X

Pazartesi sendromuyla başa çıkmanın 5 yolu

Ne kadar güzel bir hafta sonu geçirirseniz geçirin Pazar günü saatler 19.00’u gösterdiğinde içinizde yavaş yavaş bir sıkıntı mı oluşmaya başlıyor? Merak etmeyin, bu konuda yalnız değilsiniz. Çünkü içinizdeki sıkıntı ve stresin sebebi 21. yüzyılın hayatımıza kattığı en büyük olaylardan biri: Pazartesi sendromu.

Medikal ya da psikolojik bir rahatsızlık değil, olağan bir duygu durumunu ifade eden pazartesi sendromu özellikle iş hayatının içerisine dahil olan herkesin en sık karşılaştığı sıkıntılardan biri. Okul döneminde de birçok kişinin karşısına çıksa da iş hayatıyla birlikte Pazartesi sendromu çok daha keskin bir hal almaya başlar. Tüm hafta sonu biriken mailler, Pazartesi yaparım dediğiniz işler, tamamlamanız gereken evraklar… Okul döneminde canınız istemediyse o derse gitmeme hakkını sonuna kadar kullanmışsınızdır ama iş hayatı öyle değil.

Sevdiğiniz bir işi yapıyorsanız Pazartesi sendromunu aşmak sizin için çok daha kolay olacaktır. Kariyer koçu Rita Friedman bu konuyla ilgili şöyle diyor: “Eğer işinizi seviyorsanız ve yaptığınız şeye tutkuyla bağlıysanız, Pazartesi günü sevdiğiniz şeyi yapmak için işe gitmek bir ayrıcalıktır.” Belli adımları izleyerek Pazartesi gününü çok daha sevimli hale getirmek de sizin elinizde. Yapmanız gereken şeyler oldukça basit. Sadece birkaç alışkanlığınızı gözden geçirerek ona göre hareket etmeniz gerekiyor. Sonrasında bir bakmışsınız Pazartesi gününün de diğer günlerden hiçbir farkı kalmamış.

Hafta sonu düzeninizi değiştirin

Hafta sonu, haftanın tüm yoğunluğuna kısa bir mola vermemizi sağlarken hafta içi hayata geçiremediğimiz etkinliklerimiz, aktivitelerimiz ya da gezilerimiz için kusursuz bir zaman dilimidir. Tabii kendimize ve dostlarımıza vakit ayırırken hafta sonuyla ilgili ağır basan bir başka detay ise dinlenme ihtiyacı oluyor. Durum böyle olunca öğlene kadar uyuyabiliyoruz. Ancak –hafta içindeki uyku düzeniniz gibi olmasa da- hafta sonu da erken kalkmaya çalışarak güne başlayabilirsiniz.

Hafta içi 7’de kalkıp iş için yollara koyulmanız sizi yorduğu için hafta sonu uyumak isteseniz de uyanma saatinizi biraz daha erkene alın. Her hafta bunu uygulamanız durumunda vücudunuz da bu saate alışacaktır. Böylece Pazartesi sabahı uyanmak önceki haftalar kadar zor olmayacak.

Eğer çok önemli bir son dakika işiniz yoksa hafta sonu iş maillerinize bakmayın. Bırakın o iki gün, sadece sizin kendinize göre kurguladığınız en özel vakit olsun. Gelen mailleri Pazartesi günü de okuyabilirsiniz. O yüzden hafta sonu keyfinizi işle bölmeyin.

Spor ve iyi bir kahvaltıyla güne başlayın

Sabah sporu tabiri çoğu kişiyi korkutsa da bunu hayatınızın bir parçası haline getirmeniz durumunda yardımını göreceksiniz. “Benim vaktim çok az” diyenlerdenseniz ilk adım olarak sadece Pazartesi gününe sporla başlamayı deneyin. Bunun için spor salonuna gidip saatlerce ter dökmenize gerek yok. Temel yoga hareketleri, birkaç seviyeden oluşan esneme hareketleri ya da kısa bir pilates güne daha motive bir şekilde başlamanıza yardımcı olacak. Kendinizi yormadan güne pozitif başlamanın ve özellikle Pazartesi sendromunu atlatmanın anahtarını arıyorsanız sporu atlamayın.

Spor sonrasında demleyeceğiniz güzel bir çay ya da kahve eşliğinde kahvaltı etmek sizi ofiste masanızın üzerinde yiyeceğiniz poğaçadan çok daha mutlu edecek. Hem lezzetli bir yemeğin başa çıkamayacağı bir olumsuzluk yoktur değil mi? Haftaya daha da enerjik başlamalıyım diyorsanız da Pazartesi sabahı bir arkadaşınızı arayıp dışarıda kahvaltı edin. İkinizin de ofisinizin yakınında yer alan küçük bir kafe keşfedin ve pratik kahvaltınızın tadını çıkarın. Saatlerce süren hafta sonu kahvaltılarının yerini tutmasa da arkadaşla sohbet eşliğinde kahvaltı etmek modunuzu tahmin edemeyeceğiniz kadar yükseltecek.

Güzel giyinin iyi görünün

Kıyafet kuralının olmadığı bir iş yerinde çalışıyor dahi olsanız Pazartesi sabahı her zamankinden çok daha şık olun. Taktığınız küçük bir takı, saçlarınızın şeklinde yaptığınız ufak değişiklikler ya da dergilerden çıkmış gibi görünen havalı kıyafetinizle güne yıldız gibi ışıldayarak başlamanız mümkün. Yazar Deborah Shane, Pazartesi sabahları için şu tavsiyeyi veriyor: “Giyin, canlan ve pozitif olduğunu herkese göster. Böylece herkesin pozitif olmasına yardımcı ol. Işık ve enerji çevrendekilerin de daha iyi bir gün geçirmesine yardımcı olur. Ruhunu, karizmanı ve duruşunu göstermekten ve paylaşmaktan çekinme.

Sadece kendinizi değil çevrenizdekileri de Pazartesi sendromundan kurtarmak istiyorsanız her zaman olduğundan daha şık görünmeniz yeterli olacak. Deneyin ve pozitif enerjiyle dolmanın ve bu enerjiyi yaymanın keyfini çıkarın.

Pazartesi gününüzü ofise girdiğinizde planlayın

Hafta sonundan çıkıp ofise adım attığınızda 10 yıldır o işi yapıyor dahi olsanız işlerin sıralamasında kafanız karışabilir ve birikmiş mailler ya da dosyalar tadınızı kaçırabilir. Tüm bunların üstesinden gelmek için bir an önce işe koyulmak isteyebilirsiniz ama öncesinde kendinize küçük bir zaman dilimi ayırın. Ofise vardıktan sonra yaklaşık 15 dakikanızı ayırarak tüm gününüzü planlamak mümkün. Hatta bunun için geleneksel yönteme başvurup kendi yazınızla kağıtlara notlar alabilirsiniz. Kalemi elinize aldığınızda kendinize “Bugün en öncelikli işim hangisi?” diye sorun ve cevabı listenin en başına yazın. Sonrasındaysa işleri önem sırasına göre yazmaya devam edin. Hatta motivasyonunuzu artırmak için belli sayıda iş yaptıktan sonra kendinizi lezzetli bir kahve ya da çikolata ile ödüllendirebilirsiniz. Tamamladığınız her işten sonra kağıda bir çizik daha atmak sizi kesinlikle mutlu hissettirecek.

İş çıkışında program yapın

Hafta içi dışarı çıkılmaz algısını yıkın ve canınız ne zaman istiyorsa o zaman dışarı çıkın. Eğer hafta içi gezmelerini de hayatınıza dahil etmeye başladıysanız ama “Pazartesi dışarı çıkılmaz” fikrine hala bağlıysanız bunu yıkmak için ilk adımı atın. Sevdiğiniz bir arkadaşınızla ya da aile üyenizle program yapın ve iş çıkışında birkaç saat keyifli vakit geçirin. Biriyle görüşmek istemiyorsanız ya da program yapacak arkadaş bulamadıysanız kendinizle vakit geçirmenin keyfine varın. Sinemada güzel bir film izleyin ya da uzun zamandır yemeklerini merak ettiğiniz bir restorana gidin ve küçük bir yürüyüş yaparak eve dönün. Dışarıda zaman geçirmek Pazartesi sendromunu atlatmanın en güzel yöntemlerinden biri. Bunun yanında Pazartesi günü bir etkinliğe katıldıysanız tüm haftayı daha yüksek bir motivasyonla tamamlayacaksınız demektir. 

İlginizi çekebilir: Pazartesi sendromu mu, o da ne: Haftaya enerjik bir başlangıç için 7 öneri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale