X

Reflüyü tetikleyen ve reflüye iyi gelen yiyecekler

Çok yemek yedikten ya da gece geç saatlerde bir şeyler atıştırdıktan sonra midenizde bir gariplik, ağzınızda acımsı bir tat hissettiğiniz oldu mu? Cevabınız evetse, çok büyük ihtimalle bu durumun sorumlusunun reflü olduğunu da biliyorsunuzdur. Hemen hemen birçok insanın yaşamında dönem dönem yaşadığı reflü, mide asidi ve yiyeceklerin yemek borusuna geri kaçması olarak tanımlanan bir sağlık sorunudur.

Midenin girişinde, alt özofagus sfinkteri (LES) adı verilen bir kas halkası olan kapakçık bulunur. Normalde LES, yiyecek içinden geçer geçmez kapanır. LES tamamen kapanmazsa veya çok sık açılırsa, mideniz tarafından üretilen asit yemek borunuza doğru hareket eder. Bu da mide ekşimesi olarak da bilinen mide yanması, göğüste sıkışıklık hissi, ağızda acı tat gibi yaygın olarak görülen semptomlara neden olur. Bunların yanı sıra reflünün diğer belirtileri arasında şunlar yer alır:

  • Şişkinlik
  • Kanlı veya siyah dışkı
  • Kusma
  • Aşırı geğirme
  • Disfaji (boğaza yemek sıkışma hissi)
  • Uzun süren hıçkırık
  • Mide bulantısı
  • Ses kısıklığı
  • Kuru öksürük
  • Kronik boğaz ağrısı

Benzer şikayetleri yaşıyorsanız beslenmenizde dikkat etmeniz ve değiştirmeniz gereken birçok alışkanlık olabilir. Bu yazımızda reflü sorununu önlemek için yemeniz ve yememeniz gereken gıdalar hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Reflüden kaçınmak için uzak durmanız gereken gıdalar

Bazı gıdalar, mide ekşimesine ya da yanmasına neden olarak sindirim sürecini geciktirebilir ve mide asitinin yemek borusuna doğru ilerlemesine neden olabilir.

1. Kızarmış ve yağlı gıdalar

Patates kızartması, çıtır soğan halkaları belki çok sevdiğiniz öğünlerinizde size eşlik ediyor olabilir ancak mideniz için hiç iyi değiller… Kızarmış ve yağlı yiyecekler reflüyü tetikleyerek daha da kötüleştirebilir. Sindirilmeleri daha uzun sürdüğü için reflü olasılığı da artar. Bu nedenle kızarmış yiyecekleri mümkün olduğu kadar az tüketmenizde fayda var.

2. Yüksek asit içeren gıdalar

Domates, portakal, limon veya sevdiğiniz tüm narenciyeler yüksek orada asit içerdikleri için midenin daha fazla asit üretmesine neden olurlar. Midedeki asit yoğunluğunun artması da reflüyü tetikleyebilir. Bu nedenle çok sevdiğiniz makarnayı domates sosu olmadan, salatalarınızı da daha az limon sıkarak tüketebilirsiniz.

3. Soğan

Hemen hemen her sulu tencere yemeğinin temelinde olan ve salataları renklendiren soğan, lezzetli ve çok sevilen bir sebze olmasına rağmen, reflüyü artıran bir tetikleyicidir. Eğer soğanı öğünlerinizden çıkaramayacak kadar çok seviyorsanız, mümkün olduğu kadar pişirmenizde fayda var. Çünkü, çiğ soğan pişmiş soğandan daha tetikleyici bir etkiye sahiptir.  Izgara, sote ya da karamelize soğanı deneyebilirsiniz.

4. Baharatlı yiyecekler

Baharatların hemen hemen her yemeği taçlandırdığı kesin ancak lezzetlerinin yanı sıra mide asidini artırarak reflünün oluşmasına zemin hazırladıkları için kaçınılması gereken gıdalar arasındalar. Eğer baharatlardan vazgeçemiyorsanız mümkün olduğunca az miktarda tüketmeye ya da acı olanlardan kaçınmaya ekstra özen gösterebilirsiniz.

5. Alkol

Alkol içeren özellikle de mayalı olan içecekler reflüyü artırıcı etki gösterir. Alkol, mide boşalımını geciktirir ve mide kapakçığının uzun süre açık kalmasına neden olur. Özellikle geç saatlerde alkol tükettiğinizde mideniz gece boyunca zorlanacağından ertesi gün uyandığınızda da reflü semptomlarını yaşayabilirsiniz.

Reflüyü hafifleten öneriler

Reflü sorunu ile karşılaşmamak için beslenmenizde dikkat edebileceğiniz birçok şey var. Öncelikle sağlıklı ve dengeli beslenmeye önem vermeli; yüksek lifli gıdaları, su içeriği yüksek olan meyve ve sebzeleri, mide asitliğini dengelemenize yardımcı olacak muz, fındık, rezene gibi alkali düzeyi yüksek gıdaları tüketmeye özen göstermelisiniz. Bunların yanı sıra reflü semptomlarını yaşamaya başladığınızda şunları deneyebilirsiniz:

1. Limonlu suyu deneyin

Limon suyu genellikle çok asidik olarak kabul edilir, ancak ılık su ve bal ile karıştırılan az miktarda limon suyu, mide asidini nötralize eden alkalileştirici bir etkiye sahiptir. Ayrıca bal, hücrelerin sağlığını koruyan doğal antioksidanlara sahiptir.

2. Zencefil çayı için

Zencefil, tıbbi özellikleri nedeniyle en iyi sindirim yardımcılarından biridir. Doğası gereği alkalidir ve sindirim sisteminde tahrişi kolaylaştıran iltihap önleyicidir. Reflü semptomlarını hissetmeye başladığınızda zencefil çayı yudumlamayı deneyebilirsiniz.

3. Süt ve yoğurt tüketin

Reflünün belirtilerinden biri olan mide ekşimesini hafifletmek, yanmayı dindirmek için süt ve yoğurttan destek alabilirsiniz. Az yağlı ya da yağsız süt veya yoğurt mide astarı ve asidik mide içeriği arasında geçici bir tampon oluşturur, ayrıca sindirimi iyileştiren probiyotikler açısından zengin oldukları için de mideyi yatıştırırlar.

4. Yemek günlüğü tutun

Her ne kadar bazı gıdaların reflüyü tetiklediği bilinse de herkesin mide yapısı, sindirme özellikleri, yaşam tarzları, yeme alışkanlıkları farklı olduğundan reflünün ortaya çıkmasında farklı sebepler de rol oynayabilir. Bu nedenle sizin için en doğru beslenme şeklini bulmak ve reflünün oluşmasını tetikleyen gıdaları, beslenme şekillerini fark etmek için bir yemek günlüğü tutmayı deneyebilirsiniz. Gün içinde ya da gün sonunda küçük notlar atarak reflü semptomlarının ne zaman ortaya çıktığını, hangi gıdaları yedikten sonra midenizde rahatsızlık oluştuğunu günlüğünüze kaydedebilirsiniz.

5. Geç saatlerde yemek yemeyin

Ne yediğiniz kadar ne zaman yediğinizin de önemli olduğunu unutmayın. Uyuma saatinize ne kadar yakın yemek yerseniz reflü semptomlarını yaşama riskiniz o kadar artar. Yemekten kısa bir süre sonra yatay bir şekilde yatmak, mide asidinin geri akışına neden olarak reflüyü tetikleyebilir. Bu nedenle yatmadan en az birkaç saat önce bir şeyler yemeyi bırakmanızda fayda var.

6. Doktorunuza danışın

Haftada iki veya daha fazla reflü semptomlarıyla yaşıyorsanız ve diyetinizdeki veya yeme düzeninizdeki değişiklikler yardımcı olmadıysa ve giderek semptomlar daha ciddi bir hal alıyorsa vakit kaybetmeden bir uzmana danışmanızda fayda var. Bir gastroenterolog midenizdeki asitliği ölçmek için testler yapabilir ve reflünün yemek borunuza zarar verip vermediğini görebilir. Genellikle yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç kombinasyonu ile tedavi edilebilen reflünün kişiden kişiye değişen farklı tedavi yöntemleri de bulunur. Bu nedenle bir uzman tarafından kapsamlı testler sonucunda en uygun tedavi uygulanabilir.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

İlginizi çekebilir: Sık rastlanan 6 sindirim sistemi sorunu ve tedavi önerileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale