X

Rahat bir hamilelik döneminin en huzurlu yolu: Hamile yogası

Hamilelik yogası hamileliğin 3 trimesteri ( 3 aylık dönemler) için ayrı ayrı hazırlanmış programlar şeklinde uygulanır. Sizlere bu yazımda her 3 trimesterde yapabileceğiniz 6 pozdan bahsetmek istiyorum. Düzenli hamile yogası yaparak daha rahat bir hamilelik dönemi geçirebilirsiniz. Yoga duruşları ve nefes çalışmaları sayesinde bulantı, bel ağrısı, kramp gibi şikayetlerde azalma olur. Hamilelik yogası daha kolay bir doğum için bedeni hazırlar ve derslerde elde edilen beden ve nefes farkındalığı ile doğum sırasında bedeni gevşetmek ve bebeğin geçişine izin vermek daha kolay olur.  Bu çalışmalar ile hem bedeni güçlendirir hem de özellikle pelvis ve perinyum bölgelerini çalıştırarak doğum kanalını doğuma hazırlar. Bütün bunların yanında yoganın en büyük faydası anneyi uygulama boyunca bebeği ile iletişimde kalabileceği sakinlik hali yaratmasıdır.

Öncelikle rahat bir bağdaş pozisyonunda oturalım, ellerinizi bebeğinizin üstüne koyarak yavaş ve sakin nefes alıp verirken bedeninizde sizin dışınızda bir yaşam olduğunu hatırlayalım.

  • Omurganın sağa ve sola esnetilmesi pozu: Bedenin her iki tarafını esneterek uzatmamıza yardımcı olur. Omurganın rahatlamasına ve ilk 3 ay sonunda artık sırt üstü yatamadığımızdan dolayı bedenimizin sol ya da sağ tarafına doğru yatmaktan oluşan ağrıları azaltmaya yardımcı olur. Bir konuda hatırlatma yapmak isterim. Gece boyunca sağa doğru yatmaktan kaçınmalıyız. Bunun sebebi toplar damarı sıkıştırmamızdır. Sola doğru yatmaya çalışmalıyız. Pozu yaparken sağa ya da sola eğilirken yerde duran dirseğinizi bükebilir ya da düz tutabilirsiniz. Kalçalarınızın her ikisinin de yerde olmasına dikkat etmeliyiz. 

  • Çocuk pozu: Bu poz da hamilelik boyunca yapabileceğimiz; hem kasıkların açılması hem de omurganın rahatlatılması için gerekli pozlardandır. İlk 3 trimesterde olanlar ellerini ileri doğru uzatabilir ancak diğer 6 aylık dönemde olanların karınlarını sıkıştırmadan eller çenenin altında kalacak şekilde bu pozda kalmalarını öneririm.

  • Kedi ve inek pozu: Yine omurganın rahatlamasında en önemli pozlardan biridir. Öne ve arkaya bükülerek omurga her iki yönde esner ve uzar. Gece boyunca sıkışmış olan tüm enerjilerin açığa çıkmasına yardımcı olan bu poz hamilelik boyunca yapabileceğimiz bir pozdur.

  • Kelebek pozu: Yine hamilelerin vazgeçilmezi olan kelebek poz doğuma kadar her gün yapabileceğimiz, tamamen pelvis bölgemizin rahatlamasına yönelik ve normal doğuma hazırlayan bir pozdur. Ellerimizle ayaklarımızdan tutarken sırtımız dik bir şekilde oturun, dizleri yavaşça aşağı yukarı sallayın veya ellerinizi dizlerin üstüne koyarak kendinizi baskınızla sallayın.

  • Kalça eklemi esnetme pozu: Bu poz her ayda yapılabilecek bir pozdur. Kalçanın sağa ve sola esnetilmesi aynı zamanda omurganın da burgu olarak rahatlamasına neden olur. Bu poz aynı zamanda kuyruk sokumunu ve siyatik ağrısını da rahatlatır. Elleri kalçanın arkasına yerleştirerek dizleri önce sağa, sonra ortaya ve daha sonra sola yatırarak devam edebilirsiniz.

  • Ters köprü pozu: Bu pozda yine her 3 trimesterde yapabileceğiniz bir pozdur. Ters köprü pozunun en önemli etkisi belimizi güçlendirmesi ve kalçalarımızın esnetilmesine yöneliktir. Ellerimiz kalçanın gerisinde ve parmaklarımız kalçamıza dönük olmalı. Ayak tabanlarımızdan aldığımız güç ile bedenimizi yerden kaldırmak güçlenmemize yardımcı olacaktır.

Huzurlu bir hamilelik geçirmenizi sağlayan hamile yogası normal doğum yolunda ve bebeğinizin fiziksel ve mental olarak gelişiminde fayda sağlarken sağlıklı ve huzurlu bir bebek dünyaya getirmenize yardımcı olacaktır. Yaptığınız pozlar ile bebeğe giden kan akımını artar ve bebeğin daha iyi beslenmesi sağlanır. Alıp verilen nefesler ile bebeğe daha iyi oksijen gitmesi sağlanır. Yapılan meditasyon çalışmaları ile annenin de endişe ve korkulardan özgürleşerek bebek ile iletişime geçmesi sağlanır ki en önemli yapılma sebeplerinden biri budur.

Keyifli sürdüreceğiniz bir hamilelik dilerim hepimize…

 

İlginizi çekebilir: Alkali Su: Nedir, ne işe yarar, faydaları nelerdir?

Burcu Mısırlı: Üniversiteden sonra 10 sene boyunca çeşitli departmanlarda çalıştığım ve sonunu özel bankacılık ile getirdiğim bankacılık hayatıma son verdim. Uzun süreli bu yorucu tempodan sonra soluğu Los Angeles'da aldım. Bir süre burada yaşadıktan sonra çok uzak diyerek döndüm ve zaten çok yaşamak istediğim Londra'da yarı zamanlı yaşamaya başladım. ‘Hep derler ya; beyaz yakalıymış eskiden, bak şimdi yoga hocası olmuş’ İşte ben tam oyum, hayallerimin peşinden gidiyorum. 2015 senesinde Zeynep Aksoy ve David Cornwell’in Advayta Yoga hocalık eğitimine katılıp 200 saatlik eğitim sonunda Independent Yoga Network (IYN) onaylı uluslararası geçerliliği olan sertifikasını aldım. Okuduğum kitaplar, gittiğim seminerler ve yoga ile ilgili edindiğim deneyimlerimi de pratiğime ekleyip, bu bilgilerimi verdiğim çeşitli yerlerdeki derslerde öğrencilerime aktarırken aynı zamanda hem kendimin hem de öğrencilerimin yoga hakkındaki derinleşmemizi gözlemlemekten ve buradan aldığım geri bildirimlerden büyük haz duyuyorum. Aynı zamanda Norscraft markası altında geri dönüşüm malzemelerini kullanarak ürettiğim ahşap ve cam ile harmanlanmış çevreci vazolar da yapıyorum ve hayal etmeye devam ediyorum...

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale