Pilatesin zihninize ve bakış açınıza sağlayabileceği olumlu etkileri
Yaşamlarımızdaki denge, hayat kalitemizi etkileyen en önemli faktörlerden biri. Anda kalmayı deneyimledikçe zihin sağlımız iyileşiyor ve farkındalıklarımız artıyor. Pilatesin bugüne kadar hep fiziksel etkilerinden bahsettik. Pilates; fiziksel olarak daha çok bedeni güçlendirmeye ve esnetmeye odaklı olsa da, zihin sağlığına da faydaları deneyimlendikçe günden güne ortaya çıkıyor.
Pilates ve zihin
Derslerime katılan öğrencilerimden ve kendimde deneyimlediklerimden buna birçok örnek verebilirim. Derse girmeden önce iş, eş, çocuk ve hayatla ilgili endişeleri olan kişiler, kendilerine ayırdıkları 1 saat sonunda zihinleri rahatlamış olarak ayrılıyorlar. Çözümsüz gibi görünen birçok şey daha yönetilebilir ve çözümlenebilir hale geliyor.
Peki, nasıl oluyor da 1 saat içinde her şey değişiyor?
Aslında değişen ‘durum’ değil tabii ki, anksiyete ya da panik anlarında çoğu zaman hayatımıza dair kontrolü kaybetmiş hissine kapılırız. Bazen bu anlarda, bedenimize dair kontrolümüzü bile kaybedip bağırır veya sinirleniriz.
Pilates; beden ile zihni bir araya yeniden getirerek, farkındalığı artırmakta ve bireyin bedenine neyin iyi geldiğini fark etmesini sağlayarak, daha dik bir duruş ile daha fazla özgüven sahibi olmasına imkan verir. Pilates kasların güçlenmesine de etki ederek, kişinin dersten enerjisi yüksek bir şekilde çıkmasına yardımcı olur. İnanın bana, bugüne kadar dersten “Ne kötü olmuş da derse gelmişim!” diye çıkan birine hiç rastlamadım.
Akış neden önemlidir?
Pilates derslerinde akış, her egzersizde detaylara konsantre olmak için beden ve zihin arasında bağ kurmanın bir yoludur. Bu yolla pilates, zihni canlandırıp aynı zamanda ruhu da yenilemektedir. Bir tür durağan değil, ancak akışta bir meditasyon da denilebilir.
Beden sağlıklı oldukça, hareketlerdeki ve duruştaki özgüven kişiye inanç sağlamaktadır. Aynı zamanda bireyin kendine olan inancı ve yapabilecekleri hakkında da ipuçları verebilir.
Günlük olarak düzenli ve belirli zaman aralığını kendinize ayırarak, tüm o problem diye adlandırdıklarımızı bir kenara bırakabilirsek, yepyeni bir bakış açısıyla yönetilebilir değişimlere daha güzel çözümler yaratabiliriz.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın.