Platonik aşk: Tek taraflı sevginin ağırlığıyla başa çıkmanın yolları
”Unutma, onu artık unuttum demek bir kez daha hatırlamaktır aslında.” Can Yücel
Aşkın en trajik şekli nedir diye düşünmenizi istesek, bir çoğunuzun gözünün önüne aynı sahnenin geleceğini düşünüyoruz: Tek taraflı ya da diğer ismiyle platonik aşk.
Platonik aşk nedir?
Gördüğünüz an tüm hormonlarınızı harekete geçiren, karşılıksız olarak tüm sevginizi vermeye hazır olduğunuz, sonunda hayatınızın aşkını bulduğunuza inandığınız noktada karşınızdaki kişinin aynı duyguları hissetmediğini öğrenmek, psikolojik olarak oldukça ağır bir süreci beraberinde getirir. Aynı şekilde ilişkilerde de bir tarafın daha verici olması, sevgisini daha çok göstermesi, daha fazla fedakarlık yapması gibi durumlar da iki tarafı da duygusal olarak yıpratabilir.
Romantik ilişkilerde mantık ve davranışlara ek olarak duygular da işin içine girdiği için, karşılıksız sevgiyle baş edebilmek, hemen hemen herkes için zorlu bir süreç. Bu nedenle birine gösterdiğiniz sevginin karşılık bulmaması halinde duygusal olarak yıpranmanıza engel olabilecek önerileri sizler için derledik.
Platonik aşk ile başa çıkmanın yolları
Birine aşık olmanın ya da hoşlanmanın çoğunlukla kontrol edilemeyecek dürtüler olduğunu kabul edin
Birine aşık olmak ya da hoşlanmak, bilinçli olarak kurgulanmış ya da planlanmış davranışlar değildir. Bu nedenle birine karşı romantik hisler besliyorsanız ve bu kişi hislerinizin farkında olduğu halde size aynı duygularla yaklaşamıyorsa bunu saygısızlık, acımasızlık gibi kişiliğinize kasıtlı olarak yapılmış bir saldırı olarak algılamamalısınız. Karşınızdaki kişi sizin onunla ilgili hissetmiş olduğunuz şeylerden ne kadar etkilenmiş olursa olsun, içinden gelmediği sürece size aşık olabilmesi imkansız.
İhtiyaç hissini ortadan kaldırın
Üzüldüğünüzü, depresyonda olduğunuzu ya da acı çektiğinizi hissediyorsanız, bunun en büyük sebeplerinden biri yalnızca sevdiğiniz kişinin varlığında kendinizi mutlu olmaya şartlamanız ve sevdiğiniz kişiye ihtiyacınız olduğunu hissetmeniz. Ancak mutlulukla ilgili paylaşmış olduğumuz makalelerde yer alan bir çok araştırma, mutlu olabilmek için yapmanız gereken tek şeyin, olaylara daha pozitif bir bakış açısıyla yaklaşmanızla mümkün olabileceğini gösteriyor. Ayrıca, karşınızdaki kişiye ona ihtiyacınız olduğunu hissettirmeniz, bu kişinin sizden uzaklaşmasına ve samimiyetinizi sorgulamasına da sebep olabilir.
Fiziksel olarak uzaklaşmayı deneyin
Sevdiğiniz kişiden uzak olmak istemiyor olabilirsiniz, ancak asla birlikte olamayacağınızı bildiğiniz birine fiziksel anlamda yakın olmanız, ruh sağlığınızı olumsuz etkileyecektir.
Uzaklaşma isteğinizi sevdiğiniz kişiyle ya da ona yakın biriyle paylaşmayın. Kimseye haber vermeden, o kişiden uzak kalmaya ve kendinizi başka işlerle oyalamaya çalışın. Sevdiğiniz kişiyi ve ona yakın insanları aramamaya, sık sık gittikleri yerlere gitmemeye çalışın. Sevdiğiniz kişiyle bir şekilde iletişimde kalmak durumundaysanız (iş gibi elinizde olmayan nedenlerden dolayı) mesajlarına ya da aramalarına anında geri dönüş yapmayın. Kendinize, sağlıklı düşünebilmek ve doğru karar verebilmek için biraz zaman tanıyın ve yalnız kalın.
Yalnızlığın tadını çıkarın
Platonik aşkla başa çıkmaya çalışmak, ayrılık sonrası duyulan yalnızlık hissini ortaya çıkarabilir ve kendinizi değersiz hissetmenize neden olabilir. Ancak her iki durumda da yapılması gereken, tüm hayatınızı biriyle geçirmek zorunda olmadığınızın farkında olmak ve tek başınıza yapabileceğiniz aktivite seçeneklerini çoğaltmak.
Beklentisiz sevmenin tadını çıkarın: Platonik aşk da güzeldir
Karşınızdaki insana karşı hissettikleriniz gerçekse, hiçbir karşılık beklemeksizin o kişiye karşı büyük bir sevgi besliyorsanız ve bu sevgi günlük hayatınızın işleyişinde herhangi bir probleme yol açmıyorsa, sevmenin ve verici olmanın tadını çıkarabilirsiniz. Verici olmak, karşılıksız sevmek ve çevremizdeki insanları mutlu edebilmek, bizden bir şey götürmediği sürece sağlıklı bir davranış biçimidir ve uzun vadede kişisel mutluluğumuza ve kişisel gelişimimize katkıda bulunur. Karşılıksız sevgide kaybetme korkusu yoktur, çünkü kişinin mutluluğu ve tatmini alma değil, verme davranışıyla pekiştirilir.