X

Ruh sağlığınızı korumak için neler yapabilirsiniz: Duygusal bağışıklığınızı güçlendirecek 5 öneri

2020 yılı, doğal afetler, savaşlar, ekonomik krizler ve küresel salgınla geçip giderken hayatımızda önemli değişimler yaratmaya devam ediyor. Yıl sonuna yaklaşırken, her birimiz içimizden “Bu yıl artık bitse de kurtulsak!” diye geçirir olduk. Aslında çoğu zaman, her gelecek olan yıla dört kolla sarılınır. Daha güzel günlerin gelmesi umut edilir, dilekler dilenir, hatta listeler yapılır. Yaşanan son sarsıcı olaylarla birlikte, bu hisler herkesin içinde biraz daha erken canlanmaya başladı. Oysa ki bir yanımız da biliyor ki yıllar sadece rakamlardan ibaret. Yani her yeni yılda, yaşanacak keyifli deneyimler olacağı gibi zorlu deneyimler de olacaktır; ancak günün sonunda önemli olan, bizlerin tüm bu deneyimlerin içerisinden nasıl çıktığımız oluyor. Onun için ruh sağlığımızı güçlendirmek ve korumak, olası zorlayıcı durumların üstesinden gelmemize kolaylık sağlayacaktır. Tıpkı fiziksel bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için edindiğimiz rutinler gibi, duygusal ve zihinsel bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için de belirli rutinlere ihtiyaç duyarız. 

Bunlardan birkaçını şöyle sıralayabiliriz…

Düzenli ve kaliteli uyku uyumak

Minimum 7 saat iyi uyku uyumanın modumuzu yükselttiği ve kognitif performansımızı artırdığı araştırmalarca kanıtlanmıştır. Yeterli uyku uyumak, aynı zamanda kalp krizi geçirme riskini, diabet ve kansere yakalanma riskini de azaltmaktadır. Hem modunuzu hem de sağlığınızı yükseltecek en basit şeylerden biri iyi ve düzenli uyku uyumak diyebiliriz. Kaliteli bir uyku için en az bir saat önce ekrana bakmayı bırakmak, kafein ve alkol tüketimini minimumda tutmak önemli. Uyku düzeni yakalamak için uyku saatlerinizi uygulamalar yardımıyla kayıt altına alıp takip edebilirsiniz. Haftada en az 4 gün düzenli ve iyi uyku uyduğunuzda olumlu etkilerini sizler de hissetmeye başlayacaksınız.

Düzenli ve sağlıklı beslenmek, sağlıklı sindirim sistemi

Mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin aslında; uykuyu, iştahı, duygu durumunu düzenleyen ve ağrıyı engelleyen bir nörotransmiterdir, yani nöronlarımız arası mesaj ileticilerimizden birisidir.  Vücutta üretilen serotoninin yaklaşık yüzde 95’inin bağırsaklardan sentezlendiği düşünülmektedir. Bu nedenle bağırsaklardaki bir rahatsızlık serotonin eksikliğine neden olabilmektedir. İşte bağırsakların mutlulukla olan büyük ilişkisi de buradan geliyor.

Sağlıklı beslenmek ve ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi inceleyen birçok araştırma ise rafine şeker içeriği yüksek bir diyet ile bozulmuş beyin fonksiyonu arasında bir korelasyon bulmuştur. Hatta rafine şeker içeriği yüksek olan diyetin, depresyon gibi duygudurum bozukluklarının semptomlarını kötüleştirdiği de görülmüştür. Kısacası, beslenme düzeninize dikkat etmek fiziksel sağlığınız kadar ruhsal sağlığınız için de önemlidir. Uzmanlar, ‘temiz’ beslenme için 2-3 hafta boyunca işlenmiş gıdaları ve şekeri kesmeyi, daha sonra yavaş yavaş onları diyetinize ekleyerek nasıl hissettiğinize bakmanızı önermektedir. Beslenme düzeninizle veya sindirim sisteminizle ilgili bir sağlık problemi yaşıyorsanız bir uzmandan destek almayı ihmal etmeyin.

Düzenli egzersiz yapmak

Araştırmalar, egzersiz yapmanın modumuzu yükseltici etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Hatta depresyon semptomlarını azalttığı da görülmüştür. Ayrıca, akademik performansı artırdığı da araştırmalarca kanıtlanmıştır. Egzersiz yapmak derken, maraton koşmak kadarından bahsetmiyorum elbet! Sadece hareket etmek yeterli.

Belki bir yarım saat spor yapmak veya yürüyüşe çıkmak veya evde müzik açıp dans etmek gibi! Yaptığınız hareket ne olursa olsun, normalden biraz daha fazla-önerilen en az 20 dk.- hareket etmenizi ve bu hareketinizin günlük olarak kaydını tutmanızı öneririm. Sağlıklı pratikleri takip altına almak, onları günlük olarak yaptığınız bir aktiviteden uzun süreli bir alışkanlığa çevirmenize yardımcı olacaktır. Egzersiz takibiniz için de telefonunuzdaki uygulamalardan yararlanabilirsiniz.

Doğada vakit geçirmek

Doğada vakit geçirmenin sağlığa, daha iyi hissetmeye olan etkisi bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bir araştırmaya göre, doğada haftada bir saat duran yaşlıların dikkati hiç durmayanlara nispeten artmıştır. Bir diğer araştırmaya göre ise yaşam alanları doğaya bakan yetişkinlerin dikkat kapasite puanları daha yüksek çıkmıştır ve daha az agresiftirler. Bu ve çok daha fazla araştırma doğanın en iyi “iyileştirici” olduğunu gösterir.

Mevcut araştırmaların en ilgi çekici alanlarından biri, doğanın genel refah üzerindeki etkisidir. Yapılan bir çalışmada görüşülen kişilerin yüzde 95’i, doğada vakit geçirdikten sonra daha sakin ve dengeli hale geldiğini söylüyor. Ulrich, Kim ve Cervinka’nın diğer çalışmaları, doğadaki zamanın olumlu bir ruh hali ve psikolojik refah, anlamlılık ve canlılıkla ilişkili olduğunu gösteriyor. 

Çeşitli araştırma sonuçlarından da görüldüğü üzere, aslında doğada vakit geçirmek bizleri hem zihinsel hem de duygusal olarak dengede tutuyor. İmkan buldukça deniz, göl kenarları, ormanlık, ağaçlık alanlar gibi yeşilin ve mavinin bol olduğu yerlerde vakit geçirmeyi rutininizin bir parçası yapmanızı öneririm.

Anlamlı ilişkiler geliştirmek

Yakın ilişkilerimizin zorlu zamanlarda bizler için kurtarıcı bir etkisi olduğunu aslında hepimiz deneyimlemişizdir. Bakalım araştırmalar bu konuda ne söylüyor… 80 yıl boyunca aynı kişilerin mutluluk seviyelerini takip eden bir Harvard araştırması, yapılan ölçümlerin sonunda en mutlu olan insanların iyi ilişkilere sahip olduklarını gösteriyor. Başka bir araştırma ise mutluluk ve sağlık seviyesi ile aile ve arkadaşlık ilişkileri arasında pozitif bir korelasyon olduğunu gösteriyor. Yani aile ve arkadaşlarla kurduğumuz anlamlı ilişkileri beslemek, aynı zamanda ruh sağlığımızı da besliyor. O yüzden ilişkilerimizi sağlam tutmak, geliştirmek ve onlara gereken özeni göstermek her iki tarafın da ruh sağlığını koruyacak bir etkiye sahip olacaktır!

Ruh sağlığı denilince akla daha çok psikolojimizin güçlü olması gelse de aslında ilk üç maddede de gördüğümüz gibi, ruh sağlığımız fiziksel sağlığımızla ilişki içerisindedir. Bedenimize iyi bakmak otomatik olarak ruhumuza da iyi bakmamızı sağlıyor, ya da tam tersi, ruh sağlığımızın bozulması, beden sağlığımızın da bozulmasına sebep olabiliyor. Bu yüzden ruh-beden ve zihnin bir bütün olduğunu unutmayarak üçü arasında sağlıklı bir denge sağlamak ise işin en önemli kısmı oluyor.

Bedeninize ve ruhunuza iyi bakmaya özen gösterebildiğiniz, sağlıklı günler dilerim!

Sevgiyle kalın…

İlginizi çekebilir: Sarılma, kucaklaşma ve kendimize sarılmanın psikolojimize etkisi

Dilara Güner: 2015 yılında Özyeğin Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden onur derecesi ile mezun oldum. Çocuk psikolojisi ve ebeveynlik davranışlarına karşı lise yıllarından beri süren ilgim beni çeşitli projelerde gönüllü çalışmaya ve stajlar yapmaya sevk etti. Davranış Bilimleri Enstitüsü'nün Çocuk ve Ergen Bölümü'nde yaptığım staj sırasında çocuklarla çalışırken aileyi göz ardı etmemenin ne derece önemli olduğunu fark ettim. Böylece, Aile Terapisi alanında ilerlemeye karar vererek, 2015’te Satir İnsan Gelişimi ve Aile Terapisi Enstitüsü’nde başladığım Çift ve Aile Terapisi Eğitim Programı’nı 2018’de tamamladım. Aynı zamanda, Enstitü’nün kurucusu Uzm. Lisanslı Evlilik/Aile Terapisti Sibel Erenel'in eğitim asistanlığını yürüttüm. Bir yandan meslek hayatıma okul psikoloğu olarak başladım ve BÜMED Merak Eden Çocuk Okulları, Ütopya Okulları ve İMİ Koleji gibi özel okullarda çalışmaya devam ettim. 2017 yılında Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) ile tanışmamla birlikte hayata bakışımda ve yaşayışımda büyük değişimler ve farkındalıklar oldu. Bununla birlikte, öğrencilerimle yürüttüğüm çalışmalarda meditasyon ve farkındalık öğretilerinden de yararlanmaya başladım. 2019 yılında ise İstanbul’un yoğunluğu ve kalabalığından kaçarak hayalim olan; denize, ormana, doğal ve sade bir hayata daha yakın olabileceğim Ege’ye göçmeye karar verdim ve Milas’a yerleştim. Şu anda online ve yüz yüze olarak bireylere, çift ve ailelere danışmanlık vermekteyim. Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Çift ve Aile Terapileri Derneği, Türkiye Vegan Derneği ve Türk Psikologlar Derneği üyesiyim. Doğayı, hayvanları, seyahat etmeyi, yoga ve meditasyon yapmayı, bol bol okumayı ve yazmayı severim.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale