Buddha, Gandhi, Rahibe Terasa ya da Nelson Mandela’yı sizce ortak paydada buluşturan şey nedir? Bu insanları farklı kılan ve onları çoğumuz için ilham kaynağına dönüştüren şey ne olabilir? Deepak Chopra’ya göre bu sorunun cevabı ‘ruhsal uyanış’ orijinal adıyla ‘spiritual awakening’. Chopra’ya göre ruhsal uyanış, aydınlanma veya canlanma, artık her şeyi egonuz aracılığıyla filtrelediğiniz ve geleceğe ve geçmişe odaklandığınız bir rüya dünyasında yaşamadığınızda gerçekleşir. Bireysel benliğinize ve benliğinizle diğer her şey arasındaki bağlantıya dair bir farkındalık kazandığınızda uyanışınız başlayabilir. Daha doyumlu ve mutlu yaşam sürmek, kim olduğunuzla barışık bir şekilde yaşamak için spiritüel uyanışın önemi büyüktür. Peki, orada olup olmadığımız nasıl anlaşılır? Spiritüel uyanışın işaretleri size yaşam yolculuğunuzda rehberlik edebilir. İşte farkındalığınızı artıracak ve ruhsal aydınlanma sürecinden keşfettiğinizi anlamanıza yardımcı olacak bazı sinyaller:
Kalıplarınızı gözlemlemeye ve sorgulamaya başladıysanız
Spiritüel uyanışın ilk belirtisi ‘farkındalık’tır. Kim olduğunuzu, ne istediğinizi ve neden ‘burada’ olduğunuzu düşünmeden hayatınızı otomatik pilotta geçirirken ‘uyanış’ halini deneyimlemeniz zordur. Ancak, birtakım soruları kendinize sormaya ve cevaplar aramaya başladığınızda uyanışa geçtiğinizi anlayabilirsiniz. Örneğin; Neden bu kadar sık sinirleniyorum? Kendimi neden hep başkalarıyla kıyaslıyorum? Alarmım çaldığında neden yataktan çıkmakta zorlanıyorum? Neden bu kadar çok acı çekiyorum? gibi davranışlarınızı, alışkanlıklarınızı, duygu ve düşüncelerinizi sorguluyor; kim olduğunuza, neler yaptığınıza dair cevaplar arıyorsanız otomatik pilottan çıkıp uyanışa geçmiş olabilirsiniz.
Tanımlardan ve etiketlerden sıyrılabiliyorsanız
“Uyanış, kim olduğunuzu değiştirmek değil; kim olmadığınızı bir kenara bırakmaktır.” – Deepak Chopra
Farkında olsanız da olmasanız da kendinizi tanımladığınız birtakım özellikleriniz, etiketleriniz vardır. Beslenme alışkanlıklarınızdan nasıl sosyalleştiğinize, siyasi görüşünüzden paranızı nasıl harcadığınıza kadar kendinizi farklı şekillerde tanımlayabilirsiniz. Üstelik, yıllar geçtikçe, çevreniz değiştikçe, dünya yenilendikçe inançlarınız ve kendinizi tanımlama cümleleriniz de değişir. Chopra’ya göre her inanç, bir perde gibidir. Örneğin, zekiyim, popülerim, veganım, yogiyim gibi kendinizi etiketlediğinizde perdenin katmanları da artar. Tüm bu katmanların farkına vardığınızda ise her biri şeffaf hale gelir. Yani, orada olsalar da içini görebilirsiniz. Uyanış, katmanlarınıza rağmen özünüzü görebilmek, kendinizi onlar olmadan da tanıyabilmektir.
İç huzurunuzu bulduysanız
Günümüzün koşturmalı dünyasında bol karmaşalı ve telaşlı geçen anlara rağmen sakin kalabiliyor ve tüm uyaranlardan sıyrılabiliyorsanız içinizdeki huzuru keşfederek ruhsal uyanışınızı başlatmış olabilirsiniz. Chopra’ya göre iç huzur her şeyin yolunda olması demek değil; işler ters gittiğinde tüm öfke, hüsran, kızgınlık, umutsuzluğa rağmen soğukkanlı kalabilmektir ve ona göre iç huzura erişmiş olmak spiritüel uyanışın önemli bir belirtisidir. Öte yandan Dalai Lama, iç huzuru ayak parmağını bir yere vurmaya benzetir. Hani küçük parmağınız bir anda kopmuşçasına canınızı çok yakar ama çok kısa bir süre sonra geçer ya; Dalai Lama’ya göre de duygusal yükler böyledir, acıtır ama geçicidir. Ona göre iç huzur, olumlu duyguların büyüteci ve olumsuz duyguların ise üzerindeki ıslak bir battaniye gibidir.
Daha fazla bağlılık ve aidiyet duygusu hissediyorsanız
Kendinizi, içinde bulunduğunuz toplumla, etrafınızdaki insanlarla daha fazla ilgilenirken buluyorsanız ve aidiyet duygusunu, bağlılık hissini daha yoğun hissediyorsanız manevi olarak daha canlı hissediyor olabilirsiniz. Örneğin, komşularınıza yardım etme veya civardaki kuruluşlara gönüllü katılma konusunda kendinizi daha istekli hissediyor; daha önce benimsemediğiniz bakış açılarıyla çevrenize yaklaşıyor, yargılamak yerine empatiyle davranışlarınızı, düşüncelerinizi şekillendiriyorsanız, daha fazla iyilik yapmak için motive oluyorsanız tüm bunların nedeni ruhsal uyanışınız olabilir.
Dünyayla daha güçlü bir bağlantı kuruyorsanız
Daha önce hiç olmadığınız kadar doğanın, gezegeni paylaştığınız diğer canlıların farkındaysanız ve doğaya saygı göstermek, çevreyi korumak konusunda kendinizi daha fazla sorumlu hissediyorsanız, maneviyatınızı keşfediyor olabilirsiniz. Et yemeyi bırakmayı düşünüyorsanız, sinek, örümcek gibi küçük canlıları zarar vermeden yakalamayı/uzaklaştırmayı deniyorsanız, tüm bitkilere, hayvanlara koşulsuz sevgi gösteriyorsanız, plastik kullanımını azaltıyor, yiyecekleri israf etmemeye özen gösteriyorsanız, tüm bunlar ruhsal büyümenizden kaynaklanıyor olabilir.
Sezgilerinizin sesini duyuyorsanız
Bir şeyleri hiç olmadığı kadar önceden ve doğru şekilde tahmin etmeye mi başladınız ya da aklınızdan geçenler pat diye olmaya mı başladı? Mantıksal bir akıl yürütme olmadan bir şeyleri bilme yeteneği olan ‘sezgileriniz’in sesi her zamankinden daha mı yüksek? Chopra’ya göre düşüncelerin, nesnelerin ve bireylerin hepsinde enerji varsa, ruhsal olarak uyanmış insanlar bu enerjiyle düzenli olarak bağlantı kurmaya daha yatkın kişilerdir. Yani, içinizdeki o ses size eskisinden daha fazla fısıldıyorsa ve çoğu zaman yanılmıyorsa güçlenen sezgileriniz, manevi uyanışınızın ayak sesleri olabilir.
Sezgileriniz ve evren senkronize çalışıyorsa
Yeni öğrendiğiniz ve ilginizi çeken bir kavram, akşam haberlerinde karşınıza çıktı ve ertesi gün bir arkadaşınız da o kavramdan bahsetti, derken üye olduğunuz bir bülten içeriğinde o kavramla yeniden karşılaştınız… Sizce tüm bunlar bir tesadüf mü? Bazıları tesadüf olarak yorumlasa da aslında ruhsal uyanışınız size rehberlik etmeye çalışıyor olabilir. Aklınızdan geçenler, kalbinizden geçenler, hayatınızda belirenler, çevrenizde olup bitenler, kısaca benliğinize ve etrafınıza dair her şey bir şekilde ‘sanki sihirli bir el değmişçesine’ uyum içerisinde ise bunlar uyanışınızın farkına varmanız için olabilir…
Empati ve şefkat duygularınız yoğunlaştıysa
Empati, başkalarının ne hissettiğini hissetme, yeni bir bakış açısı deneme becerinizdir. Şefkat ise empatinizden ilham alan bir duygu veya eylemdir. Manevi bir uyanış sürecinde olan insanlar hem empatiyi hem de şefkati daha yoğun yaşayabilirler; ama özellikle en çok unutulan bir şefkat türü olan öz şefkati. Öz-şefkat araştırmacısı Kristin Neff’e göre, öz şefkat üç ana bileşenden oluşur; kendine şefkat, ortak bir insanlık duygusu ve farkındalık. Bu üç bileşeni de yaşamınızda yoğun olarak deneyimliyorsanız, siz de ruhsal uyanış yolundasınız demektir.
Ölüm korkunuz ortadan kalktıysa
Kaufman’a göre, tüm korkular aslında ölüm korkusu ile yakın ilişkilidir; dolayısıyla ölüm korkusu azaldıkça diğer korkular da azalır. Ruhsal uyanışta olan kişilerde ise ölüm korkusu ve diğer tüm korkular etkisini yitirmeye başlar; çünkü varoluşlarıyla mutlu oldukları ve anı yaşadıkları için gelecek hakkında endişe etmezler. Dolayısıyla, manevi yönden büyüyen kişiler ölümü yaşamın doğal bir parçası olarak görmeye başlarlar ve tüm korkuları yerini huzura bırakır. Sizin de korkularınıza karşı bu tarz bir bakış açınız gelişmeye başladıysa, bu durum ruhsal büyümenizin işareti olabilir.
Kendiniz gibi olmak sizi tatmin ediyorsa
Spiritüel uyanışta olduğunuzda, güven ve öz değer duygularını da yoğun olarak hissetmeye başlarsınız. Kültürel normlara uyma ya da başkasının kalıplarına göre doğru davranma ihtiyacı ortadan kalkar ve kim olduğunuzdan, yaptıklarınızdan tatmin duyarsınız. Takipçi ya da taklitçi olmak yerine, en çekici özelliğinizin ‘özgünlük’ olduğunun farkına vararak kendiniz olmaya sıkı sıkıya bağlanırsınız. Ruhsal uyanışınız size, kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeyi, sevmeyi ve size ait her şeyden memnuniyet duymayı getirebilir. Eğer olduğunuz her şeyle artık daha fazla barış içerisindeyseniz bu ruhsal uyanışınızın bir parçası olabilir.
Optimum pozitif işlevselliğe ulaştıysanız
Optimum pozitif işlevsellik veya literatürdeki adıyla ‘flourishing’; olumlu duyguların, zihinsel-fiziksel-ruhsal sağlığın, anlamlı bir yaşamın, bilgeliğin, samimi ilişkilerin, sevginin, erdemin ve aklınıza gelebilecek daha birçok pozitif kavramın birleşiminden oluşur. Spiritüel uyanışta olan kişilerde, flourishing yüksek seviyedir yani daha tutarlı refah düzeyleri vardır. Eğer hem kendinizle hem de çevrenizle ve sahip olduğunuz her şeyle uyum içerisinde olduğunuzu hissediyorsanız ruhsal yönden gelişiyor olabilirsiniz.
Özetlemek gerekirse kim olduğunuza dair memnuniyet duyuyor, etrafınızdaki tüm insanlarla ve canlılarla uyum içerisinde yaşadığınızı hissediyor, korkularınızdan arınmış bir şekilde iç huzurunuzla mutlu bir yaşam sürüyorsanız ruhsal uyanışınızın gerçekleştiğini düşünebilirsiniz. Öte yandan henüz o aşamada olmadığınızı fark ettiyseniz spiritüel gelişiminizi desteklemek için:
- Meditasyon yapabilir
- Doğada daha fazla zaman geçirebilir
- Çevrenizle anlamlı bağlantılar kurmaya çalışabilir
- Şükran pratikleri yapabilir
- Farkındalığınızı artırmak için yavaşlayabilir
- Gönüllü çalışmalara katılabilir ve
- Kendinize gülümsemek için sebepler yaratabilirsiniz.
Özünüzle bağlantı kurduğunuzda ve yaşamınızı tüm uyaranlardan arındırıp olduğu gibi kabul ettiğinizde ruhsal yönünüzü daha kolay besleyebilir, uyanışınızı destekleyebilirsiniz. Eckhart Tolle’nin dediği gibi “Huzuru, hayatınızın koşullarını yeniden düzenleyerek değil, en derin düzeyde kim olduğunuzu fark ederek bulursunuz.”
Kaynak: chopra.com
İlginizi çekebilir: Kendin olmayı seç: Ruhsal gelişimin adımları