X

Psikolojik danışma nedir: Neden psikolojik danışmanlık almalısınız?

Yaşamımda değişiklik yapmak istiyorum ancak nereden başlayacağımı bilmiyorum.
İnsanlarla birlikte olmak istiyorum ama nasıl yakın ilişkiler kurabileceğimi bilmiyorum.
Anne ve babamın sıklıkla birçok işi doğru dürüst yapamadığımı söylediklerini hatırlıyorum.
Korktuğum, bunaldığım ve kendimi yalnız hissettiğim zamanlar iyi hissetmek için çok fazla yemek yiyorum.
Bazen geceleri çok yoğun kaygı duyuyorum. Ölüyormuşum hissine kapılıyorum.
Yaşamımı boşa harcadığım, başarısız olduğum ve başkalarını üzdüğüm için sıklıkla suçlu hissediyorum. Böyle zamanlarda kendimi gerçekten çökkün hissediyorum.” 
Başkalarıyla eşit ve değerli olduğumu hissetmek istiyorum. Varoluşumdan dolayı sürekli özür diler gibi bir tutum içinde olmak istemiyorum.” 
Gerçekten değişmek istiyorum. Başarısız biri olmak istemiyorum.
Kendi olumlu özelliklerimi görmek ve kendimi daha iyi hissetmek istiyorum.

Yukarıda saydığım iç seslerden birine veya birkaçına uzun zamandır sahipseniz, psikolojik danışma almanızın zamanı gelmiş olabilir. Psikolojik danışma/psikoterapi son yıllarda oldukça hızlı gelişen ve kabul gören bir meslek haline geldi. Tabii bunda izlediğimiz dizi ve filmlerin de etkisi büyük. Psikolojik danışma, YÖK tarafından onaylanmış 4 yıllık örgün psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimini tamamlamış psikolojik danışmanlarca verilen bir hizmet. Yani başka bir bölümden mezun olup yüksek lisansını psikolojik danışma veya psikoloji bölümünde yapmak, o kişiyi psikolojik danışman veya psikolog yapmaz. Psikolojik danışma sürecine başvuran kişi sanıldığı gibi hasta olarak nitelendirilmiyor, danışan olarak nitelendiriliyor.

Literatüre baktığımızda birçok psikolojik danışma tanımı görüyoruz. Shertzer ve Stone psikolojik danışmayı, bireysel ve grup olarak kişisel problemleri çözmek için başvurulan bir iyileştirme yöntemi olarak tanımlıyor. Mowrer’e göre psikolojik danışma, tamamen bilinç alanında olan çelişkilerin yarattığı normal kaygılardan şikayetçi bir bireye uzman (psikolojik danışman) tarafından yapılan bir yardım. Tan’a göre psikolojik danışma süreci, öğrenilmiş yanlış davranışların bozulup bireyin yeniden eğitilmesine yönelik bir eğitim süreci.

Bu süreç bireyin belli yönlerine yoğunlaşarak destekleyici ve kişiliği baştan onarıcı, problemin geçmişine ve köklerine inecek şekilde analitik, bireyin duygularını deşen, heyecanlarına ağırlık veren, bilinçaltını ortaya çıkarak problemin köklerini bulan bir süreç. Hatta Tan’a göre problem belki de bireyin çocukluk yıllarına kadar inerek kökleşmiş ve yaygınlaşmış olduğu için bireyde nevrotik bir durum yaratmış olabilir. (Nevrotik; özellikle güvensizlik, kaygı, nefret ve huzursuzluk gibi duyguların insan üzerinde birikmesi, genel anlamıyla bir duygu durum bozukluğu.) Lewis de psikolojik danışmanın yetersizliklerin ve zayıflıkların giderilmesine, psikolojik danışmanın ise olumlu güçlerin geliştirilmesine odaklandığını ileri sürüyor. Psikolojik danışma bireyi şimdiki zamanda olduğu gibi kabullenerek geleceğe yönelik ele alıyor.

Psikoloji resmi olarak kurulduğu 1879 yılından 1960’lı yıllara kadar tıp doktorlarının ve fizyologların hakimiyetindeydi ve patoloji (hastalık) odaklıydı. Psikolojik yardımı veren kişiler ağırlıklı olarak tıp doktoruydu ve bu nedenle psikoterapi ve psikolojik danışma birbirinden farklı kavramlar olarak görülüyordu. Ancak 1960’lı yıllarda hümanist (insancıl) yaklaşımın yaygınlaşması ile bu ayrım ortadan kalktı. İnsan ilişkilerine ve karşılıklı etkileşime dayanan psikolojik yardım çabaları artık amaç ve yaklaşım açısından iç içe girmiş durumda. Günümüzde psikoterapi ve psikolojik danışma kavramları aynı anlamda kullanılıyor.

Hümanistik psikolojinin kurucusu Carl Rogers psikolojik danışma ve psikoterapiyi eş anlamda kullanarak bir ayrım yapmıyor ve şöyle tanımlıyor: Psikolojik danışma, terapist ile kurulan ilişkinin verdiği güven havası içinde ben yapısının yumuşaması, daha önceden inkar edilmiş olan yaşantıların algılanması ve değişen benlik yapısına katılma sürecidir. Shertzer ve Stone da psikolojik danışmayı, temelde kişinin kendi kendine yetmesini sağlamak için kişide var olan potansiyeli ortaya çıkarmasına yardım eden bir süreç olarak tanımlıyor.

Kısaca psikolojik danışma, psikolojik danışman ve danışan arasında sürdürülen bir öğrenme etkileşimi. Psikolojik danışma normal bireylerle ilgileniyor ve danışanlara kendilerini anlama ve kabul etme, böylece kendilerini gerçekleştirmede yardımcı olmayı amaçlıyor. Genel olarak psikolojik danışma/psikoterapi, psikoloji biliminin insan davranışları ve temelde yatan nedenleri, kişilik yapısının gelişmesi ve bozulması gibi konularda ortaya koyduğu bilimsel bilgi, deney ve kavramlardan yararlanıyor.

Hangi durumlarda psikolojik danışmanlık alınmalıdır?

  • Sebebi belli olmayan duygusal bir bıkkınlık ve çökkünlük hissediyorsanız,
  • Gelecekle ilgili, kaygı, karamsarlık ve umutsuzluk duygularınız yoğunsa,
  • Bir aydan uzun süren uyku bozukluğunuz ve geçmeyen beden ağrılarınız varsa,
  • Yeme eylemini kontrol edemiyor, bir türlü kilo veremiyorsanız veya çok hızlı kilo kaybettiyseniz,
  • Kontrol edemediğiniz öfke ve panik krizleriniz varsa,
  • Ailenizdeki kişilerle ve diğer insanlarla ilişkileriniz kötü durumdaysa,
  • Kendinize güveniniz düşükse ve kendinizi geliştirmek istiyorsanız,
  • Çok yoğun değersizlik ve yetersizlik duyguları hissediyorsanız,
  • Olumsuz düşünceler zihninizde dönüp duruyorsa,

Psikolojik danışmanlık almanız gerekir.

Kimler psikolojik danışma hizmeti verebilir?

Psikolojik danışma ve terapi yetkinliği ile ilgili olarak da Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği şu açıklamayı yapıyor:

Psikolojik danışma sağlık alanında bir ruh sağlığı uzmanlığıdır. Bilindiği üzere psikolojik danışma ve terapi hizmetini verme yetkinliğini lisans eğitiminde yalnızca Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) bölümü sağlamaktadır. Mevzuat açısından psikolojik danışman meslek tanımının ve kapsamının belirlenmiş olmasının yanında akademik açıdan da Türkiye Yeterlilikler Çerçevesince yeterlilikleri belirlenmiştir. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (Türk PDR Der) olarak psikoterapist yetkinlikleri arasında lisans eğitiminin ve diplomanın öneminin farkındayız. Ancak unutulmaması gerekir ki diploma dışında psikolojik danışma yapmak için kurs, sertifika, tezli-tezsiz yüksek lisans vb. faaliyetler psikolojik danışma/psikoterapi yetkinliği kazandıramaz…

Yukarıdaki yasal dayanaklar: Psikolojik danışma ve rehberlik lisans programı ders içeriği, Yüksek öğretim Kurulu Kararları ve Akademik programı, bilimsel literatür, Psikolojik danışma ve rehberlik lisans programı mezunlarının Adalet bakanlığı pedagog kadrosu, Milli Eğitim Bakanlığı 31213 sayılı Rehberlik ve psikolojik Danışma ve rehberlik Yönetmeliği hizmet içeriği, Sağlık bakanlığı ilgili hizmet tanımları ve Türk silahlı kuvvetler kapsamında görev tanımlarına bakıldığında Sağlık alanında ruh sağlığı hizmeti verme yetkinliği ile mezun olan ve kamu özel sektörde Ruh sağlığı alanında görev yaptığı yasal hukuki ve bilimsel olarak açık olarak görülmektedir.

Yukarıda bahsetmiş olduğum konularla ilgili bir psikolojik danışmandan destek almak isterseniz, süreçle ilgili bilgilendirme için ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresine yazarak bana ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgiyle kalın.

Kaynaklar:

Karahan, F. & Sardoğan, M.E. (2004). Psikolojik danışma ve Psikoterapide Kuramlar. Samsun: Deniz Kültür Yayınları.
Rogers, C. R. (1951). Client-Centered Therapy, Boston: Houghton Mifflin Company.
Shertzer, B. & Stone, S. C. (1974). Fundamentals of Counseling, 2. Ed. Boston: Houghton Mifflin Company.
Tan, H. (1986). psikolojik Yardım İlişkileri: Danışma ve Psikoterapi, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.

İlginizi çekebilir: Olumsuz düşünceler sizi ele geçirdiyse: Psikolojik danışmanlık size nasıl yardımcı olur?

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale