X

“Reset Day”: Evinizi ve zihninizi sıfırlamak için kendinize zaman ayırın

Şöyle bazen sizin de “kendime yeni bir ben lazım” dediğiniz ya da “evi baştan yaratmak istiyorum” diyerek heyecanlandığınız veya ikisini de yapmak istemediğiniz ama ikisine de ihtiyaç duyduğunuzu hissettiğiniz zamanlar oluyor mu? Pek çoğumuz benzer senaryoları yaşamışızdır. Özellikle ev ve iş hayatı arasındaki çizgiler giderek bulanıklaşırken ve yoğun yaşam temposu, sürekli meşguliyet, zaman sıkıntısı gibi durumlar ‘yeni normalimiz’ olmuşken, dengeyi kurmak her zamankinden çok daha zor ama çok daha önemli…

Haftanın gözden kaçan işlerini toparlamak için zaman ayırmak, sürekli bir şeyleri yetiştirmeye çalışmaktan çok daha güvenli ve sağlık bir yöntem. Ancak sadece ‘iş işleri’ için değil, ‘kişisel işlerimiz’ için de. Yani, sadece yapılması gereken işler için geçerli değil bu yöntem -ya da öyle olmamalı-; terziye gitmek, doktor randevularını ayarlamak gibi gerekliliklerin yanı sıra mutlu ve bütün hissetmemizi sağlayan ama kaçırdığımız veya ‘yetişemediğimiz’ aktiviteler için de zaman ayırmak çok önemli.

‘Sıfırlanma günü’ ilan etmek

İşte bu yüzden ‘reset day’ yani ‘sıfırlanma günü’ ilan etmek, hem evle ilgili hem özel yaşantımızla ve sağlığımızla ilgili hem de iyi oluş ve mutluluğumuzla ilgili pek çok şeyi gerçekleştirme fırsatını bize tanıyabilir. Reset günleri ile hem evimizi hem de zihnimizi tazeleyebiliriz; çünkü kabul edelim bu ikisi çoğunlukla birbiriyle ilişkilidir. Bu yüzdendir ki çoğumuz aslında zihnimiz dağınıkken evi toparlamaya çalışırız -ki zihnimizi de biraz düzenleyebilelim diye.-

Apartment Therapy yazarlarından Shifrah Combiths, kendi hayatından ilham verici örnekler paylaşarak reset günlerini ya da haftanın sıfırlanma zamanlarını nasıl planladığını anlatıyor. Ve bu özel zamanların, haftalık rutinlerin ayrılmaz bir parçası olması gerektiğini savunuyor ve şunları ekliyor: “Çünkü size kaçırdığınız şeyleri yakalama ve boş kalan yerleri doldurma şansı verir. Ayrıca, her günü ‘mükemmel’ bir şekilde tamamlama zorunluluğunuzu da ortadan kaldırır. ‘O randevuyu bugün ayarlayamadıysanız sorun yok, reset günü için not alın.’ Bu, o hafta yetiştiremediğiniz, yapamadığınız her şey için harika bir fırsat.”

Sıfırlanma günlerini yalnızca işleri toparlamak için değil, kendimize özen göstermek için de bir fırsat olarak gördüğünü belirten Shifrah Combiths, kendimizi şarj etmek ve hem mutluluğumuzu artırmak hem de sorumluluklarımızı yerine getirmek için sıfırlanma günlerinin yani ‘reset day’lerin çok önemli olduğunu savunuyor. En iyi halinize ulaşmak için mükemmel bir öneri; reset day ilan etmek.

‘Reset day’ örnekleri

Eğer siz de bu konuda etkili bir ilham ve motivasyon kaynağına ihtiyaç duyuyorsanız, Shifrah Combiths’in kendi günlük akışını paylaştığı ‘reset day’ örneklerini inceleyerek size en iyi hissettirecek ve en uygun olacak sıfırlanma gününü planlayabilirsiniz. İşte ilham dolu o örnekler:

Reset günü örneği 1:

  • Mutfak zeminlerini silmek veya oturma odasındaki battaniyeleri yıkamak gibi ev işlerini tamamlayın.
  • Bahane bulmadan egzersiz yapın.
  • Bahçeyle veya bitkilerinizle ilgilenin.
  • Çocuklar okuldan eve gelmeden önce bir saat kitap okuyun.
  • Rahatlatıcı ve ‘hak ettiğiniz gibi’ bir banyo keyfi yapın.

Örnek 2:

  • Etrafta dağınık olan eşyaları toplayıp bir çamaşır sepetine koyun ve daha sonra ilgilenmek için kenara ayırın.
  • Bütün hafta ertelediğiniz iadeleri veya değişimleri yapın (satın aldığınız ama uygun olmayan bir ürünü mağazaya götürmek veya kargolamak gibi)
  • Yürüyüşe çıkın.
  • Yatak odasındaki dağınık kıyafetleri toparlayın.
  • Akşam yemeği veya bir sonraki günlerin öğünleri için yiyecek bir şeyler hazırlayın.

Örnek 3:

  • Çocukların odalarını temizleyin ve bu sırada bir sesli kitap dinleyin.
  • Genellikle zaman bulamadığınız uzun vadeli bir düzenleme projesi üzerinde çalışın; örneğin garajı düzenlemek veya taşındığınızdan beri açmadığınız kutuları gözden geçirip eleme yapmak gibi.
  • Alternatif olarak, bir saatten kısa sürede tamamlayabileceğiniz küçük bir düzenleme projesi yapın, dağınık çekmeceyi düzenlemek veya buzdolabının raflarını organize etmek gibi.
  • Yemek hazırlığı yerine dışarıda yemek yemeyi ve eve paket servis sipariş etmeyi planlayın, o zamanı farklı bir şekilde değerlendirin.
  • Evde SPA günü ilan edin.

Örnek 4:

  • Ev işlerini yapma isteği duymamak için evden çıkın.
  • Bir botanik bahçesine gidin, bir kafede oturup kitap okuyun veya bir arkadaşınızı ziyaret edin.

Elbette ki her örnek, size uygun olmayabilir. Çünkü ev düzeniniz, aile dinamikleriniz, mesai saatleriniz veya derslerinizin olduğu günler, farklı zaman dilimlerinde ve yoğunlukta olabilir. Bu nedenle önemli olan size ve günlük akışınıza en uygun olacak planlamayı yapmak.

Dilerseniz haftanın başında bir önceki hafta için, haftanın ortasında o hafta için veya haftanın sonunda hem o hafta hem de gelecek hafta için reset günleri belirleyebilirsiniz, burada önemli olan tamamen sizin ihtiyaç ve isteklerinize hizmet etmesi.  

“Reset gününüz haftanın neresinde olursa olsun, ona sahip olmayı beklemek, o kadar keyifli olmayan işleri bitirmenize yardımcı olur. Geçmekte olduğunuz tünelin sonundaki ışığı görmek her zaman cesaret vericidir.” diyor Shifrah Combiths. Siz de bir kez sıfırlanma günü planladığınızda, her hafta o günü heyecanla beklediğinizi fark edebilirsiniz. Her hafta düzenli olarak reset günleri planlayarak, hem zihinsel hem de fiziksel olarak yenilenmiş hissedecek, evinizdeki düzeni sürekli hale getirebilecek ve yetişmeyen işleriniz için daha az baskı ve stres duymaya başlayabileceksiniz.

Kaynak: apartmenttherapy

İlginizi çekebilir: Evde mükemmel bir ‘ben zamanı’ için ihtiyacınız olan tüm ürünler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.



5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş

Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.



Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale