Özellikle son yıllarda doktora gidenlerden sıkça duyduğumuz bir cümle var: “Bir şeyin yok” dedi, “psikolojikmiş.” Hayatımızdaki psikososyal veya duygusal sorunları ifade edemeyip çözemedikçe dışarı çıkamayan tüm bu negatif yük kendini bedensel belirtilerle gösterir. İfade edilemeyen negatif duygular, telafi edilmemiş yoğun stres adeta yer değiştirerek kendini ağrılar, mide bulantıları, tansiyon gibi gösterebilir.
En çok bildiğimiz migren, fibromiyalji, cilt rahatsızlıkları (alerjiler, zona…) çoğunlukla psikosomatiktir. Bu gibi durumlarda genellikle hasta olduğumuzu düşünerek tıbbi yardım aramaya başlarız. Bazen ilaç yazılır, bazen de doktor psikiyatriye ya da psikoloğa sevk eder, çünkü tüm yakınmalar kaynağını fiziksel bir sorundan almaz.
İç dünyamızdaki sıkışıklık biz onu bastırdıkça, göremedikçe ya da yüzleşemedikçe kendini fiziksel olarak gösterir ki bu aslında iyidir. Bedeninizin sizi kurtarmak için verdiği sinyallerdir. Bu sinyaller de görmezden gelindiğinde, araştırmalar fiziksel yakınmalara, depresyon ve kaygı bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıkların da eklendiğini bize göstermektedir. Pek çok araştırmada, kronik yorgunluk, pelvik ağrılar, göğüs ağrısı, kronik sırt ağrısı, kulak çınlaması, irritabl bağırsak sendromu gibi tıbben açıklanamayan belirtileri olan vakaların 2/3’ünde tekrarlayan majör depresif bozukluk öyküsüne rastlanmıştır.
Duygular ne zaman fiziksel bir soruna neden olabilir?
Diyelim ki iş yerinde istemediğiniz bir olay yaşadınız, patronunuza öfkelendiniz, fakat öyle bir an ki hiçbir şey söylemiyorsunuz. Ağzınızdan tek bir kelime çıkmasa da, zihninizde düşünceler konuşmaya devam ediyor, gittikçe öfkeleniyorsunuz. Öfkelendikçe istemsiz çenenizi sıkıyor, belki ellerinizi sıkıyor ya da olduğunuz yerde masanıza kapanıyorsunuz. Her iş yerine gittiğinizde patronunuzu görme ihtimaliniz bile öfkeyi hatırlatıyor ve tekrar çeneniz kasılıyor, yüzünüz asılıyor ve tüm günü masanıza kapanıp çalışarak geçiriyorsunuz. Eve gidip oturduğunuz an bedeninizde yoğun bir ağrı hissedersiniz ve bu durum devam ettikçe o ağrılar kronikleşerek sağlık sorunlarına neden olur.
Bazı durumlarda elimiz kolumuz bağlı gibi hissederiz, içimizdeki ses sürekli bize negatif şeyler söylemeye devam etse de, dışarıdan bakıldığında hayatımıza hiçbir sorun yokmuş gibi devam etmeye çalışırız. Kendi hissettiklerimizi ya da gerçek gücümüzü yok sayıp değersizleştirmek adeta vücudumuza zararlı bir mikrop almışız gibi bir etkiye yol açar. Negatif bir duygu ya da bir düşünce tekrar tekrar iç sisteminize saldırdığında negatifi atmanın yolunu bulamazsanız bir mikrop gibi sizi hasta eder ve bunu bedeniniz hastalıklar yoluyla atmaya çalışır. Tabii bunun daha ağrılı olduğu kaçınılmaz bir gerçek.
Negatif duygu ve düşüncelerden hastalığa dönüşmeden nasıl kurtulabiliriz?
Tüm bu ağrılar sizde mevcut olabilir ya da doktora gidip siz de psikiyatriste-psikoloğa yönlendirilmiş olabilirsiniz. Çözüm için bilin ki geç değil. Öncelikle yapmanız gereken şey hangi durumda hangi duyguları hissettiğinizi fark etmektir. Bunun için bedeninizden yardım alabilirsiniz. İçinizde bir ağırlık hissettiğinizde, kalbiniz sıkıştığında ya da başınız ağrıdığında sanki ne oluyor gibi? Sıkışmış, bunalmış ya da belki çaresiz hissediyorsunuz, belki tüm bunlar sizi öfkelendiriyor, belki üzüyor. Tüm bu hissettiklerini yazı yazarak dışarı vurmanız mümkün. Kalemi kağıttan kaldırmadan ve kendinizi acaba bu düşündüklerim doğru mu diye sorgulamadan yazın.
İçinizde birikenler ortaya çıktığında ikinci adım tüm bu duyguların ne zaman ve ne sıklıkta ortaya çıktığını tespit etmek. Belki hep aynı yerde ya da hep aynı kişide ortaya çıkıyor, şimdi bunu keşfetme zamanı.
Üçüncü adımda ise kendinize güvenli alternatif yollar bulmak için kollarımızı sıvıyoruz. Biriken öfkemizi spor yaparak atabilir, söyleyemediklerimizi yazabilir ya da kendinize çözüm yolları üretebilirsiniz. Çözüm yolu bulamadığınızda ve yardıma ihtiyaç duyduğunuzda profesyonel destek almayı unutmayın.
İlginizi çekebilir: Bedeninizin yardım çağrısı: Stresin henüz farkına varmamış olabileceğiniz fiziksel göstergeleri