X

Psikolojinin rock starı Freud açıklıyor: Hiç de mantıklı değiliz

Sigmund Freud adını duymayanımız yoktur. Psikoloji tarihinde başka birçok önemli kişi olmasına rağmen isimleri çoğu kişi tarafından bilinmez ama Freud hemen herkes tarafından bilinir. Freud’un düşünceleri öylesine etkili olmuş ki, ölümünden 40 yıl sonra Newsweek dergisi “20. yüzyıl düşüncesini onsuz hayal etmek çok zor olacaktır” şeklinde bir yorum yapmış. Freud o kadar popüler ki, sonuncusu ölümünden 60 yıl sonra olmak üzere, tam üç defa Time dergisine kapak olmuş. Freud kendimizle ilgili düşünme şeklimizi temelden değiştiren sayılı kişilerden.

Freud bütün tarih içerisinde insan egosuna yönelik üç büyük şok olduğunu söylüyor. Bunlardan ilki dünyanın evrenin merkezinde olmadığının, güneşin etrafında dönen alelade pek çok gezegenden biri olduğunun keşfi. İkincisi ise Darwin’in, insanın yaratılış itibariyle ayrıcalıklarla donatılmış, kendine özgü ayrı bir tür olmadığını, sadece gelişmekte olan daha yüksek düzeyli bir hayvan formu olduğunu göstermesi. İnsanlık için üçüncü şok da bizzat Freud’un şu sözleriyle geliyor: “Sanıldığı gibi hayatımızın rasyonel idarecileri değiliz. Aksine farkında olmadığımız bilinçaltı güçler tarafından kontrol ediliyoruz.

Ben küçükken televizyonda sürekli yayınlanan Dr. Jekyll ve Mr. Hyde diye bir çizgi film vardı. 1889’da yayınlanan bu roman, o dönem Avrupası’nın ruhunu çok iyi yansıtıyor. Freud’un gençlik günlerini yaşadığı o yıllarda bilinçaltı fikri Avrupa’da çok popülerdi. O kadar popülerdi ki halkın da çok ilgisini çekiyordu ve bu dönemde bilinçaltı ile ilgili pek çok kitap basılmıştı. Bilinçdışı güçlerin kişinin rasyonel varlığını bastırabileceği ve üstün geleceği düşüncesi en sonunda popüler yazında yer aldı. Günümüzde oldukça iyi bilinen Dr. Jekyll ve Mr. Hyde adlı roman da tam olarak bilinçdışı güçlerin etkisine giren bir doktorun öyküsünü anlatıyor. Günlük yaşamında oldukça iyi bir doktor olan Dr. Jekyll, bir gün gizemli bir iksir içer. İçtiği bu iksir onun her türlü kötülüğü taşıyan farklı bir yanını, Mr. Hyde’ı ortaya çıkarır. Bu alt-benlik, Mr. Hyde, ahlak dışı olmayı o kadar arzular ki zamanla ahlaklı, dürüst ve rasyonel benliği, Dr. Jekyll’ı tüketir.

Aslında insan doğasına yakından baktığımızda Mr. Hyde’ın da Dr. Jekyll’ın da tamamen hayal ürünü olmadığını görüyoruz. Freud bu düşünceyle zihni iki bölüme ayırıyor: Bilinç ve bilinçaltı. Freud’un buzdağına benzettiği bu bütünde bilinç, buzdağının suyun üstünde kalan ve tüm kişiliğimizin görünen ama önemsiz kısmını oluşturuyor. Suyun altındaki büyük kısım olan bilinçaltı ise tüm insan davranışlarının arkasındaki dürtüsel güçleri kapsıyor. Bu dürtüler tamamen yaşamaya yani hayatta kalmaya yönelik. Açlık, susuzluk, cinsellik gibi dürtüler yaşamsal dürtüler iken, bunun tam tersi yıkıcı dürtüler de var. Bu yıkıcı dürtüler ise saldırganlık, düşmanlık ve nefret. Saldırganlık ve düşmanlık da insan doğasında cinsellik kadar önemli bir güç.

Buraya kadar anlattıklarımın insan doğasına ilişkin hiç de iç açmadığını biliyorum. Freud’un insan doğasına ilişkin, bilinçaltı güçler tarafından yönetildiğimiz savı, hayatımızla ilgili kararları kendi irademizle ve mantıklı bir şekilde verdiğimiz düşüncesine inanmamızı zorlaştırıyor. Bu noktada akla şu sorular geliyor: Bizler gerçekten de cinsellik ve saldırganlık gibi hayatta kalmaya yönelik bilinçaltı güçler tarafından yönetilen varlıklar mıyız? Madem bilinçaltı bir yerde hayatta kalmamızı sağlıyor, öyleyse bilinçaltı tamamen kötü bir şey mi? Bilinçaltının tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz ama belli ki hayatta kalmamız noktasında işe yarıyor. Ve yakın zamanda yapılan nörobilim çalışmaları gösteriyor ki bilinçaltı kararlarımız, mantıklı olduğunu düşündüğümüz bilinçli kararlardan (tabi varsa) daha hayat kurtarıcı olabiliyor.

Büyük bir fabrika yangınında onlarca itfaiye eri yangına müdahale ediyordu. Ancak itfaiye şefi, yanan fabrikaya giren itfaiye erlerinin hemen dışarı çıkmasını emretti. Erlerin alelacele dışarı çıkarılmasından saniyeler sonra yanan fabrikada büyük bir patlama oldu. Kimse itfaiye şefinin nasıl olup da patlama olacağını fark ettiğini ve erlerin hayatını nasıl kurtardığını anlamadı. Bu soru kendisine sorulduğunda nedenini o da bilmiyordu. Uzmanlar bilinç düzeyinde herhangi bir sonuca ulaşamayınca durumu açıklamak için hipnoz yoluyla itfaiye şefinin bilinçaltına ulaştı. Bu araştırmaların sonucunda, itfaiye şefinin 20 sene önce benzer bir yangına müdahale ederken belli belirsiz bir koku duyduğu ve hemen sonrasında büyük bir patlamanın meydana geldiği anlaşıldı. İşte aynı kokuyu bu fabrika yangınında da duymuş ve tüm itfaiye erlerini patlamadan hemen önce dışarı çıkararak hayatlarını kurtarmıştı. Bilinç sayesinde ortaya çıkmayan, itfaiye şefinin hatırlamadığı, ancak sezgisel olarak ulaştığı bu bilgi hayat kurtarmıştı.” (Blink, s.9).

Hayatımız boyunca bize bilinçli ve mantıklı olmamız yönünde telkinde bulunuluyor. Duygularla hareket etmenin zayıflık olduğu, mantıklı ve stratejik olmamız gerektiği söyleniyor. Ancak yakın zamanda yapılan nörobilim araştırmaları, hayatın doğrusal (neden-sonuç ilişkisi içinde) değil, döngüsel olduğunu ve davranışlarımızın çok önemli bir kısmının bilinçaltından yönetildiğini ortaya koydu. Davranışlarımızın ve kararlarımızın bilinçaltında şekillendiği gerçeği bazı varsayımların geçerliliğini de sorgulattı. Örneğin ekonomi bilimi, insanların mantıklı olduğu ve bir ürünün fiyatının düşünce satışının artacağı varsayımına dayanırken, durumun aslında hiç de öyle olmadığı görüldü. Gerçek şu ki bir ürünün fiyatının düşmesi o üründe bir sorun olduğu algısı yaratıyor ve insanlar tarafından tercih edilmiyor. Psikoloji açısından baktığımızda, insanlar sorunlarının farkında olsalar bile bazen onları çözmek istemiyorlar. Örneğin sigaranın sağlığa zararlı olduğunu biliyor, ancak bırakamıyorlar. Çünkü bilinç düzeyinde bir şeyin zararlı olduğunu bilmek, bilinçaltında o sorunun neye karşılık geldiğini çözmüyor. Yani bir şeyin doğrusunu ve mantıklı açıklamasını bilmek, değişimi sağlamıyor. İhtiyacımız olmayan bir sürü şeyi aldıktan sonra, “ama indirimdeydi” gibi açıklamalarla davranışımızı mantığa büründürmemiz, bunun aslında bilinçaltındaki bir ihtiyacı doyurmak için -başka bir deyişle kaygımızı dindirmek için- verdiğimiz duygusal bir karar olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Tamamen bilinçaltı güçler tarafından yönlendirilen hiç de mantıklı olmayan varlıklar mıyız henüz kesin bir şey diyemeyiz. Ancak bilinçaltının günlük kararlarımız üzerindeki etkisini de göz ardı edemeyiz. Satın alma davranışından, eğitim, iş ve eş seçimine kadar bir çok konuda bilinçaltımız işbaşında görünüyor. Yaşamsal dürtüler kadar, yıkıcı görünen ama yine hayatta kalmaya yönelik olan saldırganlık dürtüsünün davranışlarımıza önemli derecede yön verdiğini, bütün bunların yanında, bilinçaltından gelen kararlarımızın nasıl hayati olabildiğini de görüyoruz. Ve tüm bunlar aklıma tek bir şeyi getiriyor: “Yine haklı çıktın Freud.

Yazımı Aerosmith’in şu şarkısıyla bitireyim…

Bir psikolojik danışmandan profesyonel destek almak isterseniz ayselkeskin2004@yahoo.com vasıtasıyla bana ulaşabilirsiniz. Sevgiyle kalın…

Kaynaklar:

Blink. Düşünmeden düşünebilmenin gücü. Malcolm Gladwell. MediaCat.
Modern Psikoloji Tarihi. Duane P. Schultz & Sydney Ellen Schultz. Kaknüs Yayınları.

İlginizi çekebilir: İnsanlar neden bu kadar tuhaf: Karen Horney’e göre nevrotik eğilimler

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale