X

Plajda ihtiyaç duyabileceğiniz 10 çevre dostu eşya

Ailem 5 yıl önce İstanbul’dan Muğla’ya taşındı, iki yıldır da Bodrum’da oturuyorlar. Salgın hastalık ülkemize gelip de okullar kapandığında benim de eğitimim yarım kaldı ve bu vesileyle de Mart ayından beri ben de Bodrum’dayım. Geçenlerde ailecek plaja gitmek için hazırlık yapıyorduk. Çantayı hazırlarken plajda ihtiyaç duyduğumuz eşyaların ne kadarının çevre dostu olduğu aklıma takıldı. Ne kadarı plastik, ne kadarı kimyasaldı? Biraz araştırma yapıp fikir edindim ve plajda güzel vakit geçirmek için ihtiyaç duyduğumuz eşyaların sürdürülebilir alternatiflerini sizler için listeledim.

Organik havlu

Plaj havluları, plajda ihtiyaç duyulan bir numaralı eşya olabilir. Ben yanımda her zaman iki tane taşırım; biri kuma veya şezlonga sermek için, diğeri de kurulanmak için. Havlularınızın su emme kapasitesi ve kuruma hızı, içerisindeki naylon oranına bağlıdır. Ne kadar az naylon, o kadar iyi performans. Bu aynı zamanda çevre dostu bir havlu olduğu anlamına da gelir. Plaj havlunuzu seçerken içeriğine dikkatlice bakın ve sentetik malzeme kullanılanlardan uzak durmaya çalışın.

Ben bambu ve keten kumaştan yapılmış iki peştamalım var, birini Bursa’dan almıştım, diğeri Denizli’den hediye geldi. Emiciliği çok yüksek, incecik olduğu için çantada yer kaplamıyor ve çok da hızlı kuruyor. Üstelik %100 doğal ve kompost edilebilir malzemelerden üretilmiş. Peştamal kullanmanın rahatlığına öyle bir alıştım ki artık o kalın, pofuduk havlular bana inanılmaz hantal geliyor.

Plaj çantası

Sıfır atık yaşayan insanlar (mesela ben – bunu söyleyebiliyor olmak gurur verici) pipet gibi en küçük ihtiyaçlarını bile yanlarında taşırlar. Çünkü dışarıdaki alternatifler büyük çoğunlukla plastiktir. Dolayısıyla da tüm bu ıvır zıvırı içine sığdırabilecekleri büyük çantalara ihtiyaç duyarlar.

Plaj çantaları genelde içindekileri ıslanmaktan korumak için (ya da sırf daha şık ve havalı görünsün diye) plastik malzemeden üretilirler. Alternatif olarak bez çantalar kullanabilirsiniz ancak bez çantalar gerçekten suya karşı hiç de dayanıklı değiller. En iyi çözüm hasır çantalar ama gerçekten hasır olanlar, hasır görünümlü sentetik olanlar değil.

Benim çantam (görseldeki) dışı doğal hasır, içi %100 keten kumaş ve askısı güderi olan el yapımı bir çanta. İnanır mısınız, karantinada canı sıkıldığı için annem ördü bunu. O kadar güzel oldu ki şimdi kendine de bir tane yapıyor.

Güneş kremi

Güneş kremlerinde çevrecilik ile ilgili daha önce şu yazımda bahsetmiştim. Deniz ekosisteme zarar vermeyen, mercan resiflerine dost kremler tercih ederseniz cildinizi ve mercanları tek hamlede koruyabilirsiniz. Denize girmeniz şart değil, havuzda yüzseniz de ya da hiç yüzmeseniz bile resif dostu bir krem kullanmazsanız, kanalizasyon sisteminden deniz ve okyanuslara akan kimyasal güneş filtreleri marin hayatı tehdit etmeye devam edecektir. Bu nedenle güneş kreminizi seçerken mineral filtreli ve üzerinde “reef safe, ocean friendly” yazan ürünleri seçmeye çalışın. İçerik listesini iyi okuyun ve özellikle oksibenzon (oxybenzone) ve oktinoksat (octinoxate) içermediğinden emin olun; bu ikisi mercanlara en fazla zarar veren içeriklerdendir.

Şapka

Güneşe karşı beynimizin koruyucu meleği, şapkalarımız! Şahsen benim plaja giderken olmazsa olmaz eşyalarımdan biridir. Zira bir kez güneş çarptı mı günlerce kendime gelemem. Hasır şapkalar zaten görsel olarak plaja çok yakışıyorlar, aynı zamanda da doğal bir malzeme. Bu nedenle plaj şapkanızı da hasır ya da keten gibi doğal bir malzemeden seçerseniz, çevre dostu bir plaj gününe bir adım daha yaklaşmış olursunuz.

Atıştırmalıklar

Eğer siz yazın havalı (ve paralı) “beach”lere gidiyorsanız bunu pek dert etmiyor olabilirsiniz belki ama benim gibi yakında tesis bulumayan ıssız koylarda ya da ücretsiz halk plajlarında vakit geçirmeyi sevenler, plaja giderken yiyecek ve içeceklerini götürmenin gerekliliğini bileceklerdir. Evden çıkmadan önce hazırlanmış sandviçler, meyveler, soğuk su, limonata, kek derken plajda geçen bir gün resmen aile pikniğine döner.

Kendimizden örnek vereyim; denize gitmeden bir gün önce soğuk çay demleriz (16 saat buzdolabında soğur ve demlenir, bu nedenle bir gün önceden hazırlanmış olmalıdır), sandviç ekmeklerimiz ve içine koyacağımız malzemeleri hazırlar ve sızdırmaz yiyecek kaplarına istifleriz. Gideceğimiz an buz çantasına iki buz şişesi ile birlikte ne yemeyi ve içmeyi planlamışsak doldururuz ve akşam yemeğine kadar plajın tadını çıkarırız. Ancak bunu pet şişelerle, karton bardaklarla, plastik çatal kaşıklarla mı yaparız? ASLA! Karantina sürecinde evde kala kala ailemi de kendime benzettim, artık onlar da katlanır bardaklar, cam şişeler, mataralar ve bambu piknik setleri ile piknik sepeti hazırlıyorlar. Denizde yüzen bir poşet veya rüzgarda denize uçmuş karton bir bardak görürseniz, bilin ki o bizden gelmiyor.

Deniz kenarlarında yaklaşık her 50 metrede bir çöp kutusu konur (en azından benim yaşadığım Bodrum’da belediye bu şekilde konumlandırmış). Eğer dikkat ettiyseniz o çöp kutuları genellikle ağzına kadar çöp doludur. Rüzgarla denize uçan çöpler de genellikle çöp kutularının dışına taşmış atıklardır. Atık dağlarına bir yenisini de siz eklemeyin ve tek kullanımlık eşyalar yerine, eve bulaşık götürmeyi göze alarak, sürdürülebilir alternatiflerini tercih edin.

Yüzücü kıyafetleri, mayo ve bikini

Bu bahar neredeyse gezegendeki herkes uzun süre boyunca evinde mahsur kaldı. Bu durum da insanların sıkıntıdan yeni hobiler edinmesine ve yeni şeyler üretmesine vesile oldu. Bunlardan biri de el örgüsü eşyalar. Benim annem bol bol çanta ördü mesela ama her denize gittiğimde görüyorum ki pek çok insan da mayo-bikini örmüş! Sadesinden desenlisine, bu yaz pek çok insanın üzerinde el örgüsü mayo, bikini ve pareo giydiğini gördüm. Kendine örenler de var, örüp satanlar da. Çok otantik ve güzel görünüyorlar gerçekten ve eğer ipliğin içeriğine dikkat edilmişse, çevre dostu bir alternatif oluyorlar.

El örgüsü yüzücü kıyafetleri ile ilgili şöyle bir pürüz var ki, maalesef su emiyorlar. Su emip ağırlaştıkları için de üstte başta sabit durmaları bazen zor olabiliyor! Ancak mayo kumaşına alternatif sadece el örgüsü değil. Geri dönüştürülmüş sentetik materyallerden yüzücü kıyafetleri üreten firmalar da mevcut. Sentetik iplikten yapılmış diye var olan kıyafetlerinizi çöpe atmayın elbette ancak eğer yeni bir tane alacaksanız, bu firmaları tercih edebilirsiniz.

Parmak arası terlik

Neredeyse sadece yazın plajda kullanılan bu plastik parmak arası terlikler aşırı dayanıksızdır ve kullanımı hiç de rahat değildir. Altı ince sünger olduğu için taşlar ve sivri otlar ayağınıza batar, ayağınızı yara yapar ve bir sonraki yaz tatiline kadar parçalanıp çöp olur. Her yıl yenisini almak zorunda kaldığınız bu rahatsız plastik terlikler yerine mantar tabanlı, hasır ya da deri kayışlı terlik ve sandaletleri tercih edebilirsiniz. Çok daha rahat, çok daha dayanıklı ve en önemlisi, çok daha çevre dostudurlar.

Güneş gözlüğü

Tıpkı şapka gibi gözlükler de bizi güneşe karşı koruyan vazgeçilmez aksesuarlarımızdan biridir. Güneş gözlüğünde çevreci olmanın yolu, çerçevesinden geçiyor. Tercihen metal çerçeveler ve çok yaygın olmasa da biyobozunur malzemelerden üretilmiş dış iskelete sahip güneş gözlükleri, plastik olanlara nazaran çok daha çevre dostudur.

Plaj okumaları

Ailecek denize gittiğimiz günler dışında ben bazen sıcaktan bunalır ve başımı alıp kısa bir deniz molası vermeye giderim. Tek olduğum ve uzun süre kalmayacağım için de yiyecekmiş, buz çantasıymış, katlanır şezlongmuş falan hiç taşımaya uğraşmam. Yanıma minimum eşya aldığım o kısa deniz molalarında bile çantamdan asla eksik olmayan yegane eşyam, kitabımdır.

Deniz kenarında kitap/dergi okumak, güneşlenirken vakit geçirmenin (bana kalırsa) en keyifli yoludur. Dergiler plastik ambalajlar içinde satılır ve kağıtları kimyasal işlemlerden geçerek parlak ve ıslanmaz hale getirilir. Bu da onları doğada çözünemeyen atıklar haline getirir. Dergi okuyacaksanız derginin basılı versiyonu yerine elektronik versiyonunu satın alıp e-okuyucunuz ya da tabletinizle okumanızı tavsiye ederim. Böylece plastik ambalaj çöplerinden kurtulmuş olursunuz.

Kitaplar dergiler kadar tehlikeli değiller, dolayısıyla kokusunu içine çekerek gerçek bir kitabı elinizde tutmanızda bir sorun yok. Eğer yaz tatilinde okuyacak eğitici kitaplar arıyorsanız, önceki yazılarımdan birinde 24 ekoloji ve çevre kitabı önerisinde bulunmuştum. İçlerinden biri mutlaka ilginizi çekecektir.

BONUS: Külahta dondurma!

Plajda tüketilmesi en tatlı atıştırmalık şüphesiz ki dondurmadır. Ancak dondurmanızı karton kapta ve plastik kaşık ile yemek yerine yenebilir bir külahta isterseniz, hiç çöp çıkarmadan dondurmanızın tadını çıkarabilirsiniz. Külah plajda ihtiyaç duyabileceğiniz bir eşya değil, biliyorum ama bunu da hatırlatmadan geçmek istemedim.

Hepinize atıksız tatiller!

Kaynak
Going Zero Waste – 10 Eco Friendly Beach Essentials: https://goingzerowaste.com/blog/10-eco-friendly-beach-essentials/

İlginizi çekebilir: Sıfır atık ve minimalizm: Ortak noktaları nelerdir, nerede farklılaşırlar?

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale