X

Peynir Kaç Kalori?

 

Peynir, sütten elde edilen ve pek çok çeşidi olan faydalı bir besindir. Peynir çeşitleri çok fazla olduğu için bu yazıda Türk kahvaltılarının vazgeçilmezi olan beyaz peyniri ele alacağız.

Beyaz peynir, genelde inek, koyun ve keçi sütünden yapılır. Genelde yumuşak bir dokusu olan beyaz peynir oldukça besleyicidir ve kaliteli bir kalsiyum kaynağıdır. Beyaz peyniri kahvaltıda tek başına tüketmek mümkün olduğu gibi çeşitli hamur işlerinde ya da aperatiflerde kullanmak da mümkündür.

Peynir Besin Değeri

Peynir oldukça sağlıklı ve her gün tüketebileceğiniz bir yiyecektir. Markadan markaya farklılık gösterebilmekle birlikte 100 gram peynirin (beyaz) besin değerleri şu şekildedir:

Kalori: 264

Protein: 14,2 g

Yağ: 21,3 g

Karbonhidrat: 4,1 g

Kalsiyum: 493 mg

Demir: 0,7 mg

Fosfor: 337 mg

Potasyum: 62 mg

Sodyum: 1116 mg

Tiamin: 0,2 mg

Riboflavin: 0,8 mg

Niasin: 1 mg

Peynirin karbonhidrat içeriği düşüktür. Ayrıca içerisinde neredeyse hiç şeker ya da lif yoktur. Peynirin şeker içeriği düşük olduğu için beslenmesine dikkat eden kişiler için sağlıklı bir seçim olacaktır.

Peynirde bulunan yağın yaklaşık yarısı doymuş yağdır. Bununla birlikte her peynirin yapılış süreci farklı olabileceği için peynirdeki tuz ve yağ miktarı da farklılık gösterecektir. Ancak light peynir almadığınız sürece yediğiniz peynirin doymuş yağ içeriğinin yüksek olacağını göz önünde bulundurmanız gerekir.

Doymuş yağlar, ölçülü bir şekilde tüketildiklerinde genelde zararlı olmasa da günlük hayatta doymuş yağdan çok doymamış yağ tüketilmesi önerilir. Süt ürünlerinin karmaşık bir biyokimyası olduğu için tam yağlı peynirleri çok fazla olmayacak şekilde makul miktarlarda tüketmek daha iyi olacaktır.

Peynir, protein bakımından zengindir. Bir porsiyon beyaz peynir (yaklaşık 30 gram) ile günlük protein ihtiyacınızın önemli bir kısmını karşılayabilirsiniz.

Peynir, makro besinlerin yanı sıra vitamin ve mineraller bakımından da önemli bir yiyecektir. Beyaz peynirde bulunan kalsiyum ve B12 vitamini, kemikler için faydalıdır ve vücudun enerji ihtiyacını karşılamasına yardımcı olur. Peynirde bunların yanı sıra mineraller de bulunmakta ve bunlar, vücudunuzun günlük mineral ihtiyacını karşılamaya yardımcı olmaktadır.

Peynirin Faydaları

Peynirde bulunan vitamin ve minerallerin vücut açısından sağladığı pek çok fayda bulunmaktadır. Bu yüzden günlük olarak peynir tüketmeniz, çeşitli açılardan fayda sağlayabilir.

Kemik sağlığını destekler

Peynir, pek çok insanın birincil kalsiyum kaynağıdır. Beyaz peynir; kalsiyum, fosfor ve protein bakımından zengindir. Bu besinlerin kemik sağlığını desteklediği bilimsel olarak bilinmektedir.   Kalsiyum ve protein, kemik yoğunluğunu arttırmaya ve kemik erimesini engellemeye yardımcıyken fosfor ise kemik açısından önemli bir mineraldir.  Beyaz peynirde kalsiyum, protein ve fosfor bulunduğu için peynirin kemik sağlığı açısından faydalı olduğunu söylemek doğru olacaktır.

Bağırsak sağlığı için faydalıdır

Probiyotikler, sağlık açısından faydalı bakterilerdir. Beyaz peynirde de bulunan bu faydalı bakteriler, bağırsak sağlığı ve bağışıklık sistemi açısından oldukça yararlıdır. Hatta probiyotikler sayesinde vücudun inflamatuar yanıtının engellenebildiği ve bu sayede peynirin anti-inflamatuar faydaları olduğu da bilinmektedir.

Yağ asitleri içermektedir

Konjuge linoleik asit (CLA), hayvansal ürünlerde bulunan bir yağ asididir. CLA’nın vücut kompozisyonunu iyileştirmeye, yağ kitlesini azaltmaya ve yağsız vücut kitlesini arttırmaya yardımcı olduğunu gösteren araştırmalar bulunmaktadır. CLA aynı zamanda diyabetin önlenmesine yardımcı olabilir ve kanseri önleyici etkiler gösterebilir. Koyun sütünden yapılan peynirler, inek ya da keçi sütünden yapılanlara göre daha fazla CLA içermektedir. Bununla birlikte hangi sütten yapılırsa yapılsın, beyaz peynir tüketerek CLA alımınızı arttırabilir ve bu yağ asidinin faydalarından yararlanabilirsiniz.

Vitaminlerin emilimine yardımcı olur

A, D, K ve E gibi yağda çözünen vitaminler, beyaz peynir gibi yağlı peynirler sayesinde vücutta taşınabilir ve emilebilir. Beslenme düzeninizde yeteri kadar yağ olmadığında D vitamini gibi yağda çözünen vitaminler bakımından eksiklik yaşayabilirsiniz. Bu nedenle günlük beslenmenize peynir ekleyerek vitaminlerin emilimine yardımcı olabilirsiniz.

Peynir Kilo Aldırır mı?

Peynirde bulunan konjuge linoleik asitin (CLA) vücut yağını azalttığını gösteren bazı araştırmalar bulunmaktadır. Bu araştırmalar CLA’nın vücut kompozisyonunu uzun dönemde iyileştirdiğini de göstermektedir. Bu konuda daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç duyulduğu için kilo almamak için peyniri ölçülü olarak tüketmeniz faydalı olacaktır.

Peynir Nasıl Tüketilmeli?

Peyniri kahvaltıda tüketebileceğiniz gibi aperatiflerin içerisine ekleyerek ya da yemeklerinizin yanına koyarak da tüketebilirsiniz. Peyniri farklı olarak şu şekillerde tüketebilirsiniz:

  • Ekmeğin üzerine beyaz peynir ve zeytinyağı koyduktan sonra tuz ve biberle süsleyin.
  • Salataların üzerine peynir serpiştirin.
  • Karpuz ve kavunu doğradıktan sonra yanına peynir ekleyin.
  • Pizza yaparken domates, biber ve zeytin gibi malzemelerle birlikte beyaz peynir kullanın.
  • Ispanak, domates ve beyaz peynirli omlet yapın.
  • Makarna yaptığınızda diğer malzemelerin üzerine ekleyerek kullanın.
  • Patatesi fırında pişirin ya da ezin ve üzerine peynir ekleyin.

Beyaz peynir başta olmak üzere kendine özgü aroması olan peynirler, yemeklerinizi daha lezzetli hale getirmenize yardımcı olacaktır.

Peynirin Zararları

Süt ve süt ürünlerine alerjiniz varsa peynir yemeniz zararlı olacaktır. Süt alerjisi, çocuk ve yetişkinlerde en sık görülen alerjilerdendir. Süt alerjiniz varsa vücudunuzda döküntüler olabilir, mideniz bozulabilir ve hatta hayati tehlikeye neden olan anaflaksik şok geçirebilirsiniz. Bu nedenle süt alerjiniz olduğundan şüpheleniyorsanız, peynir dahil olmak üzere süt içeren ürünleri tüketmeyi bırakmalı ve alerjiniz için test yaptırmalısınız.

Laktoz duyarlılığı olan ya da laktoz intoleransı olan kişiler, beyaz peynirde az laktoz bulunduğu için bu peyniri tolere edebilirler. Hatta beyaz peynir genelde bir şeylerin yanından tüketildiği için tek başına yenmediğinde laktoz nedeniyle rahatsızlık yaratma riski daha da az olacaktır.

Peynir tüketiminde süt ürünleri alerjisi ve laktoz duyarlılığının yanı sıra ortaya çıkabilecek yan etkilerden diğerleri şu şekildedir:

  • Peynir, sodyum bakımından yüksek bir yiyecek olduğu için tansiyonu yükseltebilmektedir. Bu da böbrek rahatsızlıkları, felç ve kalp hastalıkları yaşama riskinin artmasına neden olabilir.
  • Peynir, kalsiyum bakımından zengin olmakla birlikte böbrek rahatsızlığı olan kişiler, peynirde bulunan fosfor nedeniyle kemiklerinde güçsüzleşme yaşayabilirler.
  • Pastörize edilmemiş peynirler, gebelik sırasında zararlı olabileceği için gebelikte tüketilen peynirlerin pastörize olduklarından emin olmak gerekir.
  • Peynirde tiramin adı verilen bir madde bulunur. Bu madde, monoamin oksidaz inhibitörü kullanan kişilerde tansiyonun artmasına, kalp çarpıntılarına ve şiddetli baş ağrılarına neden olabilir. Bu nedenle bu ilaçları kullanan kişilerin peynir tüketmeden önce doktorlarına danışmaları gerekir.
Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale