X

Popüler uyku takviyeleri gerçekten faydalı mı?

Günümüzün hızla yükselen stres ve kaygı seviyeleri nedeniyle, uyku sorunları oldukça yaygın bir sağlık problemi haline geldi. Zamansızlık, maddi sıkıntılar, ilişki problemleri, yoğun iş temposu, büyük şehirlerin bitmeyen dertleri ve daha nice problem, uykusuz gecelere, kalitesiz uykulara veya bir türlü uykuya dalamama gibi sorunları da beraberinde getirdi. Dolayısıyla, dünya genelinde birçok insanın uyku problemlerine çözüm ararken takviyelere yönelmiş olması hiç de şaşırtıcı değil. Çünkü kabul edelim çoğu zaman kendimizi yorgun hissediyoruz ve bunun sorumlusu da gerçekten kaliteli bir uyku düzenimizin olmaması.  Peki, uyku takviyeleri bu konuda gerçekten de etkili mi? Hangi takviyeler uyku problemleri için öneriliyor? Uzmanlar bu konuda neler söylüyor? Gelin, hepsine yakından bakalım.

Uzmanlar, iyi bir uyku çekmek için rutin olarak etkili olan tek bir sihirli hap veya iksir olmadığını ve vücudunuza kendi başına uykuya dalmayı öğretmenin daha iyi olduğunu söylüyorlar. Evet, bu hepimizin tahmin ettiği bir gerçek. Peki ya dahası?

New York’ta uyku konusunda uzmanlaşmış bir klinik psikolog olan Dr. Joshua Tal, “Kısa vadede, melatonin, magnezyum veya başka bir şey olsun, bir uyku yardımcısı, o an ‘sızmanızı’ sağlayabilir ancak bu tür bir kısa yolun sürekli kullanılması uyku kaliteniz için oldukça kötü olabilir -ve bazen diğer sağlık yönleriniz için de-. Uykuya dalmak için bir şey kullandığınızda, genellikle o şeyle, ister bir madde ister belirli bir eylem veya davranış olsun, bir ilişki kuruyorsunuz ve temel olarak, uykuya dalmayı kolaylaştıran şeye bağımlı olup bu kez de onsuz uykuya dalmayı daha da zorlaştırıyorsunuz.” diyerek uyku yardımcılarının yarattığı olası risklere dikkat çekiyor.

Öte yandan, New York-Presbyterian Brooklyn Methodist Hastanesi Uyku Bozuklukları Merkezi direktörü ve Weill Cornell Medicine’de klinik tıp profesörü olan Dr. Jeremy A. Weingarten, “Zamanla, uyku yardımı daha az etkili olabilir, bu yüzden daha yüksek dozlar alırsınız ve bu da yan etkilere neden olabilir” diyor. Öyleyse, uyku yardımcıları sanıldığı gibi pek de yardımcı olmayabilir mi? İşte uyku yardımcıları hakkındaki gerçekler:

Melatonin

Uzmanlara ve araştırmalara göre Amerika’da yaşayan yetişkinlerin yaklaşık üçte iki hayatlarının bir döneminde uyku takviyesi olarak melatonin kullanıyor. Uyku hormonu olarak da bildiğimiz melatonin, uyku-uyanıklık döngüsünü düzenlemeye ve hafif düzeyde sakinleşmeye yardımcı olduğu için birçok insan bunu uyku düzeni sağlamak için tercih ediyor. Ancak, Dr. Weingarten’e göre melatonin başlarda bu konuda fayda sağlasa da zamanla etkisi azalıyor ve kişiden kişiye etkisi değişkenlik gösterebiliyor. Ayrıca, çok fazla melatonin takviyesi kullanmak yorgunluk, baş dönmesi, kafa karışıklığı gibi yan etkilere de neden olabiliyor.

Magnezyum

Magnezyum da yine uyku destekçisi olarak önerilen ve kullanılan besin takviyelerinden bir tanesi. Stresi azaltmaya ve vücuttaki farklı sistemlerin çalışmasını düzenlemeye yardımcı olan magnezyum, normal yollarla yani beslenme ile alındığında maksimum verimi sağlasa da uykuyu düzenlemek için kullanıldığında ve özellikle de reçetesiz alındığında olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Dr. Weingarten, magnezyum ve uyku ilişkisini inceleyen araştırmaların karmaşık sonuçlar ortaya çıkardığını, özellikle 60 yaşın üzerindeki kişilerde uykusuzluğa neden olabileceğini belirtiyor. Öte yandan aşırı dozda magnezyum takviyesinin ishale neden olabildiğine, böbrek rahatsızlıkları olan kişilerde solunum sorunları, düşük tansiyon ve kalp problemleri gibi sağlık sıkıntılarına zemin hazırlayabileceğine de dikkat çekiyor.

Uyku çayları

Melatonin ve magnezyumun yanı sıra son yıllarda piyasada uyku takviyesi olarak satılan uyku çayları da oldukça yaygın. Özellikle papatya gibi rahatlatıcı bileşenlerin içerisine eklendiği bu çaylar uzmanlara göre oldukça ‘mütevazi’ faydalar sağlayabiliyor. Ancak, dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var; o da bu tür çayların içerisinde gerçekten doğal ve bitkisel bileşenlerin olup olmadığı. Çünkü bazı uyku çayları içerisinde magnezyum, melatonin gibi ekstra bileşenler de bulundurabiliyor, bu da bizi önceki senaryoların geçerliliğine götürüyor. Dolayısıyla eğer uyumadan önce bir bitki çayı içerek rahatlamak, gevşemek istiyorsanız ve bu size iyi hissettiriyorsa doğal ve bitkisel içerikler içeren çaylar olduğu sürece bunda bir sakınca yok, ancak içeriğine dikkat etmenizde fayda var.

Son olarak; keyfini çıkardığınız sıcak içeceğin aslında kafeinsiz olup olmadığını da kontrol edin; bitki çayları bu tarife uyuyor ancak bazen insanlar, birçok yeşil ve siyah çay gibi diğer türlerin de doğal olarak kafeinli olduğunu unutuyor. Uyumak isterken daha çok uykunuz kaçabilir.

‘Sözde’ uyku yardımcıları: Alkol ve vişne suyu

Bu takviyelerin yanı sıra ‘uyku yardımcısı’ olarak ün salmış iki içecek daha var; alkol ve vişne suyu. Alkol konusunda Dr. Weingarten şöyle diyor: “Alkol, değerli uykunuz söz konusu olduğunda yanıltıcıdır. Alkol merkezi sinir sistemini baskılar, yani sizi yorgun yapabilir, ancak ölçülü içiyor olsanız bile, aslında dinlenme yeteneğinizi bozacaktır. Alkol, gece boyunca önemli ölçüde artan uyku bozukluklarına neden olur. Uykunuz daha kötü kalitede olacak ve farkında olup olmadığınıza bakılmaksızın birçok kez uyanacaksınız, bu da kötü bir gece uykusuna yol açabilir.”

Bir başka ‘şehir efsanesi’ ise vişne suyu. Uzmanlara göre bir sağlık sorununuz yoksa uyumadan önce vişne suyu içmek, size herhangi bir zarar vermeyecektir, ancak uykunuza olumlu yönde katkı da sağlamayacaktır. Vişnenin içerisinde az bir miktar melatonin bulunduğu için bir uyku destekçisi gibi görünse de uzmanlar onun da diğer takviyeler gibi uzun vadede olumsuz etkiler doğurarak uyku düzeninizi bozabileceği kanısında. Üstelik piyasadaki vişne suları aşırı işlenmiş oldukları için doğal faydasını almakta da zorlanabilirsiniz. Dahası, reflü gibi bir mide rahatsızlığınız varsa uykudan önce vişne suyu içmek, gece boyunca rahatsızlık duymanıza da neden olabilir.

Sonuç olarak uyku takviyeleri ve uyku destekçileri, anlık bir çözüm sağlasa da uzun vadede uyku düzeninizi daha çok bozacak sonuçlar doğurabilir. Uzmanlar, önemli olanın sağlıklı bir uyku rutini inşa etmek olduğuna ve böylesi anlık çözümlerden uzak durmak gerektiğine dikkat çekiyor. Kaliteli bir uyku düzeni oluşturmak için aşağıdaki yazılarımızdan ilham alabilirsiniz:

Kaynak: self

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.



5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş

Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.



Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale