Doktor, avukat gibi bir mesleğe sahip, uzak akrabaların bile arayıp fikir sorduğu biri misiniz? Bir alanda delicesine uzmanlaştınız ve herkes o işin nasıl yapılacağını sizden mi öğreniyor? O halde, günlük hayatta hayır deme ihtiyacını en çok hisseden insanlardan biri olmalısınız. Haklısınız da! Gerektiğinde başkalarına hayır diyebilmek ve sınırlarınızı çizebilmek, kendi hayatınıza ayıracağınız zamanı korumanızı sağlar.
Herkesin sorularına yanıt vermeye çalışırken insanlara yardım etme, bilgeliğimizi yayma, fark yaratma gibi amaçlarımız olabilir. İnsanlarla tanışarak ağımızı genişletme, yeni iş fırsatları kovalama gibi altta yatan bir nedenimiz olabilir. Hatta içten içe, sevilmeyi, kabul görmeyi ve minnettar kalınmayı bekliyor da olabiliriz. Tüm bunlarda sorun yok, bizi kendi işimizden, planımızdan alıkoymadığı ve hayatımızın dengesini bozmadığı sürece… Zira başkaları için harcadığımız zaman ve efor kolayca, biz fark bile etmeden kendi hayatımızın önüne geçebilir. İşte o zaman tehlike çanları çalmaya başlar.
Orta yolu bulma sanatı
Çok yorulmanın yanı sıra başkaları için yaşıyor olduğumuz hissine kapıldığımızda, bu konuda bir şeyler yapmanın zamanı gelmiş demektir. Uplifers olarak, insanlar size danışmak istediğinde, onlara reddedilmiş hissi yaşatmadan hayır diyebilmek ve herkes için fayda sağlayacak bir orta yol bulmanın ipuçlarını araştırdık.
Yardımın şeklini siz belirleyin
Biri size danışmak üzere yaklaştığında öncelikle konunun ne olduğunu ve ne tür sorular soracağını öğrenin. Bu, bir buluşmaya gerek olmadan o kişiye yardım edebilmenizi sağlayabilir. Belki telefonda konuyu aktarıverir ya da ilgili bir kılavuz / link gönderirsiniz ve işlem tamam!
“Kahve için çok yoğunum ama seni de bekletmeden şöyle bir yardımda bulunabilirim, şu linke tıkla…” gibi bir yanıtın pek çok kişiyi tatmin edeceğine emin olabilirsiniz. Bu bir kazan – kazan stratejisi aslında: Sonuçta karşınızdaki kişi de sadece kendi soracaklarını sormak için istiyor, ayıp olmasın diye de kahveyi bahane ediyor olabilir.
Tavsiyeler dökümanı hazırlayın
Danışmanlık gibi işler yapanlar bilirler, uzman olduğunuz bir konuda size her taraftan soru gelebilir ve çoğu, detayları incelemeyi gerektirmeyen başlangıç sorularıdır. Bunların her birine tek tek yanıt vermek için işi gücü bırakmanız gerekir. O halde neden genel bir döküman hazırlayıp işin ABC’sini yazıya dökmeyesiniz? Böylece size soruyla yaklaşan herkese “şurada bir temel döküman var” ya da “daha önce bu konuyla ilgili şurada yazmıştım” diyerek, tüm genelgeçer sorulardan kurtulabilirsiniz.
Bunca işin gücün arasında bir de bununla mı uğraşacağım, demeyin. Sizi sonradan o kadar çok şeyi baştan anlatmak zorunda kalmaktan kurtaracak ki, yaşayacağınız rahatlamayı tahmin bile edemezsiniz.
Kiralanabilir olun
Ne kadar paylaşmak ve bunun ne kadarını arkadaşça, herhangi bir menfaatiniz olmadan paylaşmak istiyorsunuz? Buna karar vermek çok önemli. Çünkü siz, insanların sizden yardım istediği konuda uzman olduğunuz için maaş alıyor olabilirsiniz ve böyle bir durumda, danışmanlık ücreti almanız oldukça mantıklı olur.
Örneğin bir göçmenlik bürosu danışmanı düşünelim. Bir ülkeye göçmenlik başvurusu yapmak isteyen kişilerle konuşup onlara yol gösteren kişi, şayet etrafındaki herkese ücretsiz olarak yardım eli uzatsaydı, hiç para kazanabilir miydi? Elbette hayır. Danışmanın işi bu olduğuna göre, yanıt verdiği sorular için bir ücret belirlemesi ve bunu tüm çevresine uygulaması son derece doğal.
Aynı durum, benzer uzmanlıklara sahip olan herkes için geçerli. Yazarlık eğitimi, yaşam koçluğu, danışmanlık gibi ucu açık alanlar sömürülmeye çok müsait olduğu için insanlar zamanınızın maddi bir karşılığı olduğunu bilebilirler. Yakın çevrenize uygulamamayı seçebileceğiniz bu ücretlendirme politikası, tanıdığın tanıdığı olanlarda epey işe yarayabilir ve size de bir gelir kapısı açabilir. Hem tanımadığınız insanlara bedava yardım etmemek ayıp da olamaz, değil mi?
Hangi püf noktasını uygularsanız uygulayın, başta biraz rahatsızlık yaşamanız, birinin yüzüne kapıyı kapatmış gibi hissetmeniz çok doğal. Ancak unutmayın, sizin de kendi hayatınız var ve bu hayat, başkalarınınkinden daha önemsiz değil.
İlginizi çekebilir: Hayır demeyi öğrenmek