X

Plasenta mucizesi: Doğanın görünmeyen kahramanı

“Plasenta gerçekten hak ettiği saygıyı ve ilgiyi göremeyen bir organ, gebelikten sonra da atılıp gidiyor. Ama düşünürseniz başka hangi organ büyümesi gerektiğinde büyüyor, besin sağlaması gerektiğinde sağlıyor ve üstelik görevinin bittiğini de biliyor.” Diana Bianchi, MD

Bugün sizlere, hayatımızın en önemli ama en az fark edilen organlarından biri olan plasentadan bahsetmek istiyorum. Hamilelik boyunca anne ile bebek arasında köprü görevi gören plasenta, doğanın gerçek bir harikasıdır.

Plasenta nedir?

Öncelikle, plasenta nedir ve ne işe yarar? Plasenta, özetle anne ve fetüs arasında besin maddeleri ve solunumsal gazların değişimini gerçekleştiren gebeliğin ana endokrin dokusudur; anne ve fetüse ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran organdır. Plasenta, hamilelik süresince rahimde gelişen ve geçici bir organ olan bir yapıdır. Bu hayati organ, hamileliğin ilk birkaç haftasında embriyo tarafından oluşturulur ve doğuma kadar gelişmeye devam eder. Plasenta fetüsün ağırlığının yaklaşık 1/6’sı kadardır. Genellikle şekli yuvarlak veya ovaldir. Olgun ve miadına ermiş plasenta ortalama 20-22 cm çapında, 2-3 cm kalınlığında ve yaklaşık 500 gram ağırlığındadır.

Anadolu’da “bebeğin eşi” veya “son” olarak da adlandırılır. İngilizce’de de “afterbirth” (doğum sonrası anlamına gelen terim) de bizim “son” dememize benzerlik göstermektedir. Latince anlamının “pasta” olması, Yunanca’daki plakounta; “düz, yassı taşa benzeyen”, Almanca’da da “anne pastası” anlamına gelen “mutterkuchen” isminin kullanımına bakıldığında kalın, yuvarlak şekli sebebiyle kendisine benzer isimler verildiği sanılmaktadır. İşlevleri ve gebelikteki rolüne baktığımızda:

Besin ve oksijen sağlayıcı

Plasentanın en temel işlevlerinden biri, anne kanından bebeğe besin ve oksijen taşımaktır. Plasentadaki kan damarları ağı, annenin kanındaki besin maddelerini ve oksijeni alarak bebeğe iletir. Aynı zamanda, bebeğin metabolik atıklarını alıp annenin kanına geri gönderir, böylece bebeğin temiz ve sağlıklı bir ortamda büyümesini sağlar.

Koruyucu bariyer

Plasenta sadece besin ve oksijen sağlayıcı değil, aynı zamanda koruyucu bir bariyerdir. Bu organ, anne kanındaki zararlı maddelerin ve enfeksiyonların bebeğe geçmesini engeller. Örneğin, bazı virüsler ve bakteriler plasentadan geçemez, bu da bebeğin enfeksiyonlardan korunmasına yardımcı olur. Ancak bazı maddeler, özellikle alkol ve bazı ilaçlar, bu bariyeri aşabilir ve fetüse zarar verebilir.

Hormon üretimi

Plasentanın bir diğer önemli işlevi, hormon üretimidir. Plasenta, hamilelik boyunca progesteron ve östrojen gibi hormonlar salgılar. Bu hormonlar, rahmin hamilelik için hazırlanmasına, rahim kaslarının gevşemesine ve süt üretiminin başlamasına yardımcı olur. Ayrıca, plasentadan salgılanan hCG hormonu, hamilelik testlerinde pozitif sonuç veren hormondur.

Yenilenme ve uyum sağlama

Plasentanın en şaşırtıcı özelliklerinden biri, hamileliğin değişen ihtiyaçlarına uyum sağlama yeteneğidir. Plasenta, gebelik süresince sürekli büyür ve gelişir. Bu dinamik yapı, annenin sağlığı, bebeğin büyüme hızı ve çevresel faktörlere bağlı olarak yapısını ve işlevini ayarlar. Örneğin, annenin kan basıncı yükseldiğinde, plasenta kan akışını düzenleyerek bebeğin yeterli oksijen almasını sağlar.

Uzun vadeli etkiler

Plasentanın etkisi, hamilelik dönemiyle sınırlı değildir. Yapılan araştırmalar, plasental gelişim ve işlevin, bireyin yaşam boyu sağlığı üzerinde önemli bir etkisi olabileceğini göstermektedir. Örneğin, plasentanın yeterince gelişememesi, ilerleyen yaşlarda kalp hastalığı, diyabet ve obezite riskini artırabilir. Bu nedenle, plasentanın sağlıklı gelişimi, sadece hamilelik süresince değil, hayat boyu sağlık açısından kritiktir.

Doğanın bu müthiş başyapıtı olan plasentayı anlamak ve takdir etmek, hamileliğin ne kadar karmaşık ve mucizevi bir süreç olduğunu gösterir. Plasenta, sadece bir organ değil, anne ile bebek arasındaki hayati bir bağdır. Doğanın bu görünmeyen kahramanına saygı duymak ve onun rolünü anlamak, insan hayatının başlangıcındaki harikalara olan hayranlığımızı artırır. Hamilelik döneminde doğumdan sonra plasenta ile yapılan farklı ritüeller bulunmakta. Doğum planının bir parçası olarak bunları araştırmanı tüm kalbimle öneriyorum. Ayrıca plasentanın inanılmaz gücüne ışık tutmak için, Bali, Endonezya’daki Bumi Sehat Vakfı’nın kurucusu, tanınmış ebe ve yazar Robin Lim’in çalışmalarına göz atabilirsin.

Kaynak:

İlginizi çekebilir: Doğum felsefeleri: HypnoBirthing Felsefesi

Tanca Çivik: Selam! Ben Tanca. 1990 yılında İtalya’nın Modena şehrinde dünyaya geldim. İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümünden 2013 yılında derece ile mezun olduktan sonra uluslararası bir kozmetik şirketinde merkez satış ekibinde kurumsal hayatın bir parçası oldum. ‘Başka bir ben daha var mı? Yaşamımın bir amacı olabilir mi?’ sorularıyla iç dünyamda araştırma yaparken hamilelere, doğuma, doğana ve doğuş anına olan derin ilgimi fark ettim. Bu alanda kitaplar okudukça ilgimi çekti ve İstanbul Doğum Akademisi’nden uluslararası geçerliliği olan Doğuma Hazırlık Eğitmeni ve Doula (Doğum Koçu) Eğitimi’ni tamamladım. Şimdi ise ailelere bedenlerinin, bebeklerinin ve nefeslerinin gücünü hatırlattığımız eğitimler veriyor, sonrasında sürece göre doğumlarına destek oluyorum. Bedenlerimiz doğmayı, doğurmayı biliyor mu? Doğum nedir? Başka bir doğum mümkün mü? Biz nasıl doğduk? Hayatımızı nasıl etkiledi mi? Doula kimdir? Bir doula ne yapar? Ne yapmaz? Niyetim sende fizyolojik ve psikolojik olarak tüm yaşamlarımızı etkileyen doğum sürecimizle ilgili merak uyandırmak. Dilerim merakıma ortak olmaktan keyif alırsın. Aynı zamanda ‘Kadın, Hamilelik ve Doğum’ podcast kanalında bu konuları araştıracağız. Oraya da beklerim. Bana @doula.tanca Instagram hesabı ve tanca.civik@gmail.com adresinden ulaşabilirsin. Sevgiler

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale