X

Ramazan’da su içmek: Susuzluk nasıl önlenebilir?

Oruç tutmak (fasting) birçok kültürde ve dinde vardır. Yüzyıllardır uygulanan oruç tutma işleminin çok farklı şekillerde ve aralıklarda yapıldığı bilinmektedir. İslam Dini’nde de her yıl 1 ay süren bir oruç tutma süreci vardır.

İslam Dini’nde güneş doğduktan sonra yeme ve içme kesilir ve güneş batana kadar da oruçlu olma durumu devam eder. Diğer oruçlarda olduğu gibi belli bir besinin tüketilmesi veya tüketilmemesi söz konusu değildir. Bu yıl Ramazan ayı, Mayıs ayının sonunda denk gelmektedir. Bu süreçte uzun saatler aç ve susuz kalmak durumu yılın en uzun günlerini yaşadığımız döneme denk gelmektedir. Uzayan günler ile birlikte aynı zamanda hava da ısınmaya başlayacaktır.

Havaların ısınması ile su tüketiminin de arttığı bilinen bir gerçektir. Ramazan ayının da sıcak günlere denk gelmesiyle, bu konu ayrı bir önem kazanmaktadır. Bu nedenle, bu haftaki yazımızda oruç tutacakların daha az su kaybetmek ve susamamak için neler yapması gerektiğine yer verdik.

Gerçekten de Ramazan ayında en çok şu cümleyi duyarız; ‘acıkmadım ama çok susadım’. Uzun süren açlıkların sonunda vücuttaki su oranı da önemli ölçüde azaldığı için ağız kurumaya başlar. Su içmeye alışık olmayanlar bile susarlar. Susuzluk nedeni ile halsizlik, stres gibi etkiler ortaya çıkar.

Açlığın da etkisi ile Ramazan ayında bazen enerji, istenilmeyen ölçülerde azalmaya başlar. İş gücünün etkilenmesini önlemek, günlük rutin işleri yapmaya devam etmek mümkün görünmemektedir.

Ramazan ayında yapılan beslenme hataları

Oruç genelde su ile açılır. Tüm gün susadıktan sonra biraz su içilir ancak arkasından hemen yemeğe geçilir. Daha su bardağı bile bitmeden, suya doymadan. Aslında yudum yudum büyük bir bardak su içmek sindirim sistemini hazırlayacak ve su rezervlerini tekrar dolduracaktır.

Su içmek, sindirim sisteminizi yenilecek yemeklerin sindirilmesi için hazırlayacak ve gereksiz miktarlarda yemek yenmesini önlemeye yardımcı olacaktır. 

Bununa birlikte, yetersiz su içilirse, su ihtiyacını karşılamak için beyin sürekli sinyal gönderecektir. Bu sinyal su içilmesi için olsa da bazen acıkma olarak anlaşır ve bu nedenle bazen iftarda ve sahurda, aradaki zaman boyunca fazla yemek yenebilmektedir. Fazlaca yemek yemek sindirimi güçleştirir ve fazladan su tüketimine de neden olan bu duruma ek olarak pastırma, tuz ve şeker oranı yüksek yemekler vs. yemek, sonrasında çok susatmaktadır.

Tüm gün boş kalan mide bir anda sindirebileceğinden fazla yemek ile dolmuştur. Bunu üst üste şok geçirmek olarak da tabir edebiliriz. Açlığın üzerine bir de hazımsızlık nedeni ile acil olarak sofra kaldırılır ve çay safhasına geçilir.

Maalesef çay-kahve alışkanlığı nedeniyle öyle bir bardakla kalınmaz, demlik demlik içilir çaylar. Yanında da mutlaka bir şeyler yenilir. Daha ilk yenilen yemeğin şoku atlatılamadan, 2. şok yaşayan mide tamamen iptal olur.

Çay-kahve gibi kafeinli içecekler, susamaya neden olan diğer önemli nedenlerdir. Oruç açıldıktan sonra, yemeğin üzerine çaylar sahura kadar içilir. Günlük hayatta su yerine içilen bu içecekleri, Ramazan ayında da içilmeye devam etmek vücudun stresini arttırmaktadır. Sahura kadar ara vermeden yenen ve içilen gıdaların çoğu da su içeriği düşük besinlerden oluşur. Hatta diüretik oldukları için aynı zamanda vücuttan fazladan su atılmasın da neden olunur.

Susuz bir günün ardından yaşanan tüm bu karmaşadan sonra, ertesi gün yine susuz geçecek ve bu rutin Ramazan boyunca devam edecektir. Peki doğrusu nedir? Faydalı olması gereken oruç tutma sürecinin sonuçları daha iyi nasıl olabilir?

Ramazanda susuzluk nasıl önlenir? 

Ramazana özel bir su içme taktiği geliştirilmezse, oruç tutmanın vücuda faydasından çok zararlı olabilmektedir. Bu nedenle özellikle yaz aylarına denk gelen Ramazan aylarında su tüketimine dikkat etmek gerekmektedir.

Her şeyden önce, suyun vücuttan daha yavaş atılmasına ve tüketilmesine dikkat edilmelidir. Bunun için kesinlikle kafeinli içeceklerden uzak durulması gerekmektedir. Bunun zor olduğunu ve çaysız-kahvesiz kalmanın sizi strese sokacağını düşünüyorsanız, ilk birkaç günden sonra üstesinden daha rahat geldiğinizi göreceksiniz. Diğer taraftan 1 ay boyunca susuz kalma riski altında daha fazla stres yaşama ihtimaliniz olduğunu unutmayınız lütfen.

Vücuttan fazla su atan besinleri diyetinizden çıkarmanız gerekmektedir. Özellikle salam, sucuk, pastırma gibi. Bu gıdalar son derece fazla susatır. En azından miktarı abartmamakta fayda vardır. Şekerin de bu kapsamda minimum tüketilmesi önerilmektedir.

Su kaybına neden olan dış etkenlerin de minimuma indirilmesinde fayda vardır. Terlemeye neden olacak yüksek sıcaklıklardan kaçınılmalı, gerekli durumlarda klima açılmalı ve sauna, spa, plaj gibi ortamlarda bulunmamaya özen gösterilmelidir.

Vücuttaki suyu korumaya yönelik alınacak bu önemler sayesinde fazladan su kaybı önlenmiş olacaktır. Bununla birlikte bolca su ve çorba, meyve, sebze gibi su içeriği yüksek besinlerin tüketilmesinde fayda vardır.

Su içeriği yüksek besinler, tüketildikçe ve sindirildikçe suyu serbest bırakırlar. Bu sayede uzun süre su ihtiyacı depodan karşılanmış olunur. İftarı ve sahuru yudum yudum su veya meyve-sebze suyu ile karşılamak, devamında su içeriği bol meyveler, smoothieler ve çorbalar içmek doğru olacaktır. Beslenmeye sebzeler, daha sonra tahıllılar ve en son olarak da et, balık gibi besinler ile devam etmek sindirim sıralaması için uygun olacaktır.

Yemekten hemen sonra sıvı tüketmek sindirim enzimlerinin yıkayacağı için mümkün de midedeki sindirim bittikten sonra yaklaşık 1 saat sonra içilmesi önerilir. Böylece yemek yer yemez uykuya geçişte önlenmiş olunur.

İlginizi çekebilir: Havalar ısınırken: Su kaybına neden olan etkenler ve önlemek için yöntemler

Oya Milli Sülün: Sulak bir ülke olan Hollanda'da doğup, büyümeme rağmen, kendimi bildim bileli bir bardak su içmez, üniversite yıllarında okurken de içme suyu ile ilgili hiçbir çalışma yapmak istemezken, yaşam beni "canlı su" uzmanı yaparak hayatın ne kadar ironik olduğunu kanıtladı. Ben de hayatın bana verdiği cevaba karşılık, suyun bilinmeyenlerinde önce bir güzel kayboldum sonra da kendimi de bulup çıktım… Siz de su deyip geçmeyin, çünkü SU: aşktır, sanattır, sevgidir, barıştır, bununla birlikte aynı zamanda şifadır, enerjidir, yakıttır, güçtür, bazen de afettir, seldir, çığdır...

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale