X

Parkinson Yasası: Sorumlulukları kısıp hayatı açın

15 gün sonra teslim edilecek bir raporu neden 15. günün son dakikalarında yazıyoruz? Peki ya Cuma akşamına kadar gönderilmesi gerekeni neden Cuma günü mesai saatinin sonunda gönderiyoruz? Cyril Northcote Parkinson, bu durumu Parkinson Yasası ile açıklıyor ve “Bir iş, daima, bitirilmesi için kendisine ayrılan sürenin hepsini kapsayacak şekilde uzar” diyor.

Parkinson Yasası

Biz insanlar ertelemeye eğilimliyiz ve istesek de istemesek de bir işi bitirirken planlarımızı son teslim tarihine göre yaparız. Eğer bir işin tamamlanması için gereken süre uzarsa, verimli çalışmak yerine ertelemeye devam ederiz. Biz erteledikçe süreç uzar ve sonuçta üretkenliğimiz düşer. Bu hepimizin psikolojik eğilimi nedeniyle sıklıkla yaşadığı bir deneyimdir. Oysa bununla mücadele etmek mümkündür. Eğer bu eğilimin sebeplerini ve ertelemeyle nasıl mücadele edeceğinizi öğrenmek istiyorsanız, o zaman size “Karar Ver, Planla, Harekete Geç” adlı kitabımı tüm samimiyetimle tavsiye ederim. Parkinson Yasasını günlük hayatımızı kolaylaştırmak için nasıl kullanacağımızı öğrenmek içinse yazıya hemen şimdi devam edebilirsiniz.

Parkinson Yasasını nasıl kullanmalıyız?

Bir işi tamamlamak için ne kadar çok zamanımız var ise o işi o kadar erteleriz. Bu Parkinson Yasasına bir açıdan bakış. Öte yandan bir işi tamamlamak için ne kadar az zamanımız varsa o işle ilgili o kadar verimli bir performans sergileriz. Bu yüzden saatleri kısa zaman dilimlerine ayırmak üretkenliğimizi artırmanın ve hayatımızı kolaylaştırmanın en pratik çözümüdür ve Pomodoro Tekniği olarak bilinen -25 dakikalık odaklanma & 5 dakikalık mola- teknik tam bu yüzden çok etkilidir, çünkü bir işin zamanını kısıtlarsak o süreden alacağımız verim otomatik olarak artar.

Daha üretken olmalı mıyım?

Tabii ki hayır. Ben iyi bir hayatın sadece üretkenlikten ibaret olmadığına inananlardanım. Ancak Parkinson Yasasından yararlanmak için daha üretken olmayı hedeflemeye pek gerek yok. Hayatımızda yer almasını istediğimiz keyifli aktivitelere daha fazla yer açmak için de Parkinson Yasasını kullanabiliriz.

Örneğin;

  • Evi toplarken,
  • Ütü yaparken,
  • Bulaşıkları yıkarken,
  • Kitap okurken,
  • Evden çıkmak için hazırlanırken,
  • Bitkileri sularken,
  • E-postalarınızı cevaplarken,
  • Plan yaparken,

Parkinson Yasasının avantajlarından faydalanabilir ve bu aktiviteleri zaman sınırıyla yapabilirsiniz. Yapmanız gereken ise sadece şu kadar:

  1. Uzun zamandır ertelediğiniz ve başlamaya üşendiğiniz bir işi seçin.
  2. Bir zamanlayıcı açın ve alarm çaldığında işi bırakın.

Üstelik illa Pomodoro Tekniği gibi 25 dakikalık bir zamanlayıcı kullanmanıza gerek yok. İsterseniz sadece 10 dakikalık bir alarm kurun ve 10 dakika boyunca okuyabildiğiniz kadar kitap okuyun. Veya 15 dakikalık bir alarm kurup bulaşıkları makinaya yerleştirin. İş yerinizde 20 dakikalık bir alarm kurun ve epostalarınızı cevaplayabildiğini kadar cevaplayın. Göreceksiniz ki zamanı kısıtladıkça yaptığınız işlerin verimi artacak.

Sorumlulukları kısın, hayatı açın

Yapmanız gereken işlerin ve omzunuzda bir yük gibi duran sorumlulukların zamanını kısıtlayarak, yapmak istediğiniz şeylere daha fazla zaman ayırabilirsiniz. Meselemiz daha çok kitap okumak veya patronunuzu daha çok memnun etmek değil. Meselemiz zorunluluklarımızın zamanını kısıtlayarak, sevdiğimiz şeylerin zamanını çoğaltmak. Bu yüzden zamanı belli durumlarda kısıtlayarak kullanmak oldukça akıllı bir strateji.

Hadi bugün sorumluluklarınızı kısa zaman dilimlerine hapsetmeyi bir deneyin. Bakalım yaptığınız işin verimi gerçekten ne kadar artacak? Bu arada unutmadan bir not: Eğer iyi bir yaşam fikri sizi cezbediyorsa, o zaman yeni çıkan Kişisel Gelişim Ajandamı bir incelemenizi öneririm. Sevdiğiniz şeylere hayatınızda daha çok yer açmak için size yeni yılda yeni yollar gösterecektir.

Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Hayatımı nasıl düzenlerim?

Ayça Karaman: Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Sosyal Bilimler Enstitüsünden mezun oldum. 2013 yılından beri halen Boğaziçi Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmaktayım. Üniversitedeki görevimin yanı sıra eğitimci kimliğim ile kendini geliştirmek isteyen yetişkinlere ve eğitmenlere yönelik atölye çalışmaları yapıyor, eğitim programları tasarlıyor ve projeler üretiyorum. Dijital dünyada ise bireylerin gelişimlerini destekleyici metinler yazıyor ve içerikler üretiyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale