X

Pusulanız kalbiniz olsun: Ona kulak vermeye cesaretiniz var mı?

Küçüklüğümden beri spiritüel konulara ilgiliydim ve ailede bu tarz konulara tek ben ilgi duyduğum için onlara göre hep biraz “uzaylı” kaldım. İlgi duyduğum ya da anlamaya çalıştığım konular, akranlarıma göre hep yabancı geldi. Dürüst olmak gerekirse, halen o küçük kız tarafından tetikleniyorum. Bu yaşamda yer kapladığım sürece tetiklenmeye ve her tetiklenmede Özde’ye biraz daha yaklaşmaya çalışacağım. (Neyse konumuz bu değil!)

Dünyanın en zor şeyi etrafımızdaki insanların ne düşündüğüne önem vermeden kendimiz olma pratiğinin hakkını vermek değil mi? Arkadaşlar, bir cümlede yazdım ama bunun hakkını vermenin öyle kolay olmadığını hepimiz biliyoruz.

Seneler önce ilk yoga dersine katıldığım anı hala hatırlıyorum. Bir şekilde kelimelerin kullanılmadığı o yerde çok güçlü çekim hissetmiştim. İlk temel yoga uzmanlık programını bitirmiş ve sanırım bir sene sonra yeniden başka bir uzmandan ikinci temel 200 saatlik temel yoga uzmanlık programını almaya karar vermiştim. Herkes ikinci temel 200 saatlik yoga uzmanlık programını almamı gereksiz buluyordu. Ama benim hissettiğim yine aynı çekimdi. Çok güçlü, net, belirgin, karşı duramadığım o akıştı.

Tam zamanlı işi bırakma hikâyem de yine bu akışın ürünüydü. Zihnin birçok korku dolu senaryosuna rağmen eyleme geçip güvenli alanımı bırakabilmiştim. Hayat, oradan buraya adım adım yürümeyi seçtiğim için beni şimdiye getirdi. Ama bir haberim var: Bazı bırakışlar, içinde birkaç geri dönüş barındırabilir ve bunda hiçbir sorun yok!

Yazı yazmak da, yoga dersi vermek de aynı çekim benim için. Yazarken kelimeleri seçen ya da belirleyen olmaya çalışmaktan ziyade onların akmasına izin veren kişi oluyorum. Zaten ortaya çıkmak isteyene aracılık ediyorum. O yüzden aramızda özel bir ilişki var… Aynısı ders verirken de geçerli. Farklı bedenleri, hikâyeleri görüp alan tutmayı ve önündeki, yanındaki, arkandaki ne der diye düşünmeden kendin olma pratiğini o yoga dersi içinde pratik ettirmek, yoga eğitmeni olarak en büyük ilhamım, evet…

Bir konuda, birine çekim hissedip onun sizi yönlendirmesine izin vermek cesaret işi değil mi? Çünkü biz insanlar, aslında hep hissetmekten kaçıyoruz. Asıl sorun, kaçtığımızı bilmeden kaçıyoruz. Bir noktada o kadar hissizleşiyoruz ki bir şeylere doğru çekildiğimizde bunu korku sanıyoruz. Ve sonra tüm film karışıyor.

Grup derslerinde ilk yoga dersi olanların (buna zaman zaman değişen psikolojileri de dâhil) beden dillerinde en çok gördüğüm şey çekingenlik, yanlış olduklarına ya da yapamayacaklarına dair inançları oluyor. İşte bu bölüm hatırlatmayı en çok sevdiğim yer, zira ben de hatırlamayı buradan öğrendim.

Geçen sene pandeminin en karanlık yerinde yoga stüdyosu açmaya karar verdiğimde yine etrafımdaki herkes bunun sağlıklı bir fikir olmadığını düşündü. Onlara göre batacak bir işe giriyordum ve herkes bana en kötü senaryo ile geliyordu. Arkadaşlar, etrafınızda böyle sesler duyarken yol almak inanın bana hiç kolay olmuyor. Ama yine hissettiğim aynı şeydi: Kararın çoktan belirdiği ve yolun oluştuğu olmuştu. Bu yola girmesem ne olurdu? Bilmiyorum ama hissettiğim çok net o çekimdi. Dürüst olmak gerekirse, beni derin bir düzlemde stüdyonun şifalandırdığını hissediyorum ama yine kelimelerle açıklamıyorum.

Ve bir süredir aynı çekimi Vedik Astroloji’ye karşı hissediyorum. Bu konuda da insanların dediklerini yazmayayım değil mi? İki aydır temel Vedik Astroloji eğitimi alıyorum ve yogadan sonra farklı bir konuda aynı öğrenme ve anlama iştahımın geri geldiğini hissediyorum. Aynı güçlü çekim! Ve bu sefer kendi haritamı yorumlamayı öğrenirken (çoğu zaman gördüklerim hoşuma gitmese de) neden bazı şeyleri yaşadığımı anlamaya başlıyorum. Arkadaşlar, 5000 yıllık bir sistem, çok derin ve detaylı, birçok harita var, bu yüzden anlamaya olan aşkım yogada nasıl farklı sistemlerle beslenerek hep sıcak kaldıysa, bu konuda da sıcak kalacağa benziyor.

Etrafımdaki herkes kafamı karıştırmaya başladığında hep aynı şeyi yapıyorum: Gerçekte olan ne? Ne yapmak istiyorum? Şu an hissettiğim gerçek mi? Bir şeyleri olması için orasından burasından çekiştiriyor muyum, yoksa çekiliyor muyum oraya/ona?

Sanırım hep yazdığım bir şey var: Kalpten çıkan kararlar suyun akışı gibidir. Başka yöne akması mümkün değildir. Yanılsamalar yüzünden başka türlü olabileceğine inanır, o yüzden burada elimizle kendi filmimizi karıştırıp dururuz.

Büyük bir itirafta bulunayım mı? Kendi Vedik haritama baktığımda yoga eğitmeni olmaktan başka yolumun olmadığını gördüm. Yani anlıyorum ki ruhumuz en derinde bizi şifalandıracağı şeye/şeylere doğru çekiliyor. Ve aslında çekim dediğimiz, öteden gelen, kalbimize inen bu yaşam pusulası! Dinlemek için Vedik haritası bilmemize gerek yok! Anbean çok şükür burada…

Asıl soru: Dinleyecek cesaretimiz var mı?

İlginizi çekebilir: Mutluluğu, nefesimize ve ana teslim olarak bulabilir miyiz?

Özde Çolakoğlu: Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ardından farklı uzmanlar ve stillerle çalışma şansı yakaladı. Bedende başlayan bu öğretiyi daha da derinleştirmek isteyen Çolakoğlu bu amaçla ilk temel yoga uzmanlık eğitimini 2012 yılında aldı. O zamandan itibaren farklı birçok eğitime katıldı ve katılmaya devam ediyor. Ocak 2018’de Yoga Alliance’ın E- RYT 500 Sertifikasını almaya hak kazandı. 2013 senesinden itibaren çeşitli yoga merkezlerinde ders vermeye başlayan Çolakoğlu, 2017 yılında Githa Yoga ekibine katıldı ve stüdyonun ana hocalarından biri oldu. Bu dönemde stüdyonun büyümesi için kurucu ekip ile birlikte çalıştı, atölyeler ve eğitimler verdi. Çolakoğlu, yoga uzmanlık programları düzenleyerek uzmanlar yetişiyor. 200 ve 300 saatlik temel ve ileri yoga uzmanlık programları ve kamplar düzenliyor. 2021’de bu mesleğini stüdyo sahipliğine dönüştürmüştür. Kadıköy, Moda’da kurulan, Yoga ve Ayurveda merkezi Goa Yoga’nın kurucu ortağıdır.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale