X

René Descartes yapay zekanın kurucusu mudur?

1596 yılında doğan ve dönemin bilge Cizvitlerinin elinde felsefe, doğa bilimleri ve matematik üzerine muazzam bir eğitim alan Descartes çok akıllıca bir işe koyularak çağdaş, akılcı ve bilimsel düşünceyi başlatan bir Fransız centilmeni olarak tarihe geçti. Aldığı eğitimler boyunca yaptığı küçük çaplı araştırmalardan sonra uzun bir zamanını hayatta ne yapacağını arayarak geçirdi. 20 yaşına geldiğinde yolunu çizme kararı almış, meditasyonları sırasında kendine sorduğu “Hayatta hangi yolu izleyeceğim?” sorusuna “Ne iyi ki?” diye cevap vererek aklı anlama yolundaki “düşünme mesleği” yolculuğunu başlatmıştı.

Hayat öyküsünden ve kendi anlatımlarından anladığımız kadarıyla bu Fransız centilmen, kendini eğitmek için orduya katıldı fakat hiçbir savaşa tanıklık etmedi. Zorlu geçen ve hoşgörüsüzlük yılları olan 17. yüzyılda yaşayan Descartes, bir asker olarak tüm Avrupa’yı dolaştı. Yolculuğu boyunca fark ettiği en önemli bilgi ise insan doğasının kitaplarda öğretildiği gibi tek değil birçok farklı değişkene ve yapıya sahip olmasıydı. Fakat aldığı yoğun matematik bilgisi Descartes’i, insanın değişken yönleri hakkında kafa yormaktan alıkoyarak mantıksal boyutta incelemeye itiyordu.

Descartes’in yolculuğu boyunca fark ettiği en önemli bilgi insan doğasının kitaplarda öğretildiği gibi tek değil birçok farklı değişkene ve yapıya sahip olmasıydı.

Matematik ve geometri bilgisiyle gölgelenen insan kavramı çalışmaları “kesinliğinden kuşku duyamayacağı bir ilk bilgi” arayışıyla başladı. Dış dünyanın bir yanılsamadan ibaret olduğunu savunan filozof, gerçek bilgiye erişimin ancak ve ancak akıl ile mümkün olabileceğine inanıyordu. Bu düşünceden hareketle ortaya çıkan ve nesille boyu taşınan “Cogito, ergo sum; je pense, donj je suis.”, “Düşünüyorum, öyleyse varım” teorisi Descartes’in çalışmalarını başlatan nokta oldu:

“Kesin olan bir şey var.
Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek.
Şüphe etmek düşünmektir.
Düşünmekse var olmaktır.
Öyleyse var olduğum şüphesizdir.
Düşünüyorum, o halde varım.
İlk bilgim bu sağlam bilgidir.
Şimdi bütün öteki bilgileri
Bu bilgiden çıkarabilirim.

Bizim çıkış noktamız bireyin öznelliğidir.
Çıkış noktamızdan bakıldığında
‘düşünüyorum öyleyse varım
gerçeğinden başka bir gerçek olamaz.
Herhangi bir gerçekten önce,
bir mutlak gerçek olmalıdır.
Bu gerçeği kavramak basittir,
zira bireyin varlığında mevcuttur.”

İnsanları gerçekten görmek, Descartes için akıllarını görmek anlamına geliyordu.

Getirdiği kanıyla birlikte geleneksel olan yeşil elbiselerini giymeyi bırakıp siyah giymeye başlamış ve sadeliği olabildiğince yakalamaya çalışmıştı. Çünkü artık insanlara baktığında onları görmüyordu, insanlara baktığında sadece elbise ve şapka görüyordu. İnsanları gerçekten görmek, Descartes için akıllarını görmek anlamına geliyordu. Tanrı biliminin ilgi görmeye başladığı bu dönemde Descartes yeni yaklaşımıyla diğer filozofların söylemlerini bir duvara çivileyerek bedeni insan kavramından ayırdı. Sadece beynin gücüne önem veren Descartes tanrıya ulaşmanın da ancak akıl gücüyle olabileceğine inanmıştı. “Ben ne düşünüyorsam oyum” diyerek bedenin varlığını olumsuz olarak yorumladı. Descartes’in bu yorumu felsefenin akışını değiştirdiği gibi nörolojik açıdan da çok önemli bir önerme sunuyordu. Sihirli bir ağ olan corpus callosum’un yardımıyla birbirine bağlanan sağ (right hemispheres) ve sol beyin (left hemispheres) arasında sol beynin hakimiyetini öne sürüyordu.

Beynin mantıksal kısmı olan sol lobun matematiksel işlevini, sebep-sonuç ilişkisi kurma becerisini, kelime, sayı ve sembollerle olan ilgisini yüceltirken, resim çizen, enstrüman çalan, şarkı söyleyen, kurgu yapan, kompozisyon yaratan, hayal kuran sağ lobu yadsıyordu.

Net sonuçlarla ilgililenen sol lobu, sezgileriyle hareket eden, duygusallık, empati, his ve şefkati yöneterek insanı insan yapan diğer tüm mekanizmaları kuram dışı bırakıyordu. Yeni çağ hareketini başlatan ve tüm otoriteyi sol beyne veren Descartes’in, bunun gelecekte neye yol açacağını bildiğini sanmıyorum.

Kronolojik ve mantıksal açıdan bakıldığında yapay zekanın kurucusu olan Descartes’in savlarına din felsefesi ile tanınan Spinoza karşı çıkacaktır.

Günümüzde, Descartes’in savları ve bakış açısı bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki bir robotun zeki canlılara benzer bir şekilde faaliyet göstermesi üzerine çalışan yapay zeka (artificial intelligence) çalışmaları tarafından devam ettirilmektedir. Kısıtlı bilgi erişimi ve bilimsel bir araştırma yapmak için gereken ekipmanların olmadığı bir dünyada ortaya atılan bu başkaldırı niteliğindeki sav, günümüze kadar güncelliğini korumakla kalmamış insanlık tarihindeki en büyük gelişmelerden olan yapay zekaya hayat vermiştir.

Kronolojik ve mantıksal açıdan bakıldığında yapay zekanın kurucusu olan Descartes’in savlarına din felsefesi ile tanınan Spinoza karşı çıkacaktır. Descartes’in yolundan devam eden ve teorilerini laboratuvar ortamında kısmi olarak kanıtlayan insan oğlu henüz Spinoza’nın “inanıyorsam varım” teorisini laboratuvara sokamamış ve üzerinde çalışamamıştır. Sağ beynin üstünlüğünü savunan Spinoza’nın yaklaşımının günümüz biliminde yer edinip edinemeyeceği ise henüz bir soru işaretidir. Çoğunluk açısından konuşmak gerekirse biz bilim insanları olarak, şuanki bilgi birikimimizle Descartes’in yönteminin, dünya hakkında güvenilir bilgiler verebilecek matematiğe dayalı bir bilimi mümkün kıldığına ve dünyayı mutlak kesinlikle anlamanın yollarından biri olduğuna inanarak yolumuza devam ediyoruz. Spinoza’nın dünyasının, incelenemelerimin dışında bırakmak zorunda kalacak kadar erişilmez olmasının içimi çok burktuğunu ise kendime not olarak buraya bırakmak isterim.

 

İlginizi çekebilir: Zihnin akışı ve bütünselliği: Hegel’e göre zihin nasıl ele alınmalıdır?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Psikolog & Nörobilim Uzmanı Güliz Altınbaşak: Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümünden tam burslu olarak mezun oldu. Şu anda Dialectical Behavior Therapy (DBT) Turkey Danışmanlık Merkezi’nde Program Koordinatörü ve The Life-Co Wellbeing Merkezi’nde Mental Wellness Program Koordinatörü olarak çalışmaktadır. The LifeCo Wellbeing merkezi bünyesinde meditasyon odaklı olmak üzere mindfulness (farkındalık), duygu regülasyonu, stres yönetimi ve kişilerarası iletişim becerileri üzerine eğitim kampları düzenlemektedir. Ayrıca, savaş mağdurlarına yönelik mesleki eğitim, savaş sonrası travma ve formal eğitim projeleri yürütmektedir. Davranış Bilimleri Enstitüsü Yetişkin ve Aile Danışmanlık Merkezi’nde EMDR odaklı projelerde çalıştı. TOÇEV Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı’nda Psikolog ve Eğitmen olarak görev aldı. “Doğudaki Ebeveyn ve Çocukları Bilinçlendirme Projesi” kapsamında birçok ilde araştırma yaptı ve eğitimler verdi. Norveç, Azerbaycan, Slovenya ve İspanya’da “Dezavantajlı Grupların Bilinçlendirilmesi ve Hayat Şartlarının Yükseltilmesi” konusundaki projelerde Ülke Koordinatörlüğü yaptı. Maltepe Kapalı İnfaz Ceza Kurumu’nda hükümlülerle çalıştı. Aynı dönemde Avrupa Şafak Hastanesi’nde bağımlılık üzerine çalışmalar yaptı. Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’nda gönüllü olarak görev alarak suça eğilimli çocuklar için çalışmalar düzenledi. “Erkek Homoseksüeller ve Heteroseksüellerin Suçluluk Utanç ve Kaygı Düzeylerinin Karşılaştırılması” üzerine yaptığı araştırmayı 17. Ulusal Psikoloji Kongresi’nde, “Kanser Hastaları için Mindfulness Odaklı Mental Wellness” çalışmasını “VIII Ibero American Congress of Clinical and Health Psychology Congress” Porto Riko’da sundu.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale