Sadece ne yediğimiz değil, neyi “nasıl” yediğimiz de çok önem taşır. Oldukça sağlıklı, dengeli ve totalde makul kalori tüketmemize rağmen kilo alımını durduramıyor muyuz? Çabuk acıkmalarımız devam mı ediyor? Tatlı krizleriniz bitmek bilmiyor mu? Meyve ve sebze tüketmemize rağmen sık sık hasta mı oluyoruz?
Beslenme düzenimizin önemli bir yerinde hata yaptığımız aşikar. Bu hatalarımızı değerlendirmeye alırken “pişirme yöntemlerimizi” de inceleyelim; vücudumuza aldığımız besinlerin içeriğini etkileyebildiğini birlikte görelim. İşte sağlıklı beslenmek için pişirme yöntemleriniz hakkında dikkat etmeniz gereken noktalar…
1. Pişirirken kullandığımız yağa dikkat!
Sıcak yemek, ızgara veya kızartma yemekler hazırlarken kullandığımız yağlar ayçiçeği, margarin veya soya olmasın. Bu tip yağlar ısıya maruz kaldıkları zaman “trans yağ” dediğimiz, en zararlı yağ çeşidine dönüşürler. Vücudumuza kanserojen etki yaratarak, iç organlarımızı tehlike altına alırlar. Zeytinyağı, tercihimiz olabilir.
2. Mikser ve diğer mutfak robotları liflere en büyük düşman.
Mutfağımızda yer alan, bize zaman kazandıran elektrikli aletler besinleri işlenmiş hale getirdikleri için besinlerimizde yer alan lifleri yok ederler. Dolayısıyla vücudumuz; besinlerden aldığı verimi alamaz, aksine “sağlıksız” yiyeceklere maruz kalır.
3. Kızartma yemeden önce bir kez daha düşünün.
Balık çeşitlerini ve etleri, yüksek protein deposu olmalarıyla beraber sağlıklı yağlar içerdikleri için de rahatlıkla tüketebilirsiniz. Fakat, sağlıklı besinler tüketiyor olmanız ne yazık ki yeterli olmuyor. “Kızartma” yapmak, işin içine beyaz unu dahil ettiği için tercihlerimiz arasında yer almamalı. Beyaz un, rafinasyon işlemleri ile üretildiği için posa, vitamin ve minerallerden yoksun içerikli bir besin haline geliyor. İnsülin direncine sebep olan aşırı beyaz un tüketimi, obezite gibi beslenme bozukluklarına ve şeker hastalıklarına sebep olabiliyor.
4. Bir kere pişirme/ısıtma hakkınız var.
Çoğunlukla yemekleri buzluğa atıp, pişirip, buzdolabında saklayıp en sonunda ısıtıp yeme ritüelimiz olabiliyor. Bu döngü çok yanlış. Yemeklerimizin vitamin ve mineral içeriğini korumaları adına “günlük” olarak pişirmeli, “günlük” besinleri tüketmeliyiz.
5. Az pişirelim, canlılığını korusun.
Sebzelerimizi ızgarada pişiriyor ya da haşlıyorsak bile renklerini soldurmamaya özen gösterelim. Sebzelerimizi ne kadar çok pişirirsek o kadar mineral ve vitaminlerinden yoksun bırakırız, yeni alışkanlığımız buna dikkat etmek olsun.
İlginizi çekebilir: Beslenme bozuklukları ve psikodinamik yönleriyle ilgili bilmeniz gerekenler