Kişisel gelişim denince akla ilk gelen isimlerden biri olan, çok satan raflarının gözdesi mistik guru Osho, son dönemde üzerinde çok konuşulan açıklamasıyla kafaları karıştırdı. Bu yazı ve benzerlerine göre Osho, “pozitif düşüncenin çok kötü bir fikir” ve hatta “en uyduruk yaşam felsefelerinden biri” olduğunu ileri sürmüş.
Bizler pozitif düşüncenin yararını toptan inkar edecek konumda değiliz, öte yandan ortaya çıkmış bir bilimsel sonuç varsa bunu da görmezden gelemeyiz. Bu nedenle, işin aslını biraz kurcalayıp hem Osho’nun sözleri altında yatanı bulmaya, hem de pozitif düşünceyle ilgili bilim ne söylüyor, öğrenmeye çalıştık.
Olumlu olmak, gerçekleri inkar etmek midir?
Osho’nun açıklaması, pozitif düşünce hareketinin insanlara beklendiği gibi iyilik getirmediği, çünkü bu düşünme tarzının kendimize karşı dürüst olmamaya, gerçekleri inkar etmeye yol açtığı yönünde. 1998 yılında ABD’de ortaya çıkıp yayılan ve kişisel gelişim uzmanı addedilen kişilerce istismar edilen bir felsefe olduğunu savunan Osho, “olumsuzlukları görmemeyi seçtiğinizde, onlar ortadan kaybolmuyor, sadece siz kendinizi kandırmış oluyorsunuz.” diyor.
Osho’nun kendi ağzından alıntıları ve üzerine eklenen yazar yorumlarını okuyunca, aslında Osho’nun pozitif düşünceye değil, benimseniş şekline karşı çıktığı anlaşılıyor. Aslında, iyimserlik olumsuz şeyleri görmemek ya da hayatımızdan çıkarmak anlamına gelmiyor. Tıpkı mutluluğun şartının, bizi mutsuz eden her şeyi, zararlı otları yolar gibi koparıp atmak olmadığı gibi.
Mutlu olmak bir seçim olduğu için mi mutsuz oluyoruz?
Pozitif düşüncenin saçmalıktan ibaret olduğunu düşünenlerin bir diğer savı da, mutlu olmanın bizim elimizde olduğunu savunan kişi ve eserlerin, depresyonla doğru orantılı bir şekilde artması. Ancak belirtmek gerekir ki bu ikisini birbirine kesin ve net olarak bağlayan bir çalışma henüz yapılmadı. Dolayısıyla, dünya genelinde depresyon artışını pozitif düşünce hareketine bağlamak doğru olmaz.
Yine de, 2012 yılında yapılan bir çalışmanın negatif düşünceyle savaşmanın kısır döngüsünü ortaya koyduğunu eklememiz gerek. Makaleye göre, insanların bizden olumsuz olmamamızı beklediklerini düşünmek, bizi strese sokarak daha olumsuz olmaya itiyor. Yani tek bir psikolojiyi savunmak, insanlarda ters tepebiliyor.
Osho’nun değindiği konulardan biri bu çalışma sonucuyla paralel: “Pozitif psikolojiye karşıyım, çünkü negatif psikolojiye de karşıyım. Birinden birini seçip, diğerini görmezden gelemem.”
Fiziksel ve ruhsal sağlık için pozitif düşünce
Carnegie Mellon Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Michael Scheier ve Miami Üniversitesi’nden Prof. Dr. Charles Carver’ın 1985’te ortaklaşa gerçekleştirdikleri bir çalışma, iyimserliğin olaylarla başa çıkma ve genel sağlık durumu üzerindeki etkilerini somut biçimde ortaya koyan ilk çalışma oldu. Ruhsal bir etkenin fiziksel sonucundan bahsetmesi bakımından, psikoloji – biyoloji arasında bir köprü niteliğinde de olan çalışma dünya çapında büyük ilgi gördü ve binlerce kez referans gösterildi.
Scheier “iyimserlerin neden kötümserlerden daha başarılı olduğunu biliyoruz” diyor ve, yaygın kanının aksine iyimser insanların “Polyannacılık oynamadığını”, çözüm odaklı ve iş bitirici olduklarını söylüyor. Aynı durumla karşı karşıya kaldıklarında olumlu düşünen kişilerin durumu daha kolay kavrayıp kabullendiğini ve yoluna devam ettiğini de ekliyor. İkilinin 1992 yılında yayınlanan bir diğer çalışması da iyimserliğin stres yönetiminde ne denli etkili olduğunu ortaya koydu.
Pozitif düşüncenin, nezaketin, gülümsemenin, fiziksel temasın… kısacası aklınıza gelebilecek olumlu ne varsa, çalışmaları sürüyle mevcut. Örneğin, 2011’de gerçekleşen bir çalışma, olumlu düşüncelerle haşır neşir olan ve daha çok gülümseyen insanların çok daha mutlu olduğuna işaret ediyor. İyimser kadınların kanser, felç, kalp hastalığı gibi sebeplerle ölme olasılığının düştüğünü gösteren sekiz yıllık bir çalışmanın sonuçları ise daha bu yıl yayınlandı.
Bu bilim insanlarının çalışmalarından, pozitif düşüncenin olumsuzu görmezden geldiği sonucu çıkmıyor. Aksine, genel anlamda iyi şeyler olacağını düşünen insanların gerçekleri görmesi kolaylaşıyor ve bu kişiler daha az kaygı bozukluğu belirtisi gösteriyor. Buna ek olarak, kendini kötümserliğin ve mutsuzluğun kollarına bırakan boşvermişlerin aksine, iyimser kişilerin hayat tarzları da fiziksel olarak daha iyi ve zinde olmalarına izin veriyor.
İlginizi çekebilir: Pozitif düşünce neden önemlidir?
Kaynaklar:
Ideapod
Newsweek
The Atlantic