X

Terapistimi sevmek zorunda mıyım? Terapistim beni seviyor mu?

Terapi, herkes için benzersiz ve gizemli bir süreçtir. Dolayısıyla kişinin terapisti hakkında bazı sorularının olması da oldukça alışıldık bir durumdur. Bu noktada ortaya çıkabilecek sorulardan bir tanesi “Terapistimi sevmek zorunda mıyım” olabilir. Bazı insanlar terapistlerine olan bağlılıkları, onlara olan hisleri, onları bir arkadaş gibi görmeleri, hatta onlara karşı romantik duygular beslemeleri konusunda endişe duyabilirler. Bazılarıysa terapistlerine karşı sıfır bağlantı hissedebilir veya onlarla aynı odada olmaktan dahi hoşlanmayabilir. Tüm bunların yanı sıra terapistinize karşı tamamen kayıtsız da hissedebilirsiniz. Mevcut senaryo hangisi olursa olsun, terapide neyin “normal” olduğu, endişelere yol açabilir. Terapistinizi bir arkadaşınız kadar çok sevmeniz gerekmese de onunla kesinlikle olumlu bir ittifak kurmalısınız. Peki ama neden? Terapist danışan ilişkisi konusundaki detaylar için okumaya devam edin.

Terapistimi sevmek zorunda mıyım?

Terapi sürecinde, terapistinize karşı değişen hisleriniz nedeniyle onu sevmeniz gerekip gerekmediğini merak ettiğiniz zamanlar olabilir. Öncelikle bunun son derece normal bir soru olduğunu belirtelim. Çünkü terapi, her hafta yalnızca sınırlı bir süre için etkileşim kurduğunuz biriyle hem profesyonel hem de yakın bir ilişki kurduğunuz bir alandır. Ve cevap: Evet, terapistinizi sevmelisiniz!

Terapistinize karşı olumlu duygulara sahip olmanız çok önemlidir, ancak her zaman ona karşı sevgi duymanızı beklemeniz gerçekçi değildir. Peki, acaba neden terapistinizi sevmeniz önemli? Genel olarak olumlu duygular beslediğiniz biriyle çalışmak, terapide bağ kurma duygularını kolaylaştırabilir. Bağlı hissettiğinizde, ona açılmanız daha kolay olabilir. Benzer şekilde ondan hoşlanmıyorsanız, ilerleme kaydedemeyebilirsiniz.

Bununla birlikte, terapistinizden hoşlanmıyorsanız buna izin vermek de süreçte önemli ilerlemeler sağlayabilir. Hislerinizi terapistinizle paylaştığınızda, terapistiniz yararlı bir çatışma çözümü modeli oluşturabilir veya duygularınızı onaylayabilir. Bu da danışanların kendini ifade etmede daha rahat olmalarına ve terapi odasının dışında duygularına daha fazla güvenebileceklerini hissetmelerine katkıda bulunabilir.

Terapistimi ne kadar sevmeliyim?

Terapistinize karşı olumlu duygular beslemeniz önemli, dedik. Bununla birlikte önemli sınırlar konusunda da farkında olmalısınız. Örneğin, terapistiniz sizin arkadaşınız değildir. Onunla arkadaşça bir ilişkinin tadını çıkarsanız da etik gereği terapistler ikili ilişkilere giremezler. İkili ilişki, bir terapistin terapötik ilişkiye ek olarak bir iş, arkadaşlık veya romantik ilişki peşinde koşmasıdır. Bu etik değildir çünkü terapist ile danışan arasında bir güç dinamiği vardır ve terapi ilişkisi danışanın kişisel ve duygusal hedeflerine hizmet etmelidir.

Terapistinizle bir arkadaşlık veya romantik bir ilişki kurmak konusunda güçlü bir arzuya sahip olduğunuzu da fark edebilirsiniz. Bu, son derece yaygın bir durumdur ve aktarım olarak bilinen bir şeyi yansıtabilir. Aktarım, geçmiş duygusal deneyimlerinizle ilgili olabilecek, terapistinize karşı yaşadığınız duygulardır. Örneğin, sevgi dolu bir anneyi özleyebilir ve terapistinizi anaç bulabilirsiniz. Bu nedenle onunla daha derin bir ilişki için can atabilirsiniz.

Terapistinize karşı hissettiğiniz duygular ne türden olursa olsun, terapistinizin duygular aracılığıyla sizi anlamasına ve desteklemesine yardımcı olacak şekilde bir eğitim aldığını unutmayın. Dolayısıyla duygularınızı paylaşmak utanç verici gelse de karşınızdaki kişiyle paylaşmaktan çekinmeyin.

Terapistimi sevmiyorum, ne yapmalıyım?

Eğer terapistinizi sevmiyorsanız, bunun neden olduğunu düşünün. Onun profesyonel olmadığını veya yargılayıcı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Cevabınız evetse, bu onun sizin için doğru terapist olmayabileceğini gösterebilir. Doğru terapisti bulmak bir parça deneme yanılma gerektirebilir, bu nedenle yeni bir terapist arama zamanının geldiğini düşünüyorsanız cesaretiniz kırılmasın.

Terapistinizden, size hayatınızdaki birini hatırlattığı için hoşlanmıyorsanız, bir an durup sizi neyin tetiklediğini düşünün. Bazen terapistlerimiz bize tanıdığımız ve olumsuz ilişkiler içinde olduğumuz insanları hatırlatabilir. Bu da başka bir aktarım örneğidir.

Son olarak terapistinize karşı olan olumsuz hislerinizi onunla tartışmayı deneyebilirsiniz. Bunu konuştuktan sonra yine de ondan hoşlanmadığınızı fark ederseniz, muhtemelen yeni bir terapist bulmanın zamanı gelmiştir.

Peki, terapistim beni seviyor mu?

Söz konusu psikolog danışan ilişkisi olduğunda, çoğunlukla danışan tarafında merak edilen sorulardan biri de budur: Terapistim beni seviyor mu? Eğer siz de zaman zaman bunu merak ediyorsanız bilin ki yalnız değilsiniz. Çoğu insan bu soruyu terapistine sormamak için Google’da aratıyor. 🙂

Terapistler danışanları hakkında ne hisseder?

Bu soruyu, terapi ve terapistler hakkında bilinen oldukça evrensel şeylere dayanarak cevaplamak mümkün. Öncelikle terapistlerin büyük çoğunluğu, bu mesleği insanları önemsedikleri ve onlara yardım etmek istedikleri için seçiyor. İyileşmenin ve gelişmenin önemli olduğunu düşünüyorlar. Dolayısıyla da terapiyi seçen, bunları gerçekleştirmek için çaba gösteren insanlara saygı duyuyorlar. Terapiye gelerek yaptığınız şeyin cesurca olduğunu gayet iyi biliyorlar, çünkü çoğu durumda bunu kendileri için de yaptılar. Hatta muhtemelen hala yapıyorlar. Birçok terapist, kendisi için uzun süreli terapiye devam eder.

Başka bir ifadeyle, terapistler diğer koltukta olmanın nasıl bir şey olduğunu bilirler. Terapinin üzerinde çalışmış ve terapistlerin yaptıkları onca tuhaf şeyin nedenlerini anlamış insanlar için bile ne kadar garip hissettirebileceğini anlarlar.

Bazı şeyler, ne kadar yaparsanız yapın asla kolaylaşmaz. Bu şeylerden biri de sizin en derin, en karanlık, en acı verici sırlarınız ve sorunlarınız hakkında açıkça konuşmaktır. Anlattığınız kişi sizi önemseyen ve onları başka kimseye söylemeyen sıcakkanlı, güvenilir bir terapist olsa bile bunu yapmak yine de zordur.

Tüm bu nedenlerden dolayı çoğu terapist, kendinizi açtığınız kişi olmayı derin bir onur olarak görür ve bundan derinden etkilenir. Hatta birçoğu da, danışanlarına onlara güvendikleri; bu kadar açık, dürüst ve gerçek oldukları için ne kadar minnettar hissettiklerinden bahseder. İç dünyanızı ortaya çıkardığınızda, size tanıklık etmek psikologların kutsal buldukları bir görevdir.

Terapist danışan arasındaki ilişki nasıl olur?

Öncelikle terapinin “normal” bir durum ya da normal bir ilişki olmadığını hatırlatalım. Normal olmamasından kasıt, terapistlerin sizinle ilişki kurma biçimlerinin farklı olması. Terapistler sizden hoşlanmamak için diğer insanların sahip olabileceği (veya sizin başkalarını sevmemek için sahip olabileceğiniz) nedenlerin çoğuna sahip değiller. Ne demek istiyoruz? Mesela onlarla aynı terfi için rekabet etmiyorsunuz. Veya onlara karşı daha akıllı veya daha başarılı görünmek için yalanlar söylemiyorsunuz. Terapide günlük hayatta sürtüşmelere neden olan tüm toplumsal tabular yıkılır.

Elbette terapiyle ilgili her şey bu kadar basit ve sevimli olmayabilir. Terapistlerle olan ilişkimiz özünde karmaşıktır. Bir kere onlara para öderiz. Ayrıca bize kendileri hakkında da pek bir şey anlatmazlar. Peki öyleyse, terapi ilişkisinin gerçek doğası nedir?

Terapist danışan ilişkisi bazı yönlerden romantik, aile veya arkadaş ilişkilerine göre daha sınırlı ve daha az samimidir. Diğer yönlerden ise daha az sınırlı ve daha samimidir. Başka kimseye söylemediğiniz şeyleri terapistinize anlatırsınız. O sizi diğer insanların çoğunun göremediği saf ve berrak bir biçimde görür. Sizi derinden etkileyen ve ilham veren şeyleri öğrenir. Gerçek olmasını dilediğiniz rüyaları bilir. Sizi geride tutan anılarla yüzleşirken en cesur halinizi görür. Tüm bunlar çoğu terapistte huşu değilse de saygı uyandırır.

Sonuç olarak terapistinize karşı hissettiğiniz duygular ne olursa olsun, onunla açık iletişim kurabileceğinizi unutmayın. İdeal bir terapist duygularınızı yargısızca dinleyecek ve sizin için mutlaka bir çözüm yolu üretecektir.

Kaynaklar: verywellmind, blog.opencounseling

İlginizi çekebilir: Çift terapisi nasıl fayda sağlar, terapi sürecinde hangi teknikler kullanılır?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale