X

Romantik ilişkilerimizi toplumsal travmaların yarattığı olumsuz etkilerden nasıl koruyabiliriz?

Zorlayıcı duygularla mücadele ettiğimiz, yaşadığımız yoğun stresle baş etmeye çalıştığımız, ortak bir acıyı paylaştığımız şu günlerde bireysel ve toplumsal olarak kötü hissetmenin ötesinde birçoğumuz ilişkisel olarak da zor zamanlar geçiriyoruz. Yüreklerimizi dağlayan, gözlerimizi yaşlarla dolduran haberleri takip ederken içerisinde bulunduğumuz romantik birlikteliği önceliklerimizin arasından çıkarabiliyoruz. Bir düşünün; son birkaç haftadır partnerinizle iletişiminiz nasıl? Her zamanki gibi konuşabiliyor musunuz, normalde keyif aldığınız aktiviteleri birlikte yapmaya devam ediyor musunuz, yoksa sohbetleriniz biçim değiştirdi mi? Kendi köşelerinize çekilip evinizde sessizliğin hüküm sürmesine izin mi veriyorsunuz? Ya da hiç olmadığınız kadar sinirli, tepkili, agresif misiniz birbirinize karşı?

Ülkece içerisinden geçtiğimiz zorlayıcı şartları, yıkıcı süreçleri ve acımızın büyüklüğünü göz önünde bulundurduğumuzda deneyimlediğimiz bireysel ve toplumsal travmanın romantik ilişkilerimiz üzerinde de etki sahibi olduğunu fark etmek mümkün. Siz de ilişkinizde bu süreçte bir şeylerin değiştiğini, partnerinizle aranızdaki iletişimin farklılaştığını hissediyorsanız yalnız olmadığınızı bilmek içinizi bir nebze olsun rahatlatabilir. Böylesi zor bir zamanda ne yapmanız, nasıl davranmanız, neler söylemeniz gerektiği konusunda emin olamıyorsanız, öncelikle partnerinizin de sizin gibi ortak bir acının öznesi olduğunu aklınızda bulundurarak empatik bir yaklaşımı benimsemeyi deneyebilirsiniz. Sonrasında ise birtakım hususlar konusunda daha özenli davranarak ilişkinizi toplumsal travmanın yarattığı olumsuz etkilerden koruyabilirsiniz.

Farklılıklarınızı kabul edin

Herkesin aynı tepkileri vermek zorunda olmadığını fark edin ve partnerinizle aranızdaki farklılıklara saygı gösterin. Toplumsal travmalar, insanların farklı tepkiler vermesine neden olabilir. Partnerinizin sizden farklı bir tepki vermesi durumunda ona anlayışla yaklaşın. Siz olaylar, durumlar üzerine konuşmayı seçerken partneriniz sessiz kalmayı tercih edebilir. Ya da partneriniz ara vermeden tüm haberleri izlemeye, dinlemeye çalışırken, siz gündemden uzaklaşmak isteyebilirsiniz. Farklı tepkilerin ve başa çıkma yöntemlerinin normal olduğunu kabul edin ve her zaman anlayışla yaklaşmaya gayret edin.

Birbirinize karşı nazik olun

Toplumsal travmalar, duygusal olarak tükenmemize ve fiziksel olarak kendimizi sürekli yorgun hissetmemize neden olabilir. Bu nedenle bu süreçte hem kendinize hem de partnerinize karşı nazik olmanızda fayda var. Unutmayın; tepkileriniz, içinde bulunduğunuz sürecin sizde yarattığı etkiler farklı olsa da hissettiğiniz duyguların ve paylaştığınız acının çok büyük bir bölümü ortak. Siz nasıl ki kendinizi kötü hissediyorsanız, muhtemelen partneriniz de benzer bir durumun içerisinde. O yüzden ikinizin de bu durumun farkında olmasının ne denli önemli olduğunu unutmayın.

İletişimi açık tutun

İlişkinizde açık ve dürüst bir iletişim kurmak için çaba harcayın. Her iki taraf da hislerini ve düşüncelerini paylaştığında bu, ortak bir anlayış oluşturmanıza ve birbirinizi desteklemenize yardımcı olabilir. Ancak, konuşmak istemiyorsanız veya yalnız kalmaya ihtiyacınız varsa da bunu birbirinize söylemenizde ve böyle zamanlarda kendinize fazla yüklenmemizde fayda var. Herkesin duygularını, düşüncelerini sindirmek için önce kendi ile baş başa kalmaya ihtiyacı olabilir, unutmayın.

Kendinize zaman ayırın

Zor zamanlarda partnerinizle birlikte olmanın, iletişim kurmanın yanı sıra, kendinize zaman ayırmanız da oldukça önemli. Sakinleşip dinlenebilmek, zihninizdeki düşünceleri düzenleyebilmek, stresinizi azaltmak için yalnız kalmayı isteyebilirsiniz. Stres yönetimini öğrenmek, hem kişisel hem de ilişkisel düzeyde fayda sağlayabilir. Yoga, meditasyon, nefes egzersizleri gibi pratiklerden faydalanabilir, bunları partnerinizin de uygulaması için önerebilirsiniz.

Sınırlarınızı belirleyin

Hem sağlıklı bir iletişim sürdürmek hem kendinize hem de partnerinize ihtiyaç duyduğunuz zamanı tanıyabilmek için sınırlarınızı belirlemenizde fayda var. Kendinize ve birbirinize iyi bakabilmek için sınırlarınızı korumayı önceliklendirmelisiniz. Örneğin; partnerinizin sizden duygusal destek istemesi durumunda, kendi sınırınızı belirleyin ve ne kadar destek verebileceğinizi açıkça ifade edin. Sağlıklı sınırlar çizmek, hem kendinizi hem de partnerinizi ve dolayısıyla ilişkinizi korumanıza yardımcı olacaktır.

Mümkünse birlikte bir şeyler yapın

Yalnız kalmaya zaman ayırdığınız kadar birlikte bir şeyler yapmak için de çaba harcayabilirsiniz. Zor zamanlarda, birlikte hareket ederek güçlü kalabilirsiniz. Ortak bir amaç belirleyin ve birlikte çalışın. Böylece, partnerinizle birlikte çalışarak, birbirinize destek olurken aynı zamanda ilişkinizi de güçlendirebilirsiniz. Örneğin, yardım çalışmalarına, gönüllü aktivitelere birlikte katılarak hem sosyal dayanışmanın bir parçası olabilir hem de birlikte hareket ederek ilişkinizi güçlendirebilirsiniz. Ayrıca, yardım çalışmaları dışında da birlikte olumlu aktiviteler yapmak, hem kendinizi hem de partnerinizi motive edebilir ve romantik ilişkinizi korumanıza yardımcı olabilir. Birlikte bir kitap okuyabilir, yürüyüşe çıkabilir veya birlikte yemek yapabilirsiniz. Bu aktiviteler, partnerinizle bağ kurmanızı ve ilişkinizi kuvvetlendirmenizi sağlayabilir, üstelik zorlayıcı ve stresli zamanların üzerinizde yarattığı baskıyı ve olumsuz duyguları da hafifletebilir.

Profesyonel yardım alın

Toplumsal travmaların ilişkiler üzerindeki etkileri ağır olabilir ve tek başınıza başa çıkmakta zorluk yaşayabilirsiniz. Eğer durum böyleyse, profesyonel yardım almak iyi bir fikir olabilir. Çift terapisi veya danışmanlık, hem bireysel hem de çift olarak ilişkinizi güçlendirmeye yardımcı olabilir.

Tüm bu adımlar, romantik ilişkilerin toplumsal travmalar sırasında nasıl korunabileceği konusunda size yardımcı olabilir. Ancak, unutmayın ki her ilişki farklıdır ve herkesin farklı ihtiyaçları vardır. İlişkinizi korumak için neyin işe yaradığını deneyerek bulabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Mutlu ve sağlıklı ilişkilerin sırrı: Öpüşüp Barışma Teorisi (Kiss and Make Up Theory)

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale