X

Pratik etmek: Ne kadar tekrar edersen o kadar güçlenir

Vipassana meditasyonunda ‘ne kadar tekrar edersen, o kadar güçlenir’ prensibine inanılıyor. Her gün, aynı saatlerde yapılan meditasyonlarla zihnin dinginliğine aşinalık kazanılıyor. Aynı sevecenliği ve açıklığı günlük hayata eklemek için pratiklerin sürekli tekrarlanması öğütleniyor. Belki önemsiz bir alışkanlık ufacık bir damlaya benzetilebilir fakat damlalar olmadan kocaman denizler nedir?

Geçen hafta uzun bir süreden sonra İstanbul’da ilk kez araba kullandım. Tüm gitmem gereken yerlere sağ salim ve zamanında ulaşmam bir yana, bana bir içgörü de kattı. Bugün biraz İstanbul trafiğinin bende uyandırdığı içgörüyü paylaşmak istiyorum.

Öncelikle, nerede olursan ol anda kalmanın oldukça zor olduğunu fark ettim. “Gideceğim yerde park yeri var mı, buradan ne kadar sürer, kaçta çıkmam lazım, bir çay daha içecek zamanım var mı” gibi sorular zihni sıklıkla geleceğe taşıyor. Olduğum yerin keyfini çıkarmaya çalışsam da bir sonraki adımı düşünmeden edemedim. Bu planlama oldukça gerekli olsa da kendi içimden geldiği gibi spontan ve özgür olamamak beni yaşadığım andan sıklıkla kopardı.

Sonra planıma uygun zamanlarda yola çıktım. Yola çıkmak demek; tek başına değil, diğer araçlarla ahenkle hareket halinde olmak demek. Burada kendi tutumumu korumanın ne kadar zor olduğunu fark ettim. Önce onlara hep yol verdim, sağdan gelip önüme geçen ışıklı ve sesli araçları görevli zannettim, dönüşlerde yaşanan kuralsızlıkları anlayışla karşılamaya çalıştım. Trafikte geçirdiğim zaman ve gittiğim yol orantısı bozuldukça tahammülüm azalmaya başladı. Bu sefer, ben de çevremdekiler gibi davranmaya başladım. Sonra o his sürekli bir hakkını koruma endişesine evrildi, kişiselleşti. Her çalan kornayı kendime sandım, kimi yerlerde normalde verecekken yol vermediğimi fark ettiğimde, içimi bir vicdan azabı kapladı. Ne ara bu kadar kabalaştığımı anlayamadım, kendimden uzaklaştım.

Dur kalk ilerlerken aklımdan “Acaba şu sokaktaki bağlantıdan gitsem daha mı kısa sürerdi?” soruları geçmeye başladı bu kez. “Ama orada ışıklar var, ancak 3 araba geçiyor, daha kilittir” diyerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Adım adım ilerlerken, kullanmadığım tüm yollar gözümün önünden geçti. Pişmanlıkla ve kararsızlığın bu kadar kolay doğmasına şaşırıp Google’dan aldığım navigasyona ve tahmini varış saatine güvenip devam ettim yoluma.

En son varacağım yere geldiğimde arabanın içinde birkaç dakika durup nefes alma ihtiyacı hissettim. 18 km’lik yolu 85 dakikada katederken bir sürü duygu ve düşünce yaşadığımdan; zihnimi eve çağırmak istedim. Biyolojik olarak bedenimin de zihnimi takip ettiğini biliyorum, bu stresli duygu denizinde kim bilir ne hormanlar salgılandı diye içimden geçirirken “Neyse ki bitti” dedim. Ve günüme kaldığım yerden devam ettim.

En başta dediğim gibi, neyi pratik edersek o güçleniyor hayatımızda. Benim şu kısacık tecrübem bile gelecek kaygısı, planlama sorumluluğu, kararsızlık, rekabet ve daha bir sürü duyguyla doluyken, düzenli olarak bu tecrübeyi yaşayanlar nasıl hissediyorlar? Hangi duygular uyanıyorsa o yolda, hayatlarında da benzer hisler taşıyorlar mı? Belki komik olacak ama; trafikteki tutumumuz hayattaki tutumumuzu şekillendiriyor olabilir mi? Ya da tam tersi? Belki artık insanları hatta kendini tanımanın en iyi yolu tatile çıkmak değil de ‘rush hour’da köprüyü geçmek olabilir mi?

 

İlginizi çekebilir: Sürekli ilerleyen bir yolda farkındalığı geliştirmek mümkün mü?

Seza Aslanbaş: ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 7 yıl kurumsal şirketlerde satış planlama ve pazarlama departmanlarında çalıştım. 2013 yılında dışarıdan her şey güzel görünürken sıkışmış hissettiğim ve hayatıma anlam aradığım zamanlarda meditasyonla tanıştım. Bireysel dönüşümüme katkısını gördükten sonra bu bilgileri daha çok öğrenmek, aktarmak ve paylaşmak için Türkiye ve Hindistan’da farklı hocalarla çalıştım ve hala çalışmaya devam ediyorum. 2016'dan beri zihnen bildiklerimizi kalpten hatırlamak niyetiyle meditasyon temelli bireysel seanslar, atölyeler ve grup çalışmaları yapıyorum. Aldığım farklı eğitimlerle kendi yolculuğumda bana iyi gelenleri birleştirerek bazen paylaşımlarla bazen hareketle bazen de sessizlikle farkındalığımızı destekleyecek alanlar sunuyorum. Online ve yüzyüze yaptığım çalışmalar hakkında bilgi almak ya da sadece tanışalım istersen bana seza.aslanbas instagram hesabımdan veya sezaaslanbas@gmail.com'dan bir merhaba diyebilirsin. Çokça sevgiler.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale