X

Psikoloji açıklıyor: Bir insanı kendinize aşık edebilir misiniz?

Eğer sizin için özel birine ilgi duyuyorsanız, onun da size benzer hisler beslemesini sağlamanın kanıtlanmış yollarını arıyor olabilirsiniz. Ne yazık ki bu sorunun umduğunuz kadar net bir cevabı yok. Ama ilişki uzmanlarının bir insanı kendinize nasıl aşık edeceğiniz konusunda söyledikleri çok fazla şey var!

İnsanları birbirine aşık eden şey ne?

Oxford İngilizce Sözlüğü’nde aşk, “yoğun ve derin bir sevgi duygusu” olarak tanımlanıyor. Klinik psikolog Kristina Hallett’e göre insan samimiyetinin doğasına ilişkin araştırmalar, aslında iki türde “aşk” olduğunu öne sürüyor:

Birincisi, tutkulu aşk, yani bizim romantik aşk olarak düşündüğümüz şey ve çekim ile cinsel arzuyu içeriyor. Diğeri ise anne ve çocuk gibi bağlı insanlar arasında oluşan ancak aynı zamanda uzun süreli ilişkilerde gelişen bağlanmayı ifade ediyor. Bazılarının da dediği gibi, “gerçek aşk”, zamanla gelişen tutkulu bir aşkın ve bağlılığın güzel bir birleşimi.

Klinik psikolog Bobbi Wegner’e göre, üç ana bileşen, yani çekim, şehvet ve bağlılık mevcut olduğunda, insanların birbirine aşık olma olasılığı daha yüksek.

“Çekim tıpkı kulağa geldiği gibi birine merak, ilgi duymak ya da birinden hoşlanmak. Şehvet, birine karşı güçlü bir cinsel arzu duymak ve bağlılık, iki kişi arasındaki duygusal bağ anlamına geliyor. İki kişi duygusal olarak yakınlaştıkça, bu yakınlığı arar ve diğer kişiyle birlikteyken kendisini daha güvende hisseder.”

Peki acaba bu üç bileşeni tam olarak ne harekete geçiriyor? Çekim ve bağlılık gibi şeyleri zorlamanın bir yolu olmasa da Journal of Social and Personal Relationships’de yayınlanan 2010 tarihli bir çalışma, aşık olmanın 12 “öncüsü”nü şu şekilde ortaya koyuyor:

  • Karşılıklı beğeni
  • Dış görünüş
  • Kişilik
  • Benzerlik
  • Aşinalık
  • Sosyal etki
  • İhtiyaçlarının karşılanması
  • Uyarılma
  • İstek
  • Spesifik işaretler
  • İzolasyon
  • Gizem

Terapistlerin de söylediği gibi, insanları birbirine aşık eden şey “Güven, heyecan, uygunluk ve ve paylaşılan duygular. İşte gerçekten aradığımız şey bu.”

Aşk ne değil?

Birini size nasıl aşık edeceğinizi açıklamadan önce, aşkın ne olmadığından bahsedelim. Bu sorunun doğası, başka bir soruyu daha gündeme getiriyor: Neden birini kendinize aşık etmeye çalışıyorsunuz?

Aynı anda kendi ihtiyaçlarınızı, hatta benlik duygunuzu terk ederken, kendinizi birinin onayını kazanmaya adamak inanılmaz derecede kolay. Eğer birinin sizden hoşlanıp hoşlanmadığına aşırı derecede odaklanırsanız, kendinizi o kadar terk edersiniz. Oysa bundan daha önemlisi, bu kişinin size gerçekte nasıl hissettirdiğini netleştirmenizdir.

“İstediğim her şey onda var, bu yüzden ondan çok hoşlanıyorum” diyor olsanız bile eğer onun yanındayken içiniz üşüyor, gerçekte öyle olmadığını hissediyor ve tüm bunları görmezden gelmeye çalışıyorsanız, yaşadığınız şeyin adı aşk olmayabilir. Muhtemelen birinin size ilgi duymamasının kendi terk edilme kaygınız için bağımlılık yaratan bir yakıt haline geldiği “yoksunluğun çekiciliğine” kapılıyorsunuz. Uzmanlara göre bu, hepimizin hassas ve savunmasız olmaya programlandığı, inanılmaz derecede bağımlılık yaratan ve zorlayıcı bir çekim türü.

Bir evlilik ve aile terapisti olan Holly Richmond, bir ilişkinin ilk aşamalarında ortaya çıkan hormonların, endorfinlerin ve duygusal önceliklendirmenin birleşimi olduğunu ancak kişiler arasında eşit olmayabileceğini söylüyor. Elbette bu, ilişkinin zamanla gelişmeyeceği anlamına gelmez. Yine de söz konusu kişiden sevgi almaya çalışıyor ve ilk etapta bunu göremiyorsanız, tahmin ettiğiniz gibi, size aşık olmayabilir.

Ve son olarak, şehvet aşkın bir bileşeni olsa da, şehvet seviyeleri yüksek olduğunda işler daha da zor bir hale gelebilir. Çünkü aşk ve şehvet kolayca karıştırılabilir. Şaşırtıcı ama beyinde amaca yönelik davranış, mutluluk, ödül ve bağımlılık gibi şeylerle ilgili benzer nöral yolları etkinleştirirler! (*).

Doğal yollarla birini kendinize nasıl aşık edersiniz?

Tüm bunlar bir kenara, birine karşı gerçekten ilginiz varsa ve aranızdaki yakınlığı ilerletmek istiyorsanız, uzmanlar şunları öneriyor:

1. Yakınlığı yavaş yavaş derinleştirin

Birini sevmek, ona karşı derin bir yakınlık duygusu hissetmektir. Bu nedenle, biriyle aranızdaki sevgiyi teşvik etmek istiyorsanız, paylaşılan duygular ve birlikte geçirilen zaman yoluyla yakınlığınızı kademeli olarak derinleştirmeye çalışın.

2. Beden dilinizi kullanın

Aşkın bir kısmı da birbirinize duyduğunuz karşılıklı çekim veya arzudur. Bu çekim ve arzuyu teşvik etmenin bir yolu da beden dilidir. Göz teması ve hassas dokunuşlar gibi şeyler yalnızca yakınlık duygusunu geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda arzuyu da artırır.

Örneğin: Viral psikolojideki aşk bakışı hilesi, birine onunla ilgilendiğinizi hissettirebilir. Bu taktiği denemek için sırasıyla şu adımları izleyin:

  • İlgilendiğiniz kişiyle sohbet ederken bir saniye boyunca sol gözüne bakın.
  • Ardından, bakışlarınızı dudaklarına kaydırın.
  • 1,5- 2 saniye sonra bakışlarınızı yukarı kaldırın ve sağ gözüne bakın.

3. Konfor alanlarınızı birlikte terk edin

Evde yemek ve film eşliğinde rahat randevular geçirmenin yanlış bir tarafı olmasa da birlikte maceraya atılmak, biriyle bağınızı derinleştirmenin harika bir yolu olabilir. Biraz sınırda şeyler yapmayı deneyin. Bunları yapmak sadece heyecan verici değil, aynı zamanda bağ kurmanıza da yardımcı olacak.

4. Kendiniz kalın

Uzmanlar, birine aşık olsanız bile kendiniz olarak kalmanın önemini vurguluyor. Bu, özellikle uzun vadede veya birinin size tekrar aşık olmasını sağlamaya çalışıyorsanız önemli. Çoğu zaman ilişkilerde, özellikle uzun süreli olanlarda zamanla insanlar birbirlerine olan ilgilerini kaybederler. Bunun nedeni artık fiziksel olarak çekici olmamaları değil, yeniliğin kaybolmasıdır. Bu nedenle, uzun vadeli partnerlerin kendi çıkarlarına bağlı kalmaları, yalnızca kişisel gelişimleri için değil, aynı zamanda partlerine karşı bir bilinmezlik veya merak duygusunu sürdürmeleri çok önemlidir.

5. Sabırlı olun

Gerçek aşk zaman alır, bu yüzden sabırlı olmanızda fayda var. Bu amaçla, eski moda kur yapmanın ve işleri ağırdan almanın güzelliğine odaklanın. İster cinsellik ister birlikte zaman geçirmek olsun, bazen aranızdaki özlemin kaynama noktasına gelmesine izin vermeniz, uzun vadeli bağlılığı motive etmek için güçlü bir yol olabilir. Unutmayın, eğer aşkınızın bir gelişme şansı varsa, gerçekten acele etmenize de gerek yok.

Kaynak: mindbodygreen

İlginizi çekebilir: ‘Havada aşk kokusu var’: Aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale