Hepimizin bir hikayesi var ve bu hikaye, nadiren bir peri masalına benziyor. Hayat yolculuğunda bir ileri bir geri şeklinde çabalarken, sonradan pişman olacağımız şeyler söylememiz ve yapmamız hiç de şaşırtıcı bir durum değil. Yine de geçmişteki pişmanlık dolu anlar üzerine düşünmeden devam edersek, bu pişmanlığı yıllarca duymaya devam edebiliriz. Yani mesele pişman olmamak değil, pişmanlıklardan ders almak. Aksi takdirde bu olumsuz duyguyu bilinçsizce bedenimize ve zihnimize yük etmiş oluyoruz. Sonuçta bu, ciddi bir ağırlık. Bazılarımız tüm hayatını -fark etmeden- utanç ve pişmanlık duyarak geçiriyor. Çünkü kalbini ve zihnini bulandıran bu karmaşık ve karanlık duyguları, çözmek yerine hayatının sonuna kadar götürüyor.
Düşünsenize, biri size yaşam yolculuğunun sonuna geldiğinizi söylüyor ve siz o zaman bile hala geçmişte ya da ulaşılamaz bir gelecekte yaşıyorsunuz. O zaman bile bağışlamıyor, gerçek duygularınızı göremiyor veya ifade edemiyorsunuz. Kendinize layık gördüğünüz son, bu mu? Yaşamınızın son anlarını, etrafınız sevdiklerinizle çevriliyken (tabii şanslıysanız) o anda olmayarak, zihninizden geçen pişmanlık treninde geçirmek mi?
Muhtemelen sizin de -çoğumuz gibi- bugüne kadarki hayatınız olaysız değildi. Yaşadığınız olumsuz deneyimler nedeniyle bazı eylemlerinizin pişmanlığını ve utancı yaşadınız; belki de bunların ağırlığıyla yaşamınızın belirli bir bölümünü keder içinde geçirdiniz. Tüm bunlar insan olma deneyiminin bir parçası olsa da, başka bir yol da var; farkındalık, öz şefkat, affetmek, kabullenmek ve şükranla dolu bir hayat.
Ya aniden zaman tükenirse?
Elisabeth Kübler-Ross‘un Ölüm ve Ölmek Üzerine (On Death and Dying) isimli kitabı, ölümcül hastalığı olan kişilerle yapılan birçok röportajdan alıntılar içeriyor. Kitapta yer alan insanların pişmanlıklarından bazıları başarısızlıklar, kaybedilen fırsatlar ve geride kalanlara daha fazlasını sağlayamamakla ilgili. İnsanlar genellikle, yaşayamadıkları hayatlar için üzüntü duyuyorlar ve bunun için önemli derecede pişmanlık duyuyorlar. Buna karşın, bu fikri kanıtlamak için yapılan çok az araştırma var.
Bronnie Ware‘ın Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğumuz 5 Şey isimli kitabı ise ölüm döşeğindeki hastalara bakıcılık yaparken, onlarla yaptığı samimi sohbetlerde paylaştıklarına dayanıyor. Kitapta listelenen anekdotsal pişmanlıkları destekleyecek hiçbir bilimsel veri yok ama kulağa çok olası geldikleri için gerçekten ilginçler. Bilimsel olmasa da pişmanlıklarla ilgili yaygın temalar şu şekilde:
- Keşke vücuduma daha iyi baksaydım.
- Keşke daha doğru yaşamaya cesaret edebilseydim.
- Keşke duygularımı ifade edecek cesaretim olsaydı.
- Keşke daha çok “Seni seviyorum” deseydim.
- Keşke kin tutmayı bıraksaydım.
- Keşke işi işte bıraksaydım ve aileme daha çok zaman ayırsaydım.
- Keşke arkadaşlarımla daha çok iletişim halinde kalsaydım.
- Keşke çatışmalarda daha iyi bir insan olsaydım.
- Keşke mutluluğun bir seçim olduğunu çok daha erken anlasaydım.
- Keşke hayallerimin peşinden koşsaydım.
Her biri çok üzücü değil mi?
Yapmaktan asla pişman olmayacağınız şeyler
Şu anda kaç yaşında olursanız olun, sizin de yukarıdakilere benzer pişmanlıklarınız olabilir. Bir kez daha hatırlatmakta fayda var: Pişmanlık, farkındalıkla bakıldığında çok kıymetli bir “insan olma deneyimine” dönüşebilir. Hepimiz daha önce birilerini incitmiş, hayal kırıklığına uğratmış, birilerinin arkasından konuşmuş olabiliriz. Bunları yaptığınız için değil, telafi etmediğiniz için pişmanlık duymalısınız. Geçmişte yanlış yaptığımız şeyler, genellikle bizi tanımlayan şeyler değildir. Üzerinden zaman geçtikten sonra bizi rahatsız eden şey, daha çok yapmadıklarımızla ilgilidir. Bu yüzden yaşam yolculuğunda, pişmanlığa her zaman yer var ve daima olacak. Bunun yanında, yapmaktan asla pişman olmayacağınız şeylere odaklanarak da bakış açınızı tamamen başka bir yöne çevirebilirsiniz. İşte yapmaktan asla pişman olmayacağınız bazı şeyler.
- Sağlıklı beslenmek.
- Sır tutmak.
- Bir insana teşekkür etmek.
- Giysilerinizin yarısını ihtiyacı olan biriyle paylaşmak.
- Yeni bir patikada yürüyüş yapmak.
- Birinden özür dilemek.
- Dedikodu yapmaktan kaçınmak.
- Bir şiir yazmak.
- Yanlış olan bir şeyi yapmayı reddetmek.
- Bir bağımlılığın üstesinden gelmek.
- Küçük bir çocukla birlikte bisiklet sürmek.
- Sevdiğiniz birini öpmek.
- Birine güzel bir hediye vermek.
- Evinize taze çiçekler getirmek.
- Egzersiz yapmak.
- Bülbülü Öldürmek İçin’i okumak.
- Eski bir arkadaşını aramak.
- Geçmişteki bir acıyı affetmek.
- Bir günlüğüne izin almak.
- Sahile gidip denize bakmak.
- Maneviyatı geliştirmek.
- Güzel bir anın fotoğrafını çekmek.
- Sevdiğin bir iş bulmak.
- Komik bir anıyı tekrar tekrar anlatmak.
- Daha sabırlı olmak.
- El yazısıyla bir mektup yazmak.
- Birine tatlı ısmarlamak
- Seni seviyorum demek.
- Merdivenleri kullanmak.
- Ebeveynlerle bir çay partisi yapmak.
- Cömertçe bahşiş vermek.
- Yaşlı bir insana çocukluğunu sormak.
- Bir hataya son vermek.
- Sıcak bir banyo yapmak.
- Bir bardak su içmek.
- Erken kalkan olmak.
- Bir çocuğa el sallamak.
- İyi şeyler olmasını dilemek.
- Sizi arayan banka çalışanının ismini öğrenmek, nasıl olduğunu sormak.
- Gülümsemek.
- Yaşam tutkunu bulmak.
- Rutin bir check-up yaptırmak.
- Bir hayır kurumuna bağış yapmak.
- Daha genç bir insanı cesaretlendirmek.
- İyimser olmak.
- Yemek yapmayı öğrenmek.
- Televizyonu kapatmak.
- Birinin içeceğini ödemek.
- Gereksiz eşyalardan kurtulmak.
- Bir sanat müzesini ziyaret etmek.
- Kendine gülmek.
- İkinci bir dil öğrenmek.
- Meditasyon yapmak.
- Bir tartışmada uzlaşma sağlamak.
- Komşularla tanışmak.
- Uyuması için bir bebeği sallamak.
- Yoga yapmak.
- Para biriktirmek.
- Bir tartışmanın her iki tarafını da dinlemek.
- Bir sonraki kitabı, kütüphaneden almak.
- Yaşlılara nezaket göstermek.
- Değerlerini tanımlamak.
- Dışarıda yemek.
- Daha minnettar bir bakış geliştirmek.
- Klasik müzik dinlemek.
- Mesajları, e-postaları öfkeyle göndermemek.
- Bir yabancıya iltifat etmek.
- Kendine olan güvenini artırmak.
- Mutfağı temizlemek.
- Bir çekmeceyi düzenlemek.
- Dinlemek.
- Bir insanın kendini bulmasına yardım etmek.
- Kahvaltı etmek.
- Konuşurken karşındakinin gözlerine bakmak.
- İnsanlar konuşurken, gözlerinin içine bakmak.
- Yeni bir arkadaş edinmek.
- Bir kumdan kale inşa etmek.
- Bir tarif paylaşmak.
- Daha az endişelenmek.
- Minimalist olmak.
- Savaşacağınız ve vazgeçeceğiniz şeyleri seçmek.
- Yaşamaktan keyif alacağınız bir hayat yaratmak
- Korksanız bile fırsatlara “Evet” demek.
- Gerektiğinde “Hayır” demek.
- Sadece canın istediği için bir partiye gitmek yerine kişisel zamanı seçmek.
Pişman olmadan önce, pişman olun
Sonuç olarak; hepimiz yalnızca bir kez dünyaya geldik. Ve hayat sandığımızdan daha kısa. Kendimizi günlük koşturmacalara kaptırmak ve aslında neyin önemli olduğunu unutmak çok kolay. Daha sonra pişman olmamak için sahip olduklarımızdan ve hayatın bize sunduklarından en iyi şekilde yararlanmalıyız. Bunun için sizi basit bir çalışma yapmaya davet ediyoruz.
Elinize bir kağıt ve kalem alarak, sadece birkaç dakikalığına “yaşamak için sadece 5 dakikanız kaldığını” hayal edin. Bunu yaparken geçmiş ve geleceği bir kenara bırakın, sadece o ana odaklanın. Unutmayın; 5 dakikanız kaldı.
Veda ederkenki pişmanlıklarınızı düşünün. Bu düşünceleri bilinçli olarak solumak için biraz zaman ayırın. Ardından bunları kağıda, kendinizi filtrelemeden yazın. İşte bir an önce yapmanız gerekenler listesi hazır!
Kaynaklar: tinybuddha, becomingminimalist, betterhumans.pub
İlginizi çekebilir: “İyi ki”lerin pişmanlıklardan fazla olması için: Hayatı yakalama sanatı