Zorlayıcı duygularla mücadele ettiğimiz, yaşadığımız yoğun stresle baş etmeye çalıştığımız, ortak bir acıyı paylaştığımız şu günlerde bireysel ve toplumsal olarak kötü hissetmenin ötesinde birçoğumuz ilişkisel olarak da zor zamanlar geçiriyoruz. Yüreklerimizi dağlayan, gözlerimizi yaşlarla dolduran haberleri takip ederken içerisinde bulunduğumuz romantik birlikteliği önceliklerimizin arasından çıkarabiliyoruz. Bir düşünün; son birkaç haftadır partnerinizle iletişiminiz nasıl? Her zamanki gibi konuşabiliyor musunuz, normalde keyif aldığınız aktiviteleri birlikte yapmaya devam ediyor musunuz, yoksa sohbetleriniz biçim değiştirdi mi? Kendi köşelerinize çekilip evinizde sessizliğin hüküm sürmesine izin mi veriyorsunuz? Ya da hiç olmadığınız kadar sinirli, tepkili, agresif misiniz birbirinize karşı?
Ülkece içerisinden geçtiğimiz zorlayıcı şartları, yıkıcı süreçleri ve acımızın büyüklüğünü göz önünde bulundurduğumuzda deneyimlediğimiz bireysel ve toplumsal travmanın romantik ilişkilerimiz üzerinde de etki sahibi olduğunu fark etmek mümkün. Siz de ilişkinizde bu süreçte bir şeylerin değiştiğini, partnerinizle aranızdaki iletişimin farklılaştığını hissediyorsanız yalnız olmadığınızı bilmek içinizi bir nebze olsun rahatlatabilir. Böylesi zor bir zamanda ne yapmanız, nasıl davranmanız, neler söylemeniz gerektiği konusunda emin olamıyorsanız, öncelikle partnerinizin de sizin gibi ortak bir acının öznesi olduğunu aklınızda bulundurarak empatik bir yaklaşımı benimsemeyi deneyebilirsiniz. Sonrasında ise birtakım hususlar konusunda daha özenli davranarak ilişkinizi toplumsal travmanın yarattığı olumsuz etkilerden koruyabilirsiniz.
Farklılıklarınızı kabul edin
Herkesin aynı tepkileri vermek zorunda olmadığını fark edin ve partnerinizle aranızdaki farklılıklara saygı gösterin. Toplumsal travmalar, insanların farklı tepkiler vermesine neden olabilir. Partnerinizin sizden farklı bir tepki vermesi durumunda ona anlayışla yaklaşın. Siz olaylar, durumlar üzerine konuşmayı seçerken partneriniz sessiz kalmayı tercih edebilir. Ya da partneriniz ara vermeden tüm haberleri izlemeye, dinlemeye çalışırken, siz gündemden uzaklaşmak isteyebilirsiniz. Farklı tepkilerin ve başa çıkma yöntemlerinin normal olduğunu kabul edin ve her zaman anlayışla yaklaşmaya gayret edin.
Birbirinize karşı nazik olun
Toplumsal travmalar, duygusal olarak tükenmemize ve fiziksel olarak kendimizi sürekli yorgun hissetmemize neden olabilir. Bu nedenle bu süreçte hem kendinize hem de partnerinize karşı nazik olmanızda fayda var. Unutmayın; tepkileriniz, içinde bulunduğunuz sürecin sizde yarattığı etkiler farklı olsa da hissettiğiniz duyguların ve paylaştığınız acının çok büyük bir bölümü ortak. Siz nasıl ki kendinizi kötü hissediyorsanız, muhtemelen partneriniz de benzer bir durumun içerisinde. O yüzden ikinizin de bu durumun farkında olmasının ne denli önemli olduğunu unutmayın.
İletişimi açık tutun
İlişkinizde açık ve dürüst bir iletişim kurmak için çaba harcayın. Her iki taraf da hislerini ve düşüncelerini paylaştığında bu, ortak bir anlayış oluşturmanıza ve birbirinizi desteklemenize yardımcı olabilir. Ancak, konuşmak istemiyorsanız veya yalnız kalmaya ihtiyacınız varsa da bunu birbirinize söylemenizde ve böyle zamanlarda kendinize fazla yüklenmemizde fayda var. Herkesin duygularını, düşüncelerini sindirmek için önce kendi ile baş başa kalmaya ihtiyacı olabilir, unutmayın.
Kendinize zaman ayırın
Zor zamanlarda partnerinizle birlikte olmanın, iletişim kurmanın yanı sıra, kendinize zaman ayırmanız da oldukça önemli. Sakinleşip dinlenebilmek, zihninizdeki düşünceleri düzenleyebilmek, stresinizi azaltmak için yalnız kalmayı isteyebilirsiniz. Stres yönetimini öğrenmek, hem kişisel hem de ilişkisel düzeyde fayda sağlayabilir. Yoga, meditasyon, nefes egzersizleri gibi pratiklerden faydalanabilir, bunları partnerinizin de uygulaması için önerebilirsiniz.
Sınırlarınızı belirleyin
Hem sağlıklı bir iletişim sürdürmek hem kendinize hem de partnerinize ihtiyaç duyduğunuz zamanı tanıyabilmek için sınırlarınızı belirlemenizde fayda var. Kendinize ve birbirinize iyi bakabilmek için sınırlarınızı korumayı önceliklendirmelisiniz. Örneğin; partnerinizin sizden duygusal destek istemesi durumunda, kendi sınırınızı belirleyin ve ne kadar destek verebileceğinizi açıkça ifade edin. Sağlıklı sınırlar çizmek, hem kendinizi hem de partnerinizi ve dolayısıyla ilişkinizi korumanıza yardımcı olacaktır.
Mümkünse birlikte bir şeyler yapın
Yalnız kalmaya zaman ayırdığınız kadar birlikte bir şeyler yapmak için de çaba harcayabilirsiniz. Zor zamanlarda, birlikte hareket ederek güçlü kalabilirsiniz. Ortak bir amaç belirleyin ve birlikte çalışın. Böylece, partnerinizle birlikte çalışarak, birbirinize destek olurken aynı zamanda ilişkinizi de güçlendirebilirsiniz. Örneğin, yardım çalışmalarına, gönüllü aktivitelere birlikte katılarak hem sosyal dayanışmanın bir parçası olabilir hem de birlikte hareket ederek ilişkinizi güçlendirebilirsiniz. Ayrıca, yardım çalışmaları dışında da birlikte olumlu aktiviteler yapmak, hem kendinizi hem de partnerinizi motive edebilir ve romantik ilişkinizi korumanıza yardımcı olabilir. Birlikte bir kitap okuyabilir, yürüyüşe çıkabilir veya birlikte yemek yapabilirsiniz. Bu aktiviteler, partnerinizle bağ kurmanızı ve ilişkinizi kuvvetlendirmenizi sağlayabilir, üstelik zorlayıcı ve stresli zamanların üzerinizde yarattığı baskıyı ve olumsuz duyguları da hafifletebilir.
Profesyonel yardım alın
Toplumsal travmaların ilişkiler üzerindeki etkileri ağır olabilir ve tek başınıza başa çıkmakta zorluk yaşayabilirsiniz. Eğer durum böyleyse, profesyonel yardım almak iyi bir fikir olabilir. Çift terapisi veya danışmanlık, hem bireysel hem de çift olarak ilişkinizi güçlendirmeye yardımcı olabilir.
Tüm bu adımlar, romantik ilişkilerin toplumsal travmalar sırasında nasıl korunabileceği konusunda size yardımcı olabilir. Ancak, unutmayın ki her ilişki farklıdır ve herkesin farklı ihtiyaçları vardır. İlişkinizi korumak için neyin işe yaradığını deneyerek bulabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Mutlu ve sağlıklı ilişkilerin sırrı: Öpüşüp Barışma Teorisi (Kiss and Make Up Theory)