Eğer psikoloji veya ilişkili bir alanda eğitim alıyorsanız veya almayı düşünüyorsanız bu yazı tam size göre.
İşte psikoloji okuyanlar veya psikoloji okumayı düşünenler için en iyi 5 öneri:
1. Üniversite diplomasının sizin aradığınız şey olup olmadığını düşünün
Hangi okula gitmek istediğinizi düşünmeden önce, gerçekten üniversite okumayı isteyip istemediğinizi düşünmelisiniz. Bu ilk başta yanlış bir bakış açısı gibi gelebilir ancak gerçekte böyle değil. Gelecekten beklentilerinizin ne olduğunu dikkatlice düşünün ve sizi bu beklentiler ışığında neyin başarıya ulaştıracağını bulmaya çalışın. Üniversite diploması her zaman en iyi seçenek olmayabilir.
Öte yandan üniversite okuyan pek çok kişi, akademik kariyer yapmak istediğini söylüyor. Ancak akademik kariyer yapmak için yüksek lisans ve doktora aşamalarını tamamlamak yetmiyor. Üniversitelerdeki istihdam olanakları son derece kısıtlı.
İlgili yazı: Mücadeleye devam: İnandığınız değerler ve fikirleri savunma psikolojinize olumlu etki ediyor
2. En çok yaşamak istediğiniz yeri düşünmeyi bırakın
Mekana odaklanmayın. Üniversite okumaya hazırlanan birçok kişiye sorduğunuzda, yaşamak istedikleri yeri ve üniversite tercihini buna göre yaptığını söylüyor. Oysa üniversite geçici bir süreçtir. Üniversite okuduğunuz yerde kök salmak zorunda değilsiniz. Ayrıca üniversite yıllarını uzun süren bir tatil gibi düşünmeyin. Bu yüzden tatil destinasyonu seçer gibi üniversite okumak istediğini şehri düşünmek yerine aslında yapmak istediklerinize odaklanın. Eğer okumak istediğiniz üniversiteyi seçerken ne kadar havalı bir yer olduğunu veya denize ne kadar yakın olduğunu düşünüyorsanız, meselenin özünü kavrayamıyorsunuz demektir.
Öte yandan hareket etmek, şehir değiştirmek konusunda da açık fikirli olun. Bazı insanların bazı yerlerde kalmaları için ciddi kısıtlamalar olabiliyor. Oysa bir üniversite öğrencisi veya yeni mezun bir kişi herhangi bir kısıtlama olmadan istediği yere gidebilir.
3. Potansiyel danışmanlarınızı iyi seçin
Özellikle akademik kariyer yapmayı düşünüyorsanız, danışman seçimi çok önemli. Birçok yüksek lisans veya doktora programı için özel araştırma alanlarına başvurmanız gerekebilir. Kendinize danışman ararken sadece o kişinin araştırma alanına odaklanmayın, ne kadar verimli çalıştığını da göz önünde bulundurun. Birçok öğrenci bu hataya düşüyor. Profesörlerin internetteki biyografilerine bakıp etkileniyor ancak söz konusu kişilerin ne kadar aktif veya verimli olduklarını göz önünde bulundurmuyor.
Elbette çalışmak istediğiniz alan, çok az kişinin çalışma yaptığı bir alansa danışman seçerken bunu dikkate almanız gerekir. Ancak seçmeyi düşündüğünüz danışmanın son birkaç yılda yayımlanmış hiç makalesi yoksa, durup tekrar düşünmekte fayda var. Bazen verimlilik, o konuda bilgi sahibi olmaktan daha önemli olabilir.
İlgili yazı: Yabancı dil öğrendiğimizde beynimizde neler oluyor?
4. Kendinize finansal kaynak bulmaya çalışın
Üniversite öğrencilerine burs veren kurumları iyice araştırmalısınız. Yüksek lisans veya doktora öğrencileri için de asistanlık olanağı sunan birçok üniversite veya enstitü var. İstediğiniz programa kaydolmadan önce bu olanakları araştırın.
5. Riskleri her zaman göz önünde bulundurun
Üniversiteyi veya yüksek lisans/doktora programını bitirdiğinizde risklerin sona ermediğini unutmayın. Akademik eğitimi sadece eğlence veya kişisel merak olarak görmediğiniz sürece, herkes aynı şekilde iş bulma ve para kazanma kaygıları taşıyor. Mezun olduğunuzda bu kaygıların devam ettiğini unutmayın. Üstelik bu sefer, sizin gibi olan rakiplerinizle yarışmak zorundasınız.
Kaynak:
Psychology Today