Her ruhsal yolculuk bir meraktır. Bir şeyleri keşfetmek için yola koyuluruz. Amacımız herhangi bir şeyi bulmak değil, gerçek “ben”i bulmak, hayatı keşfetmektir. Bir mesaj, telefon, gördüğümüz bir rüya, kaybettiğimiz değerli bir şey ya da ilginç bir deneyim bizi ruhsal bir maceraya davet edebilir. Çoğu zaman bilinmeyenle yüzleşmenin korkusundan veya değişimi reddettiğimizden dolayı bu yolculuktan cayarız. Ruhumuzun derinliklerine doğru çıktığımız her bir yolculuk ise bize zorluklarla mücadele etme gücünü kazandırır ve içimizdeki potansiyelin tam olarak farkına varırız.
Ruhsal yolculuk bir öğrenme sürecidir. Bu yolculukta hiçbir hata yoktur. Ancak hata olarak gördüğümüz şeylerden hep en güzel şekilde ders çıkarmaz mıyız? Bu hatalar bize bir şeyler öğretip, bizi olgunlaştırıyorsa, onları hata olarak adlandırmak ne derece doğru?
Hayatı koca bir derslik olarak düşünürsek yaşadıklarımız da bir hatadan çok birer deneyim aslında. Bu deneyim sırasında çoğu zaman bir ‘hata’ olarak görülen, ancak ruhsal yolculuğunuzda sizlere yardımcı olabilecek 6 önemli anahtarı bilmek istemez misiniz?
Sevme şansı her zaman verilmez
Çıktığınız bu yolculukta çoğu zaman sevme ya da korkma seçeneği sunulur size. Sevmekten korktuğunuzdan olsa gerek etrafınızdakileri yanınızdan uzaklaştırır, korkuyu seçer ve acı çekersiniz. Ancak hayat merhametli davranır ve bıkmadan size dersinizi verir. Öyleyse sevgiyi seçin.
Her zaman bağdaş kurup oturmak olmaz
Meditasyon yapmayı, maneviyat hakkında bir şeyler okuyup konuşmayı sevebilirsiniz. Ancak tek başına hiçbiri yeterli değil. Maneviyat yaşanmalı, tecrübe edilmeli. Kendinizle baş başa kalıp, gerçekten kim olduğunuzu keşfetmek oldukça önemli olmakla beraber hayatınızı da değiştirebilir.
Doğada yeterince zaman harcamamak
Yüzyıllar boyunca ruhani liderler, yolculuklarının bir parçası olarak doğaya, doğada harcanan vakte atıfta bulunup duruyor. Ağaçların, kayaların, gökyüzünün ve güneşin bize haykırdığı bir şeyler var. Doğayla iç içe olmak, manevi olgunluğa erişmenizde oldukça yararlı bir araçtır. Onlarca kitabın içine gömülmektense, çamlıkların arasında bir yürüyüş çıkın.
İnançlarınız konusunda kibirli olmak
Kendinize fazlasıyla güvenebilir ve her şeyi bildiğinizi sanabilirsiniz. Ancak öğrenecek onca şey varken bildikleriniz solda sıfır kalır. Kibirli davranarak, bir sürü ilginç ve yararlı öğretiyi de reddetmiş olursunuz. Öyleyse alçakgönüllü olmayı öğrenin. Böylece gerçekten kim olduğunuzu öğrenmeye çıktığınız bu yolda engeller ortadan kalkar.
Duygularınızı davranışlarınıza rehber edinip gerçek sanmak
Duygularınıza dayanarak birçok karar almışsınızdır. Ancak bu ne denli doğru bir fikir tartışılır. Duygular sadece duygudur; düşüncelerimize tepki olarak vücudumuzda oluşan duyumsamalardır. Elbette bize öğretecekleri şeyler vardır, ama duygularımız gerçek değildir. Endişe duyduğunuz zamanlarda kafanızda olup biten bir şeyden korkarsınız. Oysa, hemen köşe başında bir tehlike ya da ölüm beklemiyor sizi. Öyleyse, duygularınızı yaşayın ve bırakın gitsinler. Duygular duyumsanmak içindir.
Ruhani öğretileri bir şans vermeden reddetmek
Bu konu ile inançlarınız konusunda kibirli olmak arasında bir bağlantı var. Yeni duyduğunuz bir öğretiyi küçümsediğiniz ve sunulan fikirleri reddettiğiniz zamanlar olmuştur. Halbuki kibirlenmek yerine bu fikirlere bir şans tanıyıp kulak verseniz, başka türlü öğrenmesi uzun bir zaman alacak kim bilir neler neler öğrenecektiniz… Öyleyse reddetmeden önce ilk kez duyduğunuz ya da gördüğünüz bir öğretiye şans verin.