dummy

Plastik vs bitki bazlı ürünler: Plastik tüketimini karşılayacak kadar bitki yetiştirilebilir mi?

İklim krizi, günümüzün en büyük problemlerinden biri ve iklim krizini çözebilmek için tüketim alışkanlıklarımızın yanı sıra üretim alışkanlıklarımızı da değiştirmemiz gerektiği aşikar. Günlük hayatta kullandığımız hemen her şeyin –plastik, naylon, sentetik kumaşlar- üretiminde yenilenemeyen fosil yakıtlar kullanılırken; üretim aşamalarında çok büyük miktarda enerji kullanılan bu ürünleri ortadan kaldırmak –doğada yok etmek, dönüştürmek- da neredeyse imkansız. Geri dönüşüm bilincinin yeterince yaygın olmaması ve geri dönüşüm sistemlerinin yetersiz oluşu da bu ürünlerin doğada binlerce yıl kalmasına ve dünyamızın hızla çöple dolmasına neden oluyor.

dummydummy

Plastik kullanımını azaltmak için en yaygın kullanılan çözümlerden biri, bitkisel bazlı, doğal materyaller kullanılarak üretilen, kompost edilebilir ve geri dönüştürülebilir alternatifler. Günümüzde geri dönüştürülebilir ve kompost edilebilir materyallerden üretilmiş çatal-bıçaklar, telefon kılıfları ve hatta ayakkabılar bile bulmak mümkün… Kağıt üzerinde bakıldığında, bitkisel bazlı ürünlerin doğada çözünebilir olmalarının yanı sıra yeniden üretilebilir olmaları ve karbon ayak izlerinin petrol bazlı ürünlere göre daha düşük olması, bu ürünlerin çekici bir alternatif çözüm olarak görülmesine neden olabilir. Peki bitkisel bazlı ürünlerin plastik kullanımını azaltarak iklim değişikliğini tersine çevirmesi mümkün mü?

Aslında cevap biraz karmaşık: Petrol bazlı ürünleri bitkisel bazlı alternatiflerle değiştirebilmek için, tarımda küresel ölçüde bir değişiklik gerekiyor. Ancak bu, tek başına yeterli değil. Diğer yandan, üretim ve tüketim dengesinin kurulabilmesi için nihai hedef “döngü” olmalı.

Bitkisel bazlı ürünler petrol bazlı ürünlere karşı

Dünya Aşırı Tüketim Günü’nü (Earth Overshoot Day) hesaplayan araştırma grubu Global Footprint Network’un kurucusu Mathis Wackernagel’e göre “yenilenebilir” bir gelecekten aksi pek de mümkün değil. Yenilenebilir bir gelecekten kasıt ise, yalnızca yenileyebildiğimiz materyalleri kullandığımız bir gelecek. Fosil yakıtlar yenilenemiyor; bu durumda eninde sonunda her şey bitkisel bazlı olmalı.

Ancak yalnızca bitkisel bazlı ürünlerin kullanıldığı bir sisteme geçiş de o kadar da kolay değil. Değişim ve dönüşüm için iki ihtimal var: Birincisi hızlı ve sancılı bir değişim sürecinin ve dolayısıyla büyük bir maddi yük ve gelecekte daha çok biyomateryal üretme yükümlülüğünün altına girmek; ikincisi ise bitkisel bazlı ürünlere yavaş yavaş geçiş yapmak, bu ürünleri denemek ve mükemmelleştirmek için zaman ayırmak – ancak bu durumda da ilk senaryoya göre daha fazla vakit kaybı olması, iklim değişikliğinin daha da geri dönülmez bir noktaya varmasına neden olabilir.

Wachernagel’e göre değişimi kısa sürede sağlamak için çekmemiz gereken “acılar”, kompost edilebilir kaşığınızın yoğurdun içinde bütünlüğünü kaybetmesi kadar zararsız olabilir ve bununla yaşamayı öğrenebiliriz. Hatta bunun tadını çıkarabilir, kullandığımız şeyleri kompost tenekemize koymanın zevkini de yaşayabiliriz. Ancak bitkisel materyallerden üretilmiş bir kaşığın da plastik alternatifi kadar sağlam olmasını istiyorsanız, bu durumda ürünün kompost edilmesinin zorlaşacağını da bilmeniz gerekiyor. Çünkü bitkisel bazlı diğer materyallere göre daha dayanıklı bir materyal olan biyoplastik, hem üretilmesi hem de dönüştürülmesi zor bir materyal.

Geri dönüşüm hizmetleri veren bir firma olan Quest’in CEO’su Ray Hatch’e göre tüm biyolojik bazlı ürünler dışarıdan aynı görünüyor olsa da, biyoplastik gibi ürünler her aşamada ayrıştırılması ve ayrı bir işlem görmesi gereken materyaller. Dönüştürülmesi için yüksek ısı kullanılması gerekirken, kullanılacak ekipmanlar da oldukça yüksek bütçeli. Ve ne yazık ki Amerika’da dahi bu materyali işleyebilecek 100 kadar firma bulunuyor. Acı gerçek: Eğer biyoplastiklere bu şekilde davranılmazsa, kompost edilmeyen biyoplastikler de tıpkı diğer plastikler gibi dünyayı kirletmeye devam edecek.

Doğa için en etkili ve en kolay görünen yöntem tek kullanımlık plastiklerin kullanımını yasaklamak ve kompost edilebilir ve biyolojik olarak çözünebilir ürünlerin kullanımını artırmak gibi görünse de; bu yeni ürünlerin dönüşümü için gerekli yapılandırma (waste infrastructure) sağlanmadığı sürece bu değişimin atık sorunumuza çözüm olması mümkün değil. Diğer yandan yalnızca üretimde kullanılan malzemeleri değiştirmek de yeterli değil; çünkü bu yöntem günümüzün tüketim çılgınlığının ve her şeyden “çok fazla” üretiliyor olmasının önünde bir engel de değil.

Bitkisel bir geleceğe hazır mıyız?

2018 yılında dünyada toplamda 359 milyon ton plastik üretilmiş. Şimdi şu soru üzerine düşünmemiz gerekiyor; eğer tüm plastik ürünleri bitkisel bazlı alternatiflerle değiştirirsek, bu miktardaki bitkisel bazlı ürünün geri dönüşümü ya da kompost edilmesi için yeterli hazırlığa sahip miyiz?

Uzmanlar zaten hali hazırda, dünyanın hızla artan nüfusunu nasıl doyuracağı ile ilgili endişelere sahip. Georgia Tech Renewable Bioproducts Institute’un direktörü Carson Meredith; hem dünyayı doyuracak hem de tüm plastik materyallerin yerini dolduracak miktarda biyodönüştürülebilir malzeme üretilecek kadar bitki yetiştirilip yetiştirilemeyeceğinden pek de emin değil; diğer yandan bunun da kesinlikle bir bedeli olacak.

Bunlardan ilki yeryüzündeki alanların daha büyük bir kısmını tarıma ayırmak zorunda olmak; ki bu durumda çiftliklerin ve hayvan yetiştirme alanlarının azalması gerekecek. Diğer yandan daha ne kadar çok tohum ekilirse bu tohumların yetiştirilme şekli de o kadar fazla önem taşıyacak; örneğin o tarlada yenilenebilir enerji mi kullanılıyor, tarım ilaçları kullanılıyor mu, kullanılan ilaçlarla su kaynakları kirletiliyor mu?

Meredith’e göre, plastik kullanımındansa bitkisel bazlı ürünlerin kullanımına geçmek güzel bir gelişme; ancak gelecekte daha fazla bitkisel bazlı ürünün kullanıldığı bir geleceğe nasıl adım atacağımız da önemli. Üretim için gerekli tüm materyallerin bitkilerden sağlanabilmesi için birden fazla adımı aynı anda atmamız gerekiyor; döngüsel üretim için inovasyonların yapılması, bio-atıklar için yeteri kadar kompost alanlarının olması gibi…

Aslında yapmamız gereken plastik ürünlerin yerini birebir dolduracak bitkisel bazlı ürünler aramak yerine, hayat boyu kullandığımız tüm ürünler için üretim ve elden çıkarma yöntemlerimizi değiştirmek. Şu anda kullanılan atık sistemi oldukça doğrusal: yani kaynakları alıyoruz, ürüne dönüştürüyoruz, kullandıktan sonra çöpe atıyoruz ve yeni ürünler üretmeye devam ediyoruz. Ancak Meredith’e göre bu durum döngüsel olmalı. Eğer ürünler kapalı bir döngüde üretilirse, yani kullanım ömürlerinin sonuna geldiklerinde çöpe gönderilmek yerine yeniden kullanılır, tamir edilir, aynı ya da farklı amaçlarla kullanılırsa; aynı materyalleri üretmek için gerekenden daha az enerji ve kaynak kullanarak bu materyalleri dönüştürmek mümkün olabilir.

Şu aşamada plastik yerine geri dönüştürülebilir ya da kompost edilebilir bitkisel bazlı ürünleri tercih etmek oldukça faydalı ancak yeterli değil. Bir adım daha ileri gitmek isterseniz etiket okuma alışkanlığınızı geliştirerek satın alacağınız ürünün üretim aşamalarını öğrenebilir, ürünün ne kadarının bitkilerden üretildiği ya da bitkilerin kaynağının sürdürülebilir olup olmadığını keşfedebilirsiniz.

Kaynak
Fast Company: https://www.fastcompany.com/90550287/shifting-to-plant-based-plastic-is-a-start-but-it-cant-be-the-only-solution-to-plastic-waste

İlginizi çekebilir: Plastik kirliliğinin başrol oyuncusu: Mikroplastikler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp