamış ihtiyaçlar ve sağlıksız mesajlar, değerler, tutumlar ve inançlarla aşındırılabilir, kısıtlanabilir ve hatta yok edilebilir. Sonuçta ise fiziksel ve zihinsel sağlığımızı geliştirmemizi, hayallerimize ve hedeflerimize barikat kurmamızı, sağlıklı ve besleyici ilişkiler yaratmamızı engelleyen bir var oluş yaşarız. Ruhsal özgürlüğün kaybı, kendimize sevgi, onay ve özen göstermemizi, kim olduğumuz ve dünyaya neler getirebileceğimizin değerini kabul etmemizi, güçlü yönlerimizi görmemizi ve hayatımızın özlemlerinin peşinde koşmamızı, gerçek benliğimizi ifade etmemizi imkansız hale getirebilir.

İçsel farkındalık, tepkilerin içeriğini görebilmek, yansıtmalara dikkat edebilmek bizlere psişik özgürlüklerimizi bulmada yardımcı olabilir. Bu süreç, psişik özgürlüklerimizi kimin veya neyin aldığını ve onu nasıl geri kazanabileceğimizi de gösterecek olan araştırmalarla şekillenir.

İnsan olmanın normal bir parçası olan günlük zorluklarla karşılaştığımızda psişik özgürlüğümüze dikkat kesilebiliriz. Rahatlık ve dinginlik, karmaşadan arınmış bir zihin ve kalp, tehditler ve engellerden ziyade olasılıkları ve fırsatları gören bir insan olmaya yol alabiliriz. Şüphe, endişe, korku, öfke, kaçınma ve diğer tüm olumsuz zihinsel faaliyetlerle hayatı çekilmez kılmak yerine hayata cesurca meydan okuyabilir ve yaşantımızı güven ve bağlılıkla sürdürme fırsatlarını yakalayabiliriz. İşte ruhun özgürlüğü bu kadar derin bir yolculuğa çıkartır bizleri.

Kaynaklar:

Carl G. Jung- Psychological Types Collected Works
-The Structure and Dynamics of the Psyche
-The Symbolic Life
Jim Taylor- 3 Essential Human Freedoms
Mike Greenberg- Psyche/ A Complete Guide to the Goddess of the Soul

İlginizi çekebilir: Hepimiz birer hikayeyiz: Mitolojik hikayelerin 4 işlevi

Şerife Günaydın Karaköse: Yazar Şerife Günaydın Karaköse, 1980 Adana doğumlu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Çağ Üniversitesi Özel Kamu Hukuku Yüksek Lİsansı'nı bitirmekle hukuk dünyasına girdi ve avukatlık mesleğine de halen devam ediyor. "Three", "The Shadow House","Happiest Hour","Uzaya Kaçan Küpe" ve "Keyfi Yanılsamalar" isimli kitapları hem Amazon hem de Barnes and Noble da online olarak yayımlandı. Yazarın denemelerini aktardığı www.allbyourselves.blogspot.com adlı bir blogu mevcut; aynı zamanda @mind_index Instagram profilinde de sanattan bilime, felsefeden psikolojiye kadar pek çok konu hakkında da içerik üretiyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale