Psikolojik danışma nedir: Neden psikolojik danışmanlık almalısınız?
“Yaşamımda değişiklik yapmak istiyorum ancak nereden başlayacağımı bilmiyorum.”
“İnsanlarla birlikte olmak istiyorum ama nasıl yakın ilişkiler kurabileceğimi bilmiyorum.”
“Anne ve babamın sıklıkla birçok işi doğru dürüst yapamadığımı söylediklerini hatırlıyorum.”
“Korktuğum, bunaldığım ve kendimi yalnız hissettiğim zamanlar iyi hissetmek için çok fazla yemek yiyorum.”
“Bazen geceleri çok yoğun kaygı duyuyorum. Ölüyormuşum hissine kapılıyorum.”
“Yaşamımı boşa harcadığım, başarısız olduğum ve başkalarını üzdüğüm için sıklıkla suçlu hissediyorum. Böyle zamanlarda kendimi gerçekten çökkün hissediyorum.”
“Başkalarıyla eşit ve değerli olduğumu hissetmek istiyorum. Varoluşumdan dolayı sürekli özür diler gibi bir tutum içinde olmak istemiyorum.”
“Gerçekten değişmek istiyorum. Başarısız biri olmak istemiyorum.”
“Kendi olumlu özelliklerimi görmek ve kendimi daha iyi hissetmek istiyorum.”
Yukarıda saydığım iç seslerden birine veya birkaçına uzun zamandır sahipseniz, psikolojik danışma almanızın zamanı gelmiş olabilir. Psikolojik danışma/psikoterapi son yıllarda oldukça hızlı gelişen ve kabul gören bir meslek haline geldi. Tabii bunda izlediğimiz dizi ve filmlerin de etkisi büyük. Psikolojik danışma, YÖK tarafından onaylanmış 4 yıllık örgün psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimini tamamlamış psikolojik danışmanlarca verilen bir hizmet. Yani başka bir bölümden mezun olup yüksek lisansını psikolojik danışma veya psikoloji bölümünde yapmak, o kişiyi psikolojik danışman veya psikolog yapmaz. Psikolojik danışma sürecine başvuran kişi sanıldığı gibi hasta olarak nitelendirilmiyor, danışan olarak nitelendiriliyor.
Literatüre baktığımızda birçok psikolojik danışma tanımı görüyoruz. Shertzer ve Stone psikolojik danışmayı, bireysel ve grup olarak kişisel problemleri çözmek için başvurulan bir iyileştirme yöntemi olarak tanımlıyor. Mowrer’e göre psikolojik danışma, tamamen bilinç alanında olan çelişkilerin yarattığı normal kaygılardan şikayetçi bir bireye uzman (psikolojik danışman) tarafından yapılan bir yardım. Tan’a göre psikolojik danışma süreci, öğrenilmiş yanlış davranışların bozulup bireyin yeniden eğitilmesine yönelik bir eğitim süreci.
Bu süreç bireyin belli yönlerine yoğunlaşarak destekleyici ve kişiliği baştan onarıcı, problemin geçmişine ve köklerine inecek şekilde analitik, bireyin duygularını deşen, heyecanlarına ağırlık veren, bilinçaltını ortaya çıkarak problemin köklerini bulan bir süreç. Hatta Tan’a göre problem belki de bireyin çocukluk yıllarına kadar inerek kökleşmiş ve yaygınlaşmış olduğu için bireyde nevrotik bir durum yaratmış olabilir. (Nevrotik; özellikle güvensizlik, kaygı, nefret ve huzursuzluk gibi duyguların insan üzerinde birikmesi, genel anlamıyla bir duygu durum bozukluğu.) Lewis de psikolojik danışmanın yetersizliklerin ve zayıflıkların giderilmesine, psikolojik danışmanın ise olumlu güçlerin geliştirilmesine odaklandığını ileri sürüyor. Psikolojik danışma bireyi şimdiki zamanda olduğu gibi kabullenerek geleceğe yönelik ele alıyor.
Psikoloji resmi olarak kurulduğu 1879 yılından 1960’lı yıllara kadar tıp doktorlarının ve fizyologların hakimiyetindeydi ve patoloji (hastalık) odaklıydı. Psikolojik yardımı veren kişiler ağırlıklı olarak tıp doktoruydu ve bu nedenle psikoterapi ve psikolojik danışma birbirinden farklı kavramlar olarak görülüyordu. Ancak 1960’lı yıllarda hümanist (insancıl) yaklaşımın yaygınlaşması ile bu ayrım ortadan kalktı. İnsan ilişkilerine ve karşılıklı etkileşime dayanan psikolojik yardım çabaları artık amaç ve yaklaşım açısından iç içe girmiş durumda. Günümüzde psikoterapi ve psikolojik danışma kavramları aynı anlamda kullanılıyor.
Hümanistik psikolojinin kurucusu Carl Rogers psikolojik danışma ve psikoterapiyi eş anlamda kullanarak bir ayrım yapmıyor ve şöyle tanımlıyor: Psikolojik danışma, terapist ile kurulan ilişkinin verdiği güven havası içinde ben yapısının yumuşaması, daha önceden inkar edilmiş olan yaşantıların algılanması ve değişen benlik yapısına katılma sürecidir. Shertzer ve Stone da psikolojik danışmayı, temelde kişinin kendi kendine yetmesini sağlamak için kişide var olan potansiyeli ortaya çıkarmasına yardım eden bir süreç olarak tanımlıyor.
Kısaca psikolojik danışma, psikolojik danışman ve danışan arasında sürdürülen bir öğrenme etkileşimi. Psikolojik danışma normal bireylerle ilgileniyor ve danışanlara kendilerini anlama ve kabul etme, böylece kendilerini gerçekleştirmede yardımcı olmayı amaçlıyor. Genel olarak psikolojik danışma/psikoterapi, psikoloji biliminin insan davranışları ve temelde yatan nedenleri, kişilik yapısının gelişmesi ve bozulması gibi konularda ortaya koyduğu bilimsel bilgi, deney ve kavramlardan yararlanıyor.
Hangi durumlarda psikolojik danışmanlık alınmalıdır?
- Sebebi belli olmayan duygusal bir bıkkınlık ve çökkünlük hissediyorsanız,
- Gelecekle ilgili, kaygı, karamsarlık ve umutsuzluk duygularınız yoğunsa,
- Bir aydan uzun süren uyku bozukluğunuz ve geçmeyen beden ağrılarınız varsa,
- Yeme eylemini kontrol edemiyor, bir türlü kilo veremiyorsanız veya çok hızlı kilo kaybettiyseniz,
- Kontrol edemediğiniz öfke ve panik krizleriniz varsa,
- Ailenizdeki kişilerle ve diğer insanlarla ilişkileriniz kötü durumdaysa,
- Kendinize güveniniz düşükse ve kendinizi geliştirmek istiyorsanız,
- Çok yoğun değersizlik ve yetersizlik duyguları hissediyorsanız,
- Olumsuz düşünceler zihninizde dönüp duruyorsa,
Psikolojik danışmanlık almanız gerekir.
Kimler psikolojik danışma hizmeti verebilir?
Psikolojik danışma ve terapi yetkinliği ile ilgili olarak da Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği şu açıklamayı yapıyor:
“Psikolojik danışma sağlık alanında bir ruh sağlığı uzmanlığıdır. Bilindiği üzere psikolojik danışma ve terapi hizmetini verme yetkinliğini lisans eğitiminde yalnızca Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) bölümü sağlamaktadır. Mevzuat açısından psikolojik danışman meslek tanımının ve kapsamının belirlenmiş olmasının yanında akademik açıdan da Türkiye Yeterlilikler Çerçevesince yeterlilikleri belirlenmiştir. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (Türk PDR Der) olarak psikoterapist yetkinlikleri arasında lisans eğitiminin ve diplomanın öneminin farkındayız. Ancak unutulmaması gerekir ki diploma dışında psikolojik danışma yapmak için kurs, sertifika, tezli-tezsiz yüksek lisans vb. faaliyetler psikolojik danışma/psikoterapi yetkinliği kazandıramaz…
Yukarıdaki yasal dayanaklar: Psikolojik danışma ve rehberlik lisans programı ders içeriği, Yüksek öğretim Kurulu Kararları ve Akademik programı, bilimsel literatür, Psikolojik danışma ve rehberlik lisans programı mezunlarının Adalet bakanlığı pedagog kadrosu, Milli Eğitim Bakanlığı 31213 sayılı Rehberlik ve psikolojik Danışma ve rehberlik Yönetmeliği hizmet içeriği, Sağlık bakanlığı ilgili hizmet tanımları ve Türk silahlı kuvvetler kapsamında görev tanımlarına bakıldığında Sağlık alanında ruh sağlığı hizmeti verme yetkinliği ile mezun olan ve kamu özel sektörde Ruh sağlığı alanında görev yaptığı yasal hukuki ve bilimsel olarak açık olarak görülmektedir.”
Yukarıda bahsetmiş olduğum konularla ilgili bir psikolojik danışmandan destek almak isterseniz, süreçle ilgili bilgilendirme için [email protected] eposta adresine yazarak bana ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgiyle kalın.
Kaynaklar:
Karahan, F. & Sardoğan, M.E. (2004). Psikolojik danışma ve Psikoterapide Kuramlar. Samsun: Deniz Kültür Yayınları.
Rogers, C. R. (1951). Client-Centered Therapy, Boston: Houghton Mifflin Company.
Shertzer, B. & Stone, S. C. (1974). Fundamentals of Counseling, 2. Ed. Boston: Houghton Mifflin Company.
Tan, H. (1986). psikolojik Yardım İlişkileri: Danışma ve Psikoterapi, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
İlginizi çekebilir: Olumsuz düşünceler sizi ele geçirdiyse: Psikolojik danışmanlık size nasıl yardımcı olur?