X

Rezonans Kanunu kitabından öğretiler: ‘İnandığımız her şey, gerçeğe dönüşür’

Son zamanların en popüler kitaplarından biri; ünlü yazar Pierre Franckh’in Rezonans Kanunu. Kitap, aslında yeni basım bir eser olmamasına rağmen özellikle sosyal medya platformlarında sık sık karşımıza çıkıyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri hayattan istediklerimizi almaya dair arayışlarımız olabilir. Çünkü kabul edelim hepimizin beklentileri var, hepimiz bir şeyler istiyoruz, bir şeyler arzuluyoruz, belki ev, belki araba, belki başarılı bir iş, belki sadık bir eş, belki de genel olarak mutlu bir yaşam…

Bazen erişebiliyoruz bazense erişemiyoruz. Elbette ki her iki koşulun da sağlanmasının ardında onlarca, yüzlerce, hatta binlerce sebep, değişken var. Ama bu kitap, Rezonans Kanunu’nu ‘hayatın kilidi’ olarak karşımıza çıkarıyor.

Öyle ki “Rezonans Kanunu’nu öğrenip onu nasıl kullanabileceğimizi anlamaya başladıktan sonra hayatımızda her şey mümkün.” diyerek başlıyor yazar kitabına. Peki, nedir bu “Rezonans Kanunu” ve hayatımızı nasıl değiştirebilir? Gelin, birlikte keşfe çıkalım.

Rezonans Kanunu nedir?

Rezonans Kanunu, en öz açıklamasıyla; evrendeki her şeyin bir enerji frekansına sahip olduğunu ve bu frekansların birbirleriyle rezonansa girebileceğini anlatan bir kavram. Kitap da bu tanımdan yola çıkarak hayatımıza istediğimiz şeyleri nasıl çekebileceğimizin yöntemlerini paylaşıyor ve temelde şunu söylüyor: “Benzer olan her zaman benzerini çeker.”

Bir diğer deyişle benzer frekanslar, birbirini çeker. Düşündüğümüz, zihnimizden, kalbimizden geçirdiğimiz her şey, hayatımıza çektiğimiz olayları, durumları belirler. Olumlu düşüncenin gücünü kullanarak isteklerimizi hayatımıza çekmenin mümkün olduğunu anlatan Rezonans Kanunu, evrendeki her şeyin titreşimler aracılığıyla birbiriyle etkileşime girdiğini söylüyor.

Kim olmayı isterdiniz?

Kitap, “Kim olmayı isterdiniz?” sorusuyla, okuyucusunu aslında hayalini kurduğu yaşama bir adım daha yaklaştırıyor. Bir düşünün; gerçekten kim olmayı isterdiniz? Herhangi bir engel, bir sınır olmasaydı, kim olmayı seçerdiniz? Çoğu insanın kendine bu soruyu sormayı bıraktığını belirtiyor yazar kitabında. Peki ya bu soruyu kendinize sorduğunuzda, nasıl cevaplar alıyorsunuz?

Bu soruya verdiğiniz cevap, aslında isteklerinizi, kararlarınızı, inançlarınızı belirliyor. Hatta çevreniz bile bu soruya verdiğiniz cevaplara göre değişiyor. Dahası, hayatınız bu soruya verdiğiniz cevaplarla şekilleniyor, diyor yazar kitabında. Öyleyse kendinize biraz zaman ve alan tanıyıp bu soruyu cevaplamaya çalışın. Gerçekten hayalini kurduğunuz o hayatın sırrı, belki de cevabınızda saklı olabilir.

Enerji, özünde kayıtsızdır

Kitaptan muhtemelen ‘her şeye’ dair bakış açınızı değiştirecek bir alıntı ile devam edelim:

“Rezonans Kanunu her zaman ‘evet der. Yasa, her zaman inancınızı onaylar. Asla size karşı çıkmaz. Örneğin hayatınızın hiçbir önemi olmadığına ya da derin bir anlamı olmadığına inanırsanız, sonuçta aynen bunları elde edersiniz. Eğer yasanın size gerçek ve derin bir aşk, hem içten hem de dıştan gelen bir zenginlik ve para getireceğine inanırsanız, hayatınızın evrensel ve derin bir anlamı olduğunu düşünürseniz, tam olarak bunları bulursunuz.

Rezonans Kanunu’na göre hayatınızda bundan başka bir şey gerçekleşemez. Enerji, özünde kayıtsızdır. İsteğinizin kabul edilebilir veya ayıplanabilir olmasının da, size destek veya köstek olmasının da bir önemi yoktur. Enerji, yaydığınız etkilerden hareketle sürekli olarak tepki verir.”

Kısacası, sadece düşünerek, isteyerek, inanarak, hayalinizde olmak istediğiniz kişi ya da sahip olmak istediğiniz hayatla etkileşime girebilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, tüm bunlarla aynı frekansta olmak.

İlginizi çekebilecek ve daha önce Instagram hesabımızda da paylaştığımız kitabın en vurucu öğretilerini ise şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Düşündüğümüz veya hissettiğimiz her şey bir rezonans alanı yaratır.
  • İnandığımız şeye dönüşmemizi sağlayan, her zaman inançlarımızın gücüdür.
  • Yakın gelecekte gerçekleşme ihtimali bulunan tüm olayları şu anki bilinç halimiz belirler.
  • İç dünyamızda sahip olduğumuz her şey, dış dünyada bizi bulacaktır.
  • Korktuğumuz koşulları yaratan şey, kaygılarımızdır.
  • İstenmeyen, eski kalıpların önüne geçmenin tek yolu; istenen, yeni inanışlarla meşgul olmaktır.
  • Kalbin manyetik alanı, beynin manyetik alanından 5000 kat daha güçlüdür.
  • İnandığımız şey gerçekleşir, çünkü inançlar kalpten yayılır. Ölçülebilir en güçlü enerji oradadır.
  • İçimizdeki titreşim enerjilerinden hangisini etkin hale getirmek istediğimizi sadece biz seçebiliriz.

Kısacası, neye inanırsak ve gerçekten ‘kalbimizden’ o şeyi istersek, onu yaşarız. Kitap, düşüncenin, inancın, olumlamaların gücünü bir kez daha bizlere hatırlatan en önemli araçlar arasında. Ayrıca, bu konu ilginizi çekiyorsa yazarın Doğru İstersen Olur ve Yeter ki İste kitaplarına da göz atabilirsiniz.

İyi düşünün, iyi olsun! Tıpkı eskilerin ‘iyi diyelim, iyi olsun’ demesi gibi…

İlginizi çekebilir: Hayatınızı olumlu enerjiyle dönüştürün: Şanslı kız sendromu (lucky girl syndrome) nedir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale