X

Rezonans kanunu 1: Kalbindeki gerçek inanç ne?

Son zamanlarda kendimi kitap okumaya adamış durumdayım. Sanki bilgiye, öğrenmeye tekrardan iştahım kabarmış ve ne kadar beslenirsem besleneyim doymuyor gibiyim. Neyse, bu iyi bir şey… Fakat bir yandan böyle olunca da son zamanlarda kimseyle pek görüşmeyip evden çıkmadığımdan dolayı hayatın içinden dikkatimi çeken farkındalık anları pek yaşamıyorum. Ne yazacağım diye düşünürken okuduğum kitaplardan paylaşımlar yapmanın yararlı olacağını düşündüm.

Uzun zamandır en etkilendiğim ve başucu kitabı olması gerektiğini düşündüğüm kitap oldu Pierre Franckh’ın Rezonans Kanunu isimli kitabı. Yeni bir kitap değil; hatta içindeki bilgilerin birçoğunu bilmeme rağmen çok basit şekilde tekrar hatırlamak bana çok iyi geldi.

Kitap şöyle başlıyor: “Bu kitapta bahsedilen her şey bilimsel olarak kanıtlanmıştır!” Nedenci ve dayanaklı açıklamaları seven bir karakter olduğum için daha ilk cümlede aldı beni kitap. Ardından şu soruyla devam ediyor: “Eğer hiçbir sınır, önyargı veya isteklerinin abartılı, aşırı, gülünç ya da ölçüsüz olduğunu söyleyen kimse olmasaydı? Yani eğer her kim olursa olsun, istediğin kişi olabilseydin ve önünde bütün yollar ile kapılar açık olsaydı, o zaman kim olmayı isterdin?” (s:11)

Bu soruyla ben de ilk defa Meditasyon Eğitmenliği Eğitimi sırasında karşılaşmıştım. Daha önce hiç düşünmemiş ve ardından da kocaman kapılar açmıştı bana. Hep derim sorulardır insanı büyüten, genişleten diye. Bence bu soru da o soruların en başında geliyor ve ara ara da insanın kendisine sorması gerekiyor.

Ve sonrasında ise rezonansa giriş yapıyoruz. Tüm bilgilerin en başı bizim, hepimizin, tüm dünyanın, evrenin, her nesnenin titreşimlerden oluştuğudur. Aslında sen ve gördüğün her şey birer titreşim paketiyiz! Bu noktada kitap güzel bir örnek veriyor:
Bunu piyanodan da biliriz; piyanonun herhangi bir tuşuna bastığımız zaman, bu tuşla uyumlu olan diğer bütün teller de titremeye başlar. Notaların daha pes veya tiz olması, hiç önemli değildir. Uygun frekansta olmaları onların titreşime geçmeleri için yeterli olacaktr.” (s:19)

Diğer insanlar, nesneler veya olaylar, eğer bizimle aynı frekansta iseler, içimizde oluşturduğumuz titreşim alanına karşı koyamazlar. Bizim titreşimlerimize karşı koymaları mümkün değildir.” (s:19-20)

Ve böylelikle başımıza gelenlerden dışarıyı suçlamak, kurban rolüne girmek yerine kendi titreşim frekansımızdan kendimizin sorumlu olduğunu ve ancak kendi isteğimizle onu yükseltip düşürebileceğimizi en başından öğrenmiş oluyoruz. ‘Güç sadece kendimizde!’nin bilimsel ve müthiş basit ve mantıklı açıklamasına hoş geldiniz!

Hemen sonrasında kalp ve beynin titreşim alanlarının kuvvetiyle devam ediyoruz: Kalbin enerji alanı 2,5 m çapında, beynin enerji alanı ise çok daha kısa bir alana yayılıyor. Yani düşündüğünden ziyade inandığının önemi var hayatta istediğin şeyleri gerçekleştirebilmen için. Şöyle bir örnekle daha iyi açıklayabilirim sanırım:

Mesela erkek/kız arkadaşın olsun istiyorsun. Düşüncelerinde de hep bu var ama bir türlü etkileneceğin bir adam/kadın karşına çıkmıyor! Tam o noktada kalbine bak. Sen dışarıya böyle söylerken aslında kalbinde şöyle bir inanç olabilir mi: “Ben bir ilişki yaşamaya layık değilim.”

Bu noktada kalbin titreşim alanı beyinden daha kuvvetli ve geniş alana yayıldığı için senin kalbinde inandıkların evrene daha kuvvetli bir şekilde yayılmış oluyor. Yani bu örnekte isteyip bir türlü ilişki yaşayamıyorsa kişi; sebebi çok belli! Aynı frekanstaki titreşimler ancak uyumlanabildiğine göre, etkilenebileceğin insanın karşına çıkması matematiksel olarak da imkansız hale geliyor. Ne mi yapmalı? Kalbindeki asıl inancı araştırıp dönüşümü oradan başlatmalı. Bu da çetrefilli bir süreç olabiliyor zaman zaman ama evren bu şekilde işliyor.

Hayal kurmak için de aynı şey geçerli. Hayal kurmak mükemmel bir şey, evet; bizi zinde tutuyor, aktif bir bilinç hali ve kesinlikle gerçeğe dönüşme yolunu hızlandırdığına da kendi hayatımdan örneklerle eminim ama bir şartla! O hayaline kalpten inanmak!
İnanmadan hayal ettiğin noktada, evet beyin dalga yayıyor ama kalp, beyne göre 5000 kat daha kuvvetli dalga yaydığından ötürü kalbinde bir sebeple aslında korku, endişe, tereddüt içeren asıl inanç varsa o daha kuvvetle evrene yayılıyor! Böylelikle “Hayallerim gerçekleşmiyor” dediğinde iyi düşün, çünkü kalpteki inanç ve istek her şekilde gerçekleşiyor. Acaba senin kalbindeki gerçek ne? Kalbindeki asıl inancın nedir?

Çünkü, yukarıda bahsettiklerimiz gösteriyor ki:

Sahip olduğumuz tüm inançların evrene yollandığı ve Rezonans Kanunu’nun esaslarına göre evrende kendileriyle aynı titreşimdekileri aradığı anlamına gelir.” (s:32)
Benzerler birbirini çeker. Bizim enerjimizle rezonans içinde olan her şey hayatımızda meydana gelecektir. Sözün özü, inandığımız her şey yaşamımızda gerçekleşecektir.” (s:32)
Ve bence en önemlisi de şudur:
Hayatımızda sadece derinden inandığımız şeyler gerçekleşebilir. Bu en başta kendi hakkımızdaki düşünceler için geçerlidir. Kendimizle ilgili görüşlerimiz, yaşayacaklarımızı belirler.” (s:33)

Dışarıda birçok insanı beğenip takdir ederken, güzel bulup hayranlık duyarken sen kendine nasıl yaklaşıyorsun? Kendine olan inançların daha olumlu mu, yoksa olumsuza kaçan noktalarda mı? Unutma, sen ne isen hayatında o olacaktır. Sende olmayanı başkasında arama çünkü bulamayacaksın. Ancak sen, beraber olmayı arzu ettiğin adam ya da kadın gibi olduğunda, öyle titreşimler yaydığında, o seviyedeki titreşimlerle uyumlanabileceksin. Puzzle gibi hayal et. Puzzle parçalarını ancak uyumlu olduklarında yan yana getirebilirsin. Yoksa ne kadar uğraşırsan uğraş, yan yana gelemez.

Rezonans Kanunu’na giriş için güzel bir başlangıç yapmış olduk. Üstünde düşüneceğimiz büyük sorular var elimizde bu yazıyla beraber. Bak bakalım sen nerelerdesin? Haftaya da başka bir noktayı ele alarak oralardan beraber genişlemek dileğiyle.

Not: Paylaşmak istediğin deneyimlerin, soruların olursa yazının altındaki yorum bölümünden paylaşabilirsen; hepimiz faydalanmış oluruz, böylelikle beraber büyümeye devam edebiliriz.

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Aradığınız her şeyi önce kendinizde bulmalısınız: Kendinizle sevgili olmak ister miydiniz?

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale