X

Param var evet, almamayı seçiyorum yine evet!

Gün boyunca yaptığınız harcamaları düşündünüz mü? Şimdi bu cümleyi okuduğunuzda şunu içinizden geçirdiğinizi duyar gibiyim; ‘Param var niye düşüneyim, istediğim gibi harcarım, bir de hesap mı yapacağım?’ Veya bir grup da şunu diyebilir; ‘Keşke o derece param olsa ve ben hiç düşünmesem ne harcadım, ne kazandım, sadece parayı dilediğim gibi kullansam.’

Belki ön yargı bizi param var istediğim kadarını harcarım görüşünün sadece çok zengin insanların düşüncesi olabileceğine götürür, fakat yanılıyoruz. Gerçekten ‘paranın değerini bilen’ insanlar, ister zengin diye isimlendirin ister fakir olarak, yine de para hesabını hepimizden fazla düşünüyorlar.

İlgili yazı: Alışveriş tutkusunun ardındaki sırlar

Peki param var, almamayı seçiyorum da nereden çıktı?

İşte bu soru şu an hayatınızın akışını değiştirebilir. Sevgili Aykut Oğut ‘’Artık ZENginim’’ isimli kitabında bu yaklaşımı aslında çok güzel açıklıyor:

Almamayı tercih etme, sizi satın alma bağımlısı olmaktan kurtulmanıza yardımcı olacaktır.

‘’Ne zaman bir şey almak isteseniz, ‘İstesem alabilirim, cüzdanımda bu para var. Ben almamayı seçiyorum.’ diyeceksiniz.’ Böylece sürekli yapamıyorum, param yetmiyor, cesaret edemiyorum veya benim gücüm yetmez gibi ‘’yokluk’’ inancından uzaklaşmanız mümkün olacak.

Diğer yandan ‘Evet param var, almak veya almamak benim tercihim ve hatta almamayı tercih ediyorum.’ diyebiliyorsanız ‘Bir şey alarak mutlu olma’, yani adeta bir satın alma bağımlısı olmaktan da kurtulmuş olacaksınız. Böylece kendinizi X marka ayakkabı, Y marka araba veya Z çeşit gözlüğün sizde olmaması durumunda hissedeceğiniz ve aslında tamamen kendi algınız dahilinde oluşturduğunuz yetersizlik duygusundan da arınmış olacaksınız.

Pek çoğumuz aslında ‘Param var ve alıp almamak benim tercihim.’ noktasına gelebiliyoruz, önemli olan bir adım ilerisi, yani ‘’Almamayı seçebiliyorum.’’ da diyebilmek. Eğer bu yazıyı okuyorsanız, para harcamakla ilişkili alışkanlıklarınızı gözden geçirmenizi öneriyorum.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.
İlgili Makale