Psikolojik rahatsızlıklara travma perspektifinden bakmak: EMDR terapisi
Bu hafta, oldukça yaygınlaşan ve benim de kullandığım bir terapi yöntemi olan EMDR (Eye Movement Desensitization And Reprocessing) terapisinden bahsetmek istiyorum.
EMDR yani Türkçe açılımıyla “Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme”, travmaya maruz kalmış bireylerin tedavisinde kullanılmak üzere Francine Shapiro (1989) tarafından geliştirildi. Daha sonra, diğer psikolojik rahatsızlıklara da travma perspektifinden bakılması ile birlikte, farklı problemleri de tedavi etme amacıyla yeniden yapılandırıldı. Türkiye’de ise, 1999 yılında olan Marmara depreminin ardından yurt dışından gelen ekibin Türk psikologlara bu yöntemi öğretmesi ile birlikte kullanılmaya başlandı.
EMDR terapisi nasıl işler?
EMDR terapisi, Adaptif Bilgi İşleme Modelini temel alarak oluşturulmuştur. Bu modele göre beynimiz, her yaşadığımız şey ile ilgili edindiğimiz bilgiyi işler ve işlevsel bir biçime sokar. Bu anılar; duygu, düşünce, beden duyumu, ses ve hatta koku gibi bilgilere göre oluşur ve ilgili anı ağı ile bütünleşir. Örneğin, eğer naftalin kokusu aldığınızda anneannenizin evi aklınıza geliyorsa, naftalin kokusuyla birlikte ilgili anı ağının harekete geçtiğini söyleyebiliriz.
Aslında birçok psikoterapi modeli bu bütünleşmeyi farklı bir ekolü temel alarak açıklar. EMDR terapisinin de psikodinamik, bilişsel ve davranışsal yaklaşım gibi farklı yaklaşımların öğelerini bir araya getiren bir terapi yöntemi olduğunu söyleyebiliriz.
Adaptif Bilgi İşleme Modeline göre, kişi için baş etmesi zor, travmatik olaylar işlevsel biçimde depolanmaz. Baş etmesi zor durum eşliğinde gelen yeni bilgi, anı ağı ile bütünleşemez ve sonucunda duygu, düşünce ve davranış olarak rahatsızlıklar ortaya çıkar. Yaşanılan olumsuz olaylar ile birlikte, travmatik anı ağı tetiklendiğinde kişinin yaşamı olumsuz etkilenir. Uyku problemi, yeme problemi gibi fiziksel belirtiler, öfke, kaygı gibi duygusal belirtiler görülebilir.
EMDR terapisi, fizyolojik temelli bir terapi yöntemidir. Beyin, deneyimleri ve bunlardan gelen bilgileri REM uykusu esnasında işler. Çalışma sırasında anının bütünleşmesi amacıyla REM uykusundaki aktivasyon temel alınarak çift taraflı uyarım yapılır.
Travma perspektifinden bakıldığında; sadece deprem, sel gibi doğal afetler, terör, savaş veya taciz, tecavüz gibi olaylar değil iş yerinde, okulda yaşanan bir başarısızlık, birinin yaptığı bir hareket, bir kavga gibi olayların da etkisi travmatik olabilir. Aynı zamanda, erken çocukluk döneminde, hatta anne karnında yaşanan travmalar da yetişkinlik yaşamını etkileyebilir. Buna göre, kişinin güncel hayatta yaşadığı olayların, eski travmaları tetiklemesi söz konusudur. Bu yüzden fobi, sunum yaparken kaygı, dikkat problemleri (çocuk ve yetişkinlerde), ilişki problemleri gibi bir çok sorunun arkasında çoğu zaman travma olabilir.
Araştırmalar, depresyon, kaygı bozukluğu, fobi, obsesyon, psikolojik kökenli bedensel ağrılar ve dikkat eksikliği gibi bir çok konuda EMDR terapisinin etkili olduğunu göstermektedir.
Dolayısıyla EMDR terapisinde Adaptif Bilgi İşleme Modeli temel alınarak travma perspektifinden bakılır ve bilginin/deneyimin yeniden adaptif bir şekilde depolanması hedeflenir. Anının yeniden işleme yoluyla duyarsızlaştırılması ile rahatsızlıklar azalır veya ortadan kalkar.
Kaynak: emdr-tr.org