X

Ramazan ayında beslenme nasıl olmalı? Oruç tutarken nelere dikkat edilmeli?

11 Mart’ta başlayıp 9 Nisan’da sona erecek Ramazan Ayı’nda oruç tutarken vücudunuzu nasıl hazırlamanız gerektiğini, sahurda ve iftarda neleri yemenin daha sağlıklı olduğunu ve ne tür yiyeceklerden kaçınmanızın vücudunuza iyi geleceğini keşfetmek için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz. Gün doğumundan gün batımına kadar olan sürede yani sahur vaktinden iftar zamanına kadar hiçbir şeyin yenilip içilmediği oruç tutma sürecinde vücudu uzun süre açlık ve susuzluğa dayanıklı hale getirmek için beslenme düzeninde birtakım değişikliklerin yapılması şart, aksi halde çeşitli sağlık sorunları oluşabileceği gibi, gündelik hayatın kalitesi de sekteye uğrayabilir. Peki, Ramazan’da nasıl beslenmeli, sahurda ve iftarda ne yemeli, nelerden kaçınmalı? İşte cevaplar…

Ramazan Ayı’nda oruç tutmayı düşünüyorsanız ve herhangi bir sağlık sorunuz ve/veya düzenli olarak kullandığınız bir ilaç varsa, öncesinde doktorunuzla konuşmanız gerektiğini unutmayın. Ayrıca, stresin vücudunuzdaki enerji seviyelerini azaltabileceğini göz önünde bulundurarak özellikle oruç tutarken kendinizi kötü hissetmemek için stres seviyenizi düşürmeye çalışın. Meditasyon, yoga, açık havada yürüyüş, nefes egzersizleri, mindfulness gibi rahatlatıcı pratiklerden faydalanın. Ağır egzersizlerden ise kaçınmaya çalışın. Ayrıca, su tüketimine her zamankinden daha fazla özen göstermeniz gerektiğini hatırlayın. Dengeli beslenmeyi, yeterli ve kaliteyi uykuyu, porsiyon kontrolünü de unutmayın. Gelelim sahur ve iftarda doğru beslenmeye…

Sahurda ne yenir, ne yenmez?

Sahur, oruç tutan kişilerin gün boyunca enerjik kalabilmeleri için oldukça önemlidir. Sahurda sağlıklı yiyecekler tüketmek ve yeterli beslenmek, gün boyunca açlık hissinin gecikmesine ve vücudun dengede kalmasına yardımcı olur. İşte sahurda dikkat edilmesi gerekenler:

Bol su için: Oruç süresince sıvı kaybı yaşandığı için sahurda yeterli miktarda su tüketmek çok önemlidir. Aksi halde susuz kalan vücutta dehidrasyon meydana gelebilir, bu da baş ağrısı, odaklanma güçlüğü gibi sorunlara neden olabilir. Ayrıca, susuzluğa neden olabilecek yiyecek ve içeceklerden kaçınmak da önemlidir, özellikle kafein içeren yiyecek ve içeceklerden kaçınmanız bu nedenle önemlidir. Yalnızca sahurda değil, iftardan sonra sahura kadar geçen sürede de bol miktarda su tüketilerek vücudun dengelenmesi gerekir.

Protein ve lif açısından zengin yiyecekler tercih edin: Protein ve lif açısından zengin yiyecekler tokluk hissini artırır ve sindirimi yavaşlatarak açlık hissini geciktirir. Bu nedenle, sahurda yumurta, tam tahıllar, yoğurt, lor peyniri, kuru baklagiller, yulaf ezmesi, kinoa gibi protein ve lif açısından zengin besinlerin tüketilmesi önemlidir.

Taze gıdalarla beslenin: Taze meyve ve sebzeler, vitamin ve minerallar açısından zengindir ve hem enerjinin korunmasına hem de tokluk süresinin uzamasına yardımcı olur. Öte yandan, salatalık, çilek, karpuz, marul, ananas, semizotu gibi su içeriği yüksek meyve ve sebzeler susuzluğun giderilmesine de destek olacağından sahurda tüketmek için uygun olan gıdalar arasında yer alır.

İşlenmiş gıdaları, yüksek şeker ve tuz içeriği olan yiyecekleri tüketmeyin: Paketli ve işlenmiş gıdalar genellikle yüksek miktarda tuz veya şeker içerir. Çok tuzlu ve şekerli olan bu tür yiyecekler, açlık hissini artıracağı gibi vücudun susuzluk çekmesine de neden olur. Bu nedenle sahurda taze gıdalara yönelmenizde ve aşırı tatlı veya tuzlu yiyecekleri tüketmemenizde fayda var.

Ağır yemeklerden kaçının: Sahurda ağır yemekler yemek, sindirim sisteminizi zorlayabilir ve gün boyunca rahatsızlık hissi yaşamanıza neden olabilir. Öte yandan, yeniden uykuya dalmanızı da zorlaştırarak ertesi gün kendinizi daha yorgun ve düşük enerjili hissetmenize zemin hazırlayabilir. Bu nedenle ağır yemeklerden kaçınarak daha hafif ve dengeli beslenmeniz gerekir. Özellikle kullandığınız yağlara dikkat ederek, sahurda avokado, zeytinyağı, Hindistan cevizi gibi sağlıklı yağ kaynaklarına yönelmeyi tercih edebiliriz, böylece sindirim sisteminizi de destekleyebilirsiniz.

Dilerseniz Cleveland Clinic’in örnek sahur menülerine göz atabilir, kendi damak zevkinize göre öğünlerinizi düzenleyebilirsiniz:

  • Taze meyve, az yağlı süt veya yoğurt ile hazırlanan yulaf ezmeli smoothie
  • Havuç, kereviz ve soğan ile hazırlanmış mercimek çorbası
  • Kabak ve labne ile hazırlanmış sos eşliğinde taze sebzeler

İftarda ne yenir, ne yenmez?

İftar, gün boyu açlığın ardından bir şeylerin yenilip içilmeye başlandığı öğündür ve yeme penceresi, bir sonraki sahura kadar açık kalır. Uzun saatler aç ve susuz kalan bedeni şaşırtmadan, mümkün olduğunca dengeli bir şekilde orucu bozmak ve tıpkı sahurda olduğu gibi hafif beslenmek önemlidir. Genellikle, orucun hurma ile açılması yaygın bir adettir, hurma doğal olarak tatlıdır ve vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi hızlı bir şekilde sağlar. Ayrıca, lif açısından zengindir ve sindirimi yavaşlatarak tokluk hissi verir, böylece aşırı yemeyi önleyebilir. Diğer yandan, orucun su ile açılması ve hafif yemeklerle başlangıç yapılması da önerilir.

Sahurda olduğu gibi iftarda da aşırı tuzlu ve şekerli yiyeceklerden kaçınmak önemlidir; aksi halde tüm gün susuz kalan vücut daha fazla susuzluk çekebilir ve iftarda tüketilen şeker, kan şekerinin önce hızlı bir şekilde yükselmesine ve hemen ardından düşmesine neden olacağı için yorgunluk hissini artırabilir ve vücudun dengesini bozabilir.

Sağlıksız yağları içeren yiyecekler de hazımsızlık ve şişkinlik gibi sindirim sorunlarına yol açtığından tüketimi sınırlandırılmalıdır. İftarı ağır yiyeceklerle açmak, sindirim sisteminizi zorlayabilir ve midenizde ağırlık hissetmenize neden olabilir, ayrıca kilo alımını da tetikleyebilir. Bu nedenle hafif ve dengeli bir öğün oluşturmak önemlidir.

Taze meyve-sebzeler, sağlıklı yağlar, protein kaynakları ve tam tahılları içeren karbonhidratlar ile dengeli bir iftar menüsü, vücudun ihtiyacı olanı sunmaya yardımcı olacaktır. Çorba, salata, et-tavuk veya balık, sebze yemekleri, yoğurt, kefir gibi hafif yiyecekler, sağlıklı bir iftar geçirmenizi destekleyebilir. Cleveland Clinic’in örnek iftar menüleri ise şu şekildedir:

  • Sote sebzelerle fırınlanmış ve nohutla servis edilen tavuk
  • Kavrulmuş sebzeler ve kahverengi pirinç ile hazırlanan balık
  • Fırında falafel, pita ekmeği ve salata

İlginizi çekebilir: Ramazan ayında beslenmeye dair en sık sorulan 5 soru ve cevapları

Kaynak: nutrition.org, eatright.org, clevelandclinic

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale