Pozitif düşünmeye katlanamayanlar için mutluluk kitabı: Panzehir
Kişisel gelişim kitapları rafında, üstünde “Pozitif düşünmeye katlanamayanlar için mutluluk” yazan bir kapak görünce kendimi durduramadım. Mutlu olma meselesine derli toplu çözümler arayan kitaplar söz konusu rafları dolduradursun, “Panzehir” mevzuyu ters köşeye yatırarak şu soruyu soruyor: Ya mutluluğun peşinde koşmak bizi mutsuz ediyorsa?
Kişisel gelişim kitaplarına inanmayan ve bu kitapların genel geçer mottosu olan şu ”pozitif düşünme saçmalığı”na sinir olanlardansanız; sizin için hem okurken “işte bu yaa!” diyeceğiniz, hem de negatif düşünceyi gizli süper gücünüz haline dönüştürmenizi sağlayacak bir kitap bulduk. Panzehir, aynı zamanda kişisel gelişim bağımlıları için de canlandırıcı bir detoks. İyimserlik odaklı, hedef saplantılı, olumlu düşünme takıntılı bünyeler ve “mutlu ol!” salgınına kendini kaptırıp yolunu bulamayanlar için tersten bir bakış açısı edinmenin tam zamanı.
Önce bilmeyenler için Panzehir’in yazarı Oliver Burkeman’ı kendi ağzından tanıtalım:
“Sosyal psikoloji, kişisel gelişim kültürü, üretkenlik ve mutluluk bilimi üzerine yazıyorum ve The Secret’a nedensiz saldırılarda bulunuyorum.”
Yazdığı her şeye bol bol sarkazm katan sevgili yazarımıza kanınız ısınırsa, The Guardian’daki “This Column Will Change Your Life” isimli köşesini de takip etmenizi öneririm. Oliver Burkeman, kişisel gelişim kitabı tutkunlarını “zihinsel bir çabayla her şeyin mümkün olduğu müjdesini bayıla bayıla yiyip yutan müşteriler” olarak görüyor. Hala bir kişisel gelişim kitapları satın alıyorsan, bu zamana kadar okudukların hiç bir işe yaramamış demektir, değil mi? O zaman bize bu zamana kadar anlattıkları masallara sorularla cevap verelim, felsefenin derinlerine dalalım ve bu kez negatif düşüncenin gücünü keşfedelim diyor.
Şunu önden belirtelim; Panzehir biraz felsefe, biraz psikoloji, yoğun olarak araştırma, en çok da bir tartışma kitabı. İçinde Descartes, Stoacılık, Memento Mori geleneği, bol bol Budizm var. Burkeman, olumsuz düşüncenin kitabını yazmak için deneylere kobay oluyor, psikoterapi alıştırmalarını bizzat deniyor, zendolara kapanıp meditasyon yapıyor, Meksika’da Ölüler Günü kutlamalarına katılıyor; Everest’te ölen insanların hikayelerinin, Başarısızlıklar Müzesi’nin peşine düşüyor. Panzehir, sırf aktardığı bu deneyimler ve öğrettiği farklı mutluluk kültürleri için bile okumaya fazlasıyla değiyor.
Açıkçası, iyimserlik eğilimli ve pozitif enerjiye inanan biriyseniz, kitabın ilk bölümlerinde “saçmalık!” diye söylenip durabilirsiniz. Ancak ilerledikçe içeride kulak kabartılası önermeler olduğunu görüyorsunuz ve yeni bir bakış açısı daha edinmeye başlıyorsunuz. Spoiler vermemeye çalışarak, kitabı okumaya üşenecekler için ilgimi çeken birkaç şeyi paylaşmadan geçmeyeyim. Örneğin, başımıza gelmesinden en çok korktuğumuz şeylere karşı kendimizi “öyle bir şey olmayacak” düşüncesiyle telkin etme eğilimindeyiz. Stoacı alıştırmalarda ise, o korkunç senaryo başımıza bugün gelmiş gibi davranıyoruz, ‘şimdi ne yapacağım’ paniğine hızlı çözümler üretiyoruz ve rolümüze kendimizi kaptırdıkça görüyoruz ki bahsettiğimiz durum hiç de başa çıkılmaz değil. Bir şeyden çok korkan birine “olmaz öyle şey”, “bunun başına gelme ihtimali çok düşük” vs. demek, aslında onun korkusunu daha da güçlendiriyor. Oysa “diyelim ki geldi…” ile başlayan bir beyin fırtınası çok daha yapıcı olabiliyor. (Bunu kötümser bir dönem geçiren arkadaşlarla olan teselli seansları için not almak lazım.)
Kitabın en sevdiğim bölümü ise “Çılgın Hedef”. Hedef bağımlılığımız, belirsizlik fobimiz ve kronik emniyet arayışımız üzerine birçok alternatif taktik veriyor ve esnek olmadığımız şeyler yüzünden kaçırdıklarımızı yüzümüze çarpıyor. “Başarı” denen illet hakkında ısrarcı olan, mükemmeliyetçiliğiyle çaktırmadan övünen, dönem dönem kendini hayatı hakkında 10 maddeli listeler hazırlarken bulan herkese tavsiye!
Tekrar hatırlatalım; “Panzehir”in amacı sizi mutlu etmek değil. Kişisel gelişim kitaplarına prim vermeyenler için gerçekçi bir rehber; pozitif düşünce bağımlıları için ise panzehir kıvamında. Dürüst olmak gerekirse, Oliver Burkeman benim gibi bir motivasyon düşkününü ikna edebildi mi, edemedi; ama mutluluk bilimi hakkında “underground” kalan birçok şey üzerine düşündürdü. Felsefe ve sosyal psikoloji seviyorsanız, veya şu aralar negatiflenmeye meyilliyseniz; olumsuzluğun, belirsizliğin, başarısızlığın, kusurluluğun iyi yanlarını keşfetmeye bekleriz.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.