X

Rezilyansınız ne kadar yüksek?

Rezilyans üzerine önde gelen araştırmaların sahibi olan George Bonanno, rezilyansı zorluklar karşısında görece stabil ve sağlıklı bir psikolojik ve fiziksel işlev gösterme kapasitesi olarak tanımlıyor. Rezilyansı yüksek olan bireyler çeşitli kayıplar ve zorlayıcı etkiler karşısında rahatsızlık hissedebiliyorlar ancak bu genellikle kısa vadeli oluyor ve bir kaç gün ila hafta arasında normal şekilde işlev göstermeye devam edebiliyorlar.

Bonanno şöyle diyor: “Hayatının bir noktasında kayıp veya potansiyel travmatik olaylara maruz kalan pek çok insan pozitif duygusal deneyimler yaşamaya devam ediyor ve sadece işlev gösterme konusunda sadece küçük ve geçici engeller ile karşılaşıyor.”

Maalesef insanların travma ve kayıplarla nasıl başa çıktıklarına dair bilgilerimizin büyük kısmı tedavi talep etmiş olan insanlardan geldiği için, uzmanların pek çoğu rezilyansı nadir veya patolojik bir vaka olarak değerlendirmeyi tercih ediyordu.

Bonanno ise kayıpların ardından yetişkinlerin sadece %10-15’inin kronik rahatsızlık veya çok uzun yaslar yaşadığını belirtiyor. Temel olarak yetişkinler üzerinde çalışma yapmış olsa da, benzerinin ergenler ve çocuklar için de geçerli olduğunu varsaymak mümkün.

Bonanno’ya göre bu konuda dirençli olan insanlar genellikle yaşamda bir anlam bulma çabasında oluyorlar ve çevrelerini, olayların gidişatını etkileyebileceklerine dair inançları mevcut ve ayrıca hem negatif hem de pozitif olaylardan bir şeyler öğrenebileceklerine inanıyorlar. Ayrıca rezilyansı yüksek olan insanlar kendilerine daha çok güveniyorlar ve çevrelerindeki insanlardan bekledikleri sosyal desteğin yanında aktif başa çıkma stratejilerinden de faydalanabiliyorlar.

Rezilyansı olan insanlara dair bir diğer özellik ise bu kişilerin kendilerini iyileştirme yetenekleri. Kendilerine dair iyi düşünceleri olan, hatta pozitif özelliklerini biraz abartan insanlar, zorlu durumlarda daha iyi işlev gösteriyorlar. Bu özellikle zorlayıcı kayıpların ardından geçerli.

Dünya Ticaret Merkezi’nin saldırıya uğradığı zaman oranın yakınında bulunanlar ve ayrıca Bosna savaşında bulunan siviller ile yapılan araştırmalarda, her iki vakada da kendini iyileştirme kabiliyeti yüksek olan insanların uzmanlar tarafından yapılan değerlendirmelerinde kendilerini yeni duruma adapte etmekte daha kolay bir süreç yaşadıkları görülmüş.

Kendi ile dolu olan, hatta bazen kendine aşırı güvendiğini düşündüğümüz insanlar, bazen bize rahatsızlık verebiliyorlar ancak zorluklar karşısında da bu özelliklerinden güç alıyorlar.

Bazı diğer araştırmacılara göre bazı önceden var olan karakteristik özellikler insanların zorluklar karşısında direnmelerine yardımcı oluyorlar. Örneğin yapılan bir çalışmada başkalarını ve çevrelerini etkileme hissi yüksek olan insanların pandemi döneminde büyük kayıpların ardından normale dönmekte daha kolay bir geçiş yaptıkları görülmüş. Çalışmanın sonuçlarına göre bu durum depresyona karşı koruma sağlıyor ve yas sürecinin daha kolay atlatılmasına yardımcı oluyor.

Başka bir araştırmacı ise konu üzerine yaptığı profesyonel bir literatür taramasında, açıklık sahibi olarak tanımlanan insanların yeni deneyimleri kabullenme ihtimalleri daha fazla ve ayrıca hayal kırıklıklarında daha az geriliyorlar. Kendine inananlar kayıpların ardından daha az etkileniyorlar.

Benzer şekilde kendi yetenekleri ve limitleri konusunda farkındalığı yüksek olan bireylerin gerçekçi hedefler koyma ihtimalleri daha fazla ve bu da zorlayıcı durumlarla mücadelede onlara avantaj sağlıyor.

Çocuklar ve ergenler üzerine yapılan ilginç bir çalışmada, deneyimleri üzerinde tekrar düşünme ve refleksiyon eğilimi olanlar, zorluklarla karşılaştıklarında bu eğilimlerinden hem pozitif hem de negatif olarak etkileniyorlar. Olumsuz olaylar üzerine tekrar tekrar düşünmek depresyon getirirken, bunun yanında bu sürecin işlenmesini, uyumunu ve sonuç almayı daha olası hale getiriyor.

Rezilyansı yüksek olarak görülen bireylerin pozitif duyguları ve kahkahaları zorluklarla başa çıkma yöntemi olarak kullandıkları görülüyor. Kayıplar ve zorlu deneyimlerin ardından pozitif duygulardan faydalanıyorlar ve bu sağlıksız bir reddetme şekli olarak görülüyor. Fakat son yıllarda araştırmalar pozitif duyguların zorlu olayların ardından huzursuzluğu azaltabildiğini ve sağlıksız olmadan kullanılabileceklerini gösteriyorlar.

Hatta bazı kültürlerde ölen kişinin ardından ona dair eğlenceli hikayeler ve şakalar anlatılmasının da bir gelenek olduğu görülebiliyor.

Zorlu olaylarla ve ölümlerle başa çıkmak çok sancılı ve zor bir süreç olabilir ancak iyileşme süreci de bir o kadar uzun sürebilir. Fakat başa çıkmak için çeşitli yöntemler mevcut ve pek çok insan da bu tip olaylar karşısında yüksek rezilyansa sahip.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Psikolojik dayanıklılık: Neden bazılarımız zor koşullara daha kolay uyum sağlar?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.



5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş

Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.



Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale